Halkların Demokratik Kongresi “ SON VERELİM! “ şiarı ile “OHAL’e Karşı Kampanya”nın startını HDK Beyoğlu Büro’da verdi.
OHAL kapsamında ihraç edilen, işten çıkarılan akademisyen, sağlık ve basın emekçisinin de söz aldığı toplantı da OHAL’in uzatılmadan bir an önce son bulması istendi.
“TÜRKİYE HUKUKU KOKUŞMUŞTUR”
Toplantıda konuşan HDK Eşsözcüsü Onur Hamzaoğlu, karanlık günlerden geçildiği bu dönemde bir araya gelme ihtiyacı duyduklarını söyledi. Hamzaoğlu, “İnanç gurupları ile sesimizi yükseltelim. Korku duvarını birlikte kıralım istiyoruz” dedi. 7 Haziran 2015’da seçimlerini hatırlatan Hamzaoğlu, “Türkiye’de sandıkta çıkan bir sonucun uygulanmadığına tanıklık ettik. Tek partiye son verecek bir sonuçtu. Bu sonuç, hükümetin kadrosu, dönemin Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmedi. Dayanışma içinde olan sol, sosyalist hareketlere karşı açıktan bir saldırı oldu. 10 Ekim Ankara katliamını da böyle görmek gerek” dedi. Hamzaoğlu, bu sözlerinin devamında ise şunları söyledi: “Güneydoğu’da insanların evine girdiler. Tarihlerini yok ettiler. Türkiye’de bu karanlığı, bu gerçekliği yaşıyoruz. Bu gerçeklik içinde gözaltıları yaşadık. 2016 Türkiye’sinde artık hukuk kokmuştur. Bunu yeniden inşa etmek bizlere düşüyor.”
“OHAL İLE SOSYAL HAKLARIMIZ LAĞVEDİLDİ’
Kocaeli Üniversitesi’nden 11 Ocak’ta savaş ortamına dur demek için başlatılan imza kampanyasına katılan ve 19 öğretim üyesi ile birlikte ihraç edilen Prof. Dr. Zelal Ekinci de, 12 Eylül’den daha kötü bir durumda olduklarını söyledi. Ekinci, “Akılla izah etmenin mümkünü yok. Darbenin ardından ilan edilen OHAL bizlere karşı da bir araç olarak kullanılıyor. Sosyal ölüm diye nitelendirdiğimiz sosyal haklarımızda lağvedildi” diye konuştu.
OHAL’E KARŞI MÜCADELE ŞART
Görevinden ihraç edilen Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi Narin Duru da 9 yıldır kamuda çalışmış. Toplumda korku ve kaygı yaratılmaya çalışıldığını belirten Ürünlü, “Bu bir darbe fırsatçılığıdır. Özgürlükten, barıştan yana olan olan üyelere saldırı söz konusu. Muhalifleri susturmak istiyorlar. Dün sokaktaydık bugün de öyle olacak. Sağlık alanında mücadele edenlere yönelik bir tasfiye kalanlara ise gözdağı var. OHAL’i geri çevirmek için mücadele etmeliyiz”
BÜYÜKŞAHİN: DEMOKRASİ İÇİN ORTAK MÜCADELE
KHK ile kapatılan basın-yayın organlarına dikkat çeken TV10 Yönetim Kurulu Üyesi Veli Büyükşahin ise, “Kapatılmadan önce siyasetçileri, akademisyenleri, yazarları konuk ediyorduk, ne yazık ki şimdi tam tersi oldu” dedi. Alevilere, kadınlara, emekçilere yönelik saldırıları ekranlarına taşıdıklarını söyleyen Büyükşahin, “OHAL ile birlikte baskı ortaya çıktı. Alevileri yok etmek, sindirmek olarak görüyoruz bu kapatmaları. Birlikte yaşama iradesini ortadan kaldırmaya dönük tüm yaklaşımlara karşı biat etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Birlikte yaşamanın tek yolunun, OHAL’in kaldırılması ve KHK ile yapılan hukuksuzlukların giderilmesi olduğunu ifade eden Büyükşahin, “Hukuk, demokrasi istiyorsak ortak bir mücadele yürütmeliyiz” diye vurguladı. Büyükşahin, öte yandan TV10’un her Cumartesi gerçekleşen eyleme herkesi davet ederek ortak mücadele çağrısında bulundu.
MÜCADELEYİ YÜKSELTME ÇAĞRISI
Konuşmaların ardından basın metnini HDK Yürütme Kurulu Üyesi Çiğdem Kılıçgün Uçar okudu. Uçar, 7 Haziran sonrası yaşanan baskı politikalarının iktidara muhalif olan tüm kesimlere karşı artarak sürdüğüne dikkat çekti. Tüm bu baskı ve saldırıların darbe sonrası OHAL uygulamaları ile bir üst boyuta sıçradığını söyleyen Uçar, OHAL’in kaldırılması ve diktatörlüğü dur demek için eşitlik, adalet ve özgürlük için mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı. (S.K)
Yoruma kapalı.