Alevi Haber Ajansi

Öker: Alevileri ele geçirme operasyonu!

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Kurucu Başkanı Turgut Öker, Alevi Bektaşi ve Cemevi Başkanlığı kurma projesinin, Alevileri ele geçirme operasyonu olduğunu söyledi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın açıkladığı Alevi Bektaşi ve Cemevi Başkanlığı kurma projesinin, 2009’daki Alevi çalıştaylarına dayandığını hatırlatan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK)Kurucu Başkanı Turgut Öker, “Bu adım devletin Aleviler için yapabileceği bütün kötülüklerin toplamını ifade etmektedir” diyerek buna karşı mücadele edeceklerini belirtti.

Öker, Alevi hareketinin ortaya çıktığı son 30 yıllık sürecin genel değerlendirilmesi sonucunda böyle bir kararın alındığını kaydederek, “Alevi toplumunu devlete yedekleme, sadakalar üzerinden kendi öz dinamizmini ortadan kaldırma; mezhepçilik refleksiyle bütün toplumsal dinamiklerden uzaklaştırarak, mevcut egemen İslamcı sistemin evrensel değerlerden uzak uygulamalarına suç ortağı etme hamlesidir. Bu paketin temelleri, 2009’da başlayan Alevi çalıştaylarıyla atıldı. Bu bizler için beklenmeyen bir adım değildi. Bu adım, devletin Aleviler için yapabileceği bütün kötülüklerin toplamını ifade etmektedir” dedi.

GÜVENLİK SORUNU OLARAK GÖRÜYOR

Bu kararı, Kültür ve İçişleri bakanlıkları koordinasyonunda ‘Milli Birlik ve Beraberlik Çalışması’ adı altında bin 585 cemevine yönelik gerçekleşen ziyaretler kapsamında değerlendiren Öker, bu ziyaretlerin Alevi toplumunu devlete yedekleme paketinin İçişleri Bakanlığı bünyesinde yürütüldüğü anlamına geldiğini ve bunun tesadüf olamayacağının altını çizdi. Devletin, Alevi toplumunu yüzyıllardır sadece güvenlik sorunu olarak gördüğünü ifade eden Öker, ”Yüzyıllık cumhuriyet sürecinde hiçbir alanda Alevi toplumunun yaşamını kolaylaştırıcı somut adımlar atılmazken, Süleyman Soylu’nun CHP’den transfer ettiği danışmanı Ali Arif Özzeybek aracılığıyla bu projenin planlanıp hayata geçirilmesi tesadüf değildir” diye konuştu.

EGEMEN ZİHNİYETİN TÜM PAYDAŞLARI

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının bu projeye tepki göstermemelerini eleştiren Öker, şöyle devam etti:

Kılıçdaroğlu’ndan tutun tüm CHP’li kurmaylardan hiçbir açıklamanın yapılmamış olması, bu projenin Millet İttifakı tarafından da onaylandığını göstermektedir. Parlamentoda bugüne kadar Alevilere yönelik eşit yurttaşlık talebinde bulunmamaları bunun bir kanıtıdır. Aleviler konusunda bütün düzen partileri, Türk-İslamcı devlet ideolojisini esas alan bir politika izlemektedir. Tekçi egemen zihniyet dışında bütün farklı toplumsal kesimlerin eşit haklar çerçevesinde bir arada yaşamasına karşıdır. Bu egemen zihniyet, Osmanlı’dan günümüze böyle işlemektedir.”

TÜRKÇÜ-İSLAMCI CEMEVLERİ

30 yılı aşkın süredir kendi mecrasında, kendine özgü öğretisini yaşama, yaşatma ve yeni kuşaklara aktarma çabası gösteren Alevi kurumlarını kendi yedeğine alıp kontrol etmeye yönelik bir operasyonu olduğunu tekrarlayan Öker, “Camileri denetim altına aldığı gibi cemevlerimizi de devletin Türkçü-İslamcı senteze uygun kurumlar haline dönüştürme operasyonudur” şeklinde konuştu.

SEÇİM YATIRIMININ ÖTESİNDEDİR

On yıllardır hazırlıklarını yaptıkları Alevi hareketini çökertip bağımlı hale getirme, cemevlerini siyasal İslamcı anlayışa göre dizayn eden böylesi bir devlet projesini, sadece bir seçim yatırımı olarak değerlendirmenin yanlışlığını vurgulayan Öker, şunları dile getirdi: “Cemevlerini kontrolden de öte devletin Alevi dünyasına Türkçü-İslamcı anlayışını egemen kılma operasyonudur. Maaşını vererek emir kulu haline getirdiği dedeler aracılığıyla tarihsel özünden koparılmış, asimile edilmiş, sadece adı Alevilik kalan bir anlayışı bundan böyle cemevlerinde hayata geçirecekler.”

KORUCULARIN MİSYONU NEYSE ÖYLE

Bu proje kapsamında Alevi hareketlerin arasında bir tartışma ve nifak sokma amacının da olduğunu belirten Öker, “Madımak Katliamı sonrası kendi doğallığında örgütlenerek, tarihsel Alevi çizgisini hayata geçirmek amacıyla mücadele eden ve bugün kitlesel anlamda Alevi toplumunu temsil eden Türkiye ve Avrupa Alevi hareketini kendi kontrolüne alamayan devlet, bu yeni ‘açılım’ üzerinden sadaka siyasetiyle Alevi hareketini bölmeyi amaçlamaktadır. Kürt toplumu içindeki korucuların misyonu ne olmuşsa maaşlı dedelerin de misyonu aynı şekilde olacaktır” ifadelerini kullandı.

CEMEVİNİ CÜMBÜŞ EVİ OLARAK GÖRÜYOR

Öker, kurulacak olan başkanlığın statüsünün Diyanet İşleri Başkanlığı statüsü ile eş değer görülmemesinin bile Alevilere yönelik bakış açısını ortaya koyduğunu aktararak, “Siyasal İslam kendi ibadethanesi olan camide ve kendi inanç kurallarından başka hiçbir farklı öğretiye yaşam hakkı tanımadığından, Aleviliği bir öğreti ve inanç olarak görmediğinden cemevlerimizi de diğer inançların ibadethaneleri gibi aynı kategoride değerlendirmemektedir. Bundan dolayı cemevlerini bir ibadethane olarak değil, folklorik bir buluşma yeri olarak değerlendirmektedir. Bugüne kadar da cemevlerine cümbüş evi diyerek bu zihniyetlerini gösterdiler. Cemevlerini Kültür Bakanlığına bağlamak, cümbüş evi olarak görmenin hukuki kılıfıdır” diye belirtti.

BUNA KARŞI MÜCADELE EDİLMELİ

Bu yasanın, projenin kökten reddedilmesi gerektiğini belirten Öker, şunları dile getirdi: “Bu hain ‘açılım’ın dolgu malzemesi olunmamalıdır. Bu Alevileri ele geçirme operasyonuna ortak olan cemevleri ve devletin sözde Alevileri, halkımız tarafından teşhir edilmeli. Erdoğan’ın maaşlı dedeleri haline dönüşen şahıslar düşkün ilan edilmeli ve bu cemevlerine ayak basılmamalıdır. On yıllardır bütün farklı kimlik ve inançların eşit koşullarda barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşamasını savunduk. Bugün ise bu devlet açılımı karşısında kendi kabuğumuza çekilmeden, Şiacı ve mezhepçi bir bakış açısına kapılmadan, ülkemizin temel sorunlarından uzaklaşmadan, bizleri bu kötülüklerden kurtaracak başta Kürtler, sosyalistler, emekçiler ve kadınlar olmak üzere bütün toplumsal kesimlerle bir arada mücadelede ısrarcı olmalıyız. Bugüne kadar alanlarda haykırdığımız gibi; ‘kurtuluş yok ya tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz’ sloganını ısrarla haykırmaya devam etmeliyiz.”

ALEVİLER EŞİT YURTTAŞLIK İSTİYOR

AABK Kurucu Başkanı Turgut Öker, Alevilerin eşit yurttaşlık talebinde bulunduğunu ve anayasal olarak Alevi varlığının resmen tanınmasının bir başlangıç olacağını söyleyerek, Alevilerin şu taleplerini hatırlattı:

* Kamuda işe alımlarda veya genel olarak kamu işlerinde Alevilere ayrımcılık yapılmaması.

* Eğitim sisteminin laik, demokratik, parasız, ana dilde ve özgürlükçü olması.

* Diyanet dayatmasından vazgeçilip, inançların sivil hayata bırakılması.

* Devletin inançsal alana maddi kaynak aktarmaması ve her inanç toplumun kendi öz kaynaklarıyla kendi inancını yaşatacak bir sistemin oluşturulması.

* Alevi inanç merkezlerinin Alevilere iade edilmesi.

* Alevilerin kutsal günlerinin tanınıp resmi tatil ilan edilmesi.

* Alevilerin yaşam alanlarının korunması.

* Alevilere uygulanan katliamlarla yüzleşilmesi.

* Ana dilde ibadet hakkının korunması.

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak