PİRHA-19 Aralık Cezaevi Katliamı’nın üzerinden 23 yıl geçti. “Hayata Dönüş” adı verilerek yapılan operasyonda 30’u mahpus 32 kişi, ölüm orucunda ise 122 mahpus yaşamını yitirdi.
İnsanlık tarihi açısından kara bir gün 19 Aralık 2000. Demokratik Sol Parti (DSP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Anavatan Partisi (ANAP) koalisyonu döneminde cezaevlerinde uygulamaya sokulmak istenen F tipi cezaevi sistemine karşı 19 yıl önce, 20 Ekim 2000 tarihinde yüzlerce mahpus 19 temel taleple açlık grevine girdi. Talepleri kabul edilemeyen mahpusların bir kısmı 20 cezaevinde açlık grevini ölüm orucuna çevirdi.
İçeride kritik günlere girilirken, dışarıda insan hakları kuruluşlarından oluşan bir heyet, hükümet yetkileriyle görüşmeler gerçekleştirip sorunun diyalog yoluyla çözülmesine çabalıyordu. Kapalı kapılar ardında ise cezaevlerine operasyonun planları yapılmıştı. Hükümetten “Anlaşma yapmayacakları, ölüm oruçlarına müdahale edilebileceği” açıklamaları gelirken, dönemin başbakanı Bülent Ecevit, “teröristlerle pazarlık yapmayız” diyordu.
Ölüm orucunun 61. günü, 19 Aralık sabaha karşı 04.30 sıralarında eş zamanlı olarak operasyon başlatıldı. Operasyonlarda, 2’si asker -ki tutukluların öldürdüğü iddia edilmiş, hazırlanan adli tıp raporların G-3 tüfeği kurşunlarıyla arkadan vuruldukları ortaya çıktı- 30’u tutuklu olmak üzere 32 kişinin ölümüyle sonuçlanacak olan operasyon ‘Hayata Dönüş’ adıyla başlatıldı ve tarihe 19 Aralık Katliamı olarak geçti.
Operasyon sabahı çıkan gazeteler “Devlet girdi – Sahte oruç, kanlı iftar” manşetleriyle çıkarken, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, “Biz bu operasyona bir yıldır hazırlanıyorduk. Jandarma, özel tim ekipleri operasyon yapılacak cezaevlerinin maketleri üzerinde uygulamalı eğitim alıyordu” açıklamasını yaparken, Saadet Partili Mehmet Bekaroğlu ise, “Bakan Türk hem arabuluculuk yapan bizleri, hem de halkı kandırdı” diyerek görüşmelerin nasıl oyalamaya dönüştüğünü söyledi.
“BİZİ DİRİ DİRİ YAKTILAR”
Hacer Arıkan adlı tutuklunun ambulanstan indirilirken “Bizi diri diri yaktılar” dediği dakikalarda Hikmet Sami Türk, “Ölüm oruçlarında insanların göz göre göre ölmesine seyirci kalamazdık” açıklaması hafızalardaki yerini aldı. Operasyondan sonra ise açıklanan Adli Tıp raporları sonrası gazeteler “Hayata Dönüş Katliamı” başlığı taşıdı.
Operasyon sonrasında F tiplerine konulan mahkumların ölüm orucu devam etti. Cezaevinde ve dışarıda ölüm orucuna katılan 122 kişi hayatını kaybetti, yüzlercesi de sürekli ya da geçici sakatlıklar yaşadı.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.