PİRHA- HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi vererek, Dersim 1937-38 Soykırımı ile yüzleşilmesi ve soykırımın tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla, Meclis Araştırması açılmasını istedi. Önlü, “Dersim 1937-38 Soykırımı ile yüzleşilmesi amacıyla Meclis Araştırılması açılması tarihi görev ve sorumluluklar açısından hayati önem arz edecektir.” dedi.
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Dersim 1937-38 Soykırımı ile yüzleşilmesi ve soykırımın tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla, Meclis Araştırması açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi verdi.
Önlü, soru önergesini, gerekçelendirerek meclise sundu.
“Geçmişte Kürt, Ermeni, Süryani gibi etnik toplulukların oluşturduğu Dersim, bu kültürel zenginliğinden kaynaklı büyük katliamlar ve sürgünler yaşamıştır” diyen Önlü, “180o’lü yıllardan başlamak üzere yazılan çok sayıda gizli-açık raporlarda Dersim’in sosyal yapısının dağıtılması önerilmiş ve köylerin birbirleriyle olan bağları koparılmak maksadıyla blok havuzlar yani barajların yapılması önerilmiştir” dedi.
Dersim’in Osmanlı İmparatorluğu zamanında ele geçirilemediğini ancak Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla yeni Cumhuriyete miras kalacağını belirten Önlü, “Yeni Cumhuriyetin kodlarının ulus-devlet anlayışıyla şekilleneceğini, “Halklar cumhuriyeti olan Anadolu kısa sürede halklar mezarlığına çevrilecekti” ifadelerini kullandı.
“KÖYLER YAKILIP YIKILMIŞTIR”
2 Şubat 1926 yılında Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey tarafından hazırlanan raporu hatırlatan Önlü, “Raporda, “Dersim, Cumhuriyet Hükümeti için bir çıbanbaşıdır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliyat yapmak ve elim ihtimalleri önlemek, memleket selameti bakımından mutlaka lazımdır” ifadesi yer almış, akabinde 1922 yılında il statüsü almış olan Dersim, 30 Mayıs 1926 tarih ve 877 sayılı kanunla il statüsünden çıkararak, ilçeye dönüştürülmüş ve Elazığ’a bağlanmıştır. 6 Ekim 1926 tarihinde Ali Boğazı çevresine yönelik askeri harekat başlamış ve yüzlerce sivil katledilmiş, köyler yakılıp yıkılmıştır” dedi.
“KÜRTÇE KONUŞMANIN YAYILIMI GEREKÇE GÖSTERİLMİŞ”
Önlü, o dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, 18 Eylül 1930 tarihinde Başbakanlığa sunduğu Dersim raporunda, bir an önce Dersim’e “askeri harekât” düzenlenmesi gerektiğini belirtmiş ve en önemli gerekçe olarak da halkın Kürtçe konuşması ve Kürt dilinin bölgede yayılma eğilimini göstermiştir” dedi.
“MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASI TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR”
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü soru önergesinde şunları belirtti:
Rapordan sonra;
“-24 Ekim 1930 tarihinde Dersim’in Pülümür İlçesi’ne askeri operasyon düzenlemiş ve binlerce insan katledilmiştir.
-14 Haziran 1934 yılında Tunceli İskan Kanunu çıkartılmış ve kanunla Türk kültürüne benzetilmek istenen nüfusun nakli istenmiştir.
-Dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak`ın raporlarını İsmet İnönü’nün raporları izlemiştir.
-Dersime yönelik hazırlanan raporlardan sonra Mustafa Kemal 1935 yılında Meclis açılış konuşmasında Dersim’de bir “ıslahat programı” uygulanacağını açıklamıştır.
-25 Aralık 1935 yılında çıkartılan 2884 sayılı Tunceli kanunu ile de Dersim’in adı Tunceli olarak değiştirilmiş, Dersim ve çevre illerinde sıkıyönetim ilan edilmiştir.
-Yürürlüğe giren Tunceli Kanunu akabinde, 1. Umuni Müffettişlik kapsamında bulunan Elazığ, Dersim, Erzincan ve Bingöl’ü kapsayan, Elazığ merkezli 4. Umumi Müffettişlik kurulmuş olup, Tunceli Kanunu Genel Müffettişi’de olan Vali ve Komutanlara, sürgün ettirme, yargılama, idam kararı verme gibi hukuk dışı, geniş yetkiler verilmiştir.
-14 Haziran 1934 İskan Kanunu, 25 Aralık 1934 Tunceli Kanunu başta olmak üzere Dersim’e ilişkin hazırlanan tüm raporlar, genelgeler ve kanunlar 1937-38 Dersim Soykırımı için gerekli talimatları ve yasal düzenlemeleri içermekte olup, Dersimin imhası hedeflenmiştir.
-4 Mayıs 1937 TBMM’de Bakanlar Kurulu toplanır ve “Dersim Tenkil Kararları”adıyla bir kararname çıkartılır. Dersim Soykırımı’nın resmi belgesi olan bu kararname ile Dersim’e taarruz hareketi başlatılacak, köyler yakılacak, insanlar öldürülecek ve bir kısmı ülkenin batı illerine sürgün edilecekti.
-Kararnamenin hemen ardından 12 ve 19 Mayıs 1937’de Dersim’e yönelik operasyon başlatılır, Amed’den kalkan üç uçak filosu Dersim’e bombalar yağdırır, köyler ve ormanlar ateşe verilir, Devletin resmi rakamlarına göre 12 bin kişi, Dersimlilere göre ise 70 bin ile 100 bin insan katledilir, binlerce insan zorla sürgüne gönderilir, kız çocukları asker ailelerine evlatlık verilir.”
Birleşmiş Milletlerin 12 Ocak 1951 tarihinde yürürlüğe giren sözleşmenin “Soykırım” tanımına göre Dersim Katliamı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin planlayarak yapıp uyguladığı bir soykırımdır.
Toplumsal barışın sağlandığı bir geleceğin inşası amacına dayanan, tanıkları ve mağduriyetleri açığa çıkaran, tarihsel acıların onarımını sağlayacak bir anlayışla Dersim 1937-38 Soykırımı ile yüzleşilmesi amacıyla Meclis Araştırılması açılması tarihi görev ve sorumluluklar açısından hayati önem arz edecektir.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.