PİRHA- Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları Sınavı sonucunda oluşan ücret eşitsizliklerine karşı açıklama yapan Eğitim Sen üyeleri, “Kamusal, bilimsel, ana dilde eğitim mücadelemizi sürdüreceğiz’ mesajı verdi. Öğretmenler eşit işe eşit ücret istediklerini dile getirdi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), üç ilde ‘Eşit işe eşit ücret’ talebiyle alanlara çıktı.
Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelen eğitim emekçileri, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları Sınavı sonucunda oluşan ücret eşitsizliklerine karşı, ‘eşit işe eşit ücret’ taleplerini haykırarak ‘eğitimin durumu’ raporlarını kamuoyuyla paylaşmak istedi. Ancak polis eğitimcilerin bakanlık önündeki eylemine izin vermedi.
Bunun üzerine Eğitim Sen 1 Nolu Şubesi önüne gelen eğitimciler açıklamalarını burada yaptı.
‘Eşit işe eşit ücret istiyoruz’ pankartının açıldığı eylemde sık sık ‘Zafer direnen emekçinin olacak’, ‘İş, ekmek, özgürlük’, ‘Direne direne kazanacağız’, ‘İnsanca yaşamak istiyoruz’, ‘Kariyer değil dayanışma”, ‘Gerici, ırkçı eğitime son’ sloganları attı.
“EĞİTİMİN ONLARCA SORUNU VAR”
İlk olarak sözü Eğitim Sen üyesi Cemalettin Ünal aldı. Ünal, MEB önünde yapılmak istenen eylemin engellemesinin keyfi bir tutum olduğunu söyleyerek, “Bugün 2022 2023 eğitim öğretim yılının karnelerini verdik. Bakanlığında karnesini hazırladık. Siz nasıl bir toplum istiyorsanız ona göre müfredat hazırlar ona göre bütçe hazırlarsiniz. Bugün gerici iktidar karma eğitimi hedef almaya başladı. Eğitimin onlarca sorunu var. Halk yoksul. Özellikle kız öğrenciler okullardan uzaklaşıyor. Din dersleri dayatılıyor. İmam hatiplere zorla yönlendiriliyor öğrenciler. Eğitim sistemi değiştirilmelidir” dedi.
“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İSTİYORUZ”
Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Sacit Ünal okudu. Ünal şunları dile getirdi:
“Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesinin 14 Şubat 2022 tarihinde Resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 19 Kasım 2022 tarihinde Kariyer Basamakları Sınavı yapılmış ve kamuda yıllardır uygulanan “eşit işe eşit ücret” ilkesi fiilen ortadan kaldırılmıştır.
Türkiye’deki bütün eğitim kurumlarında 15 Ocak 2023 itibariyle “eşit işe eşit ücret” uygulaması bizzat siyasi iktidar ve MEB eliyle kaldırılmış bulunmaktadır. ÖMK çerçevesinde yapılan Kariyer Basamakları Sınavı sonrasında “başöğretmen” ve “uzman öğretmen” unvanı alan öğretmenler aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden daha yüksek maaş alacaktır. Örneğin 1. ve 2. derecede olan bir “başöğretmen” aynı derece ve kademedeki diğer meslektaşlarından net 4 bin 944 TL; “Uzman öğretmen” ise aynı derece ve kademedeki meslektaşından farklı bir iş yapmadığı halde net 2 bin 472 TL daha fazla maaş alacaktır.
ÖMK sonrasında bir okulda aynı derse girip, tamamen aynı müfredatı işleyen ve 25 yıllık kıdemi olan üç öğretmenden kariyer basamakları sınavına girmeyen normal bir öğretmenin 14 bin 480 TL, “uzman öğretmen”in 16 bin 930 TL, “başöğretmen”in 19 bin 385 TL maaş alması haksız ve adaletsiz bir uygulamadır. Aynı işi yapan öğretmenler arasında sadece derece ve kademeden kaynaklı maaş farklılığı olabilir. Bu kadar yüksek maaş farklılığının olduğu bir eğitim sisteminde eşitlikten, adaletten ve nitelikli eğitimden bahsetmek mümkün değildir.
Öğretmenlik mesleği ve öğretmenin saygınlığı ÖMK üzerinden polemiğe açılmış, öğretmenlik mesleği daha da itibarsız hale getirilmiştir. Önümüzdeki dönemde çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında sorunlar yaşanması kaçınılmazdır. Bu durum ayrıca çocuğunu “uzman” ya da “başöğretmen” sınıfına yazdırmak isteyen velilerden yüksek miktarlarda “kayıt parası” ya da “bağış” talep edilmesini kaçınılmaz olarak beraberinde getirecektir.
Türkiye’de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan aynı işi yaptığı halde bu kadar farklı ücretlendirme yapılan başka bir meslek grubu bulmak mümkün değildir. ÖMK ile öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de dahil edilmiş, aynı derece ve kademedeki öğretmenlere yönelik farklı ücretlendirme politikası sonucunda iş yerlerimizde huzursuzluk artmıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve Kariyer Basamakları Sınavı (KBS) sonrasında aynı sınıfta, aynı konuyu anlatan bir öğretmenin sırf unvanı farklı olduğu için farklı maaş alması doğru değildir. Eğitim Sen olarak talebimiz ÖMK sonucunda oluşan ücret farklarının “eşit işe eşit ücret” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi, derece ve kademe gibi kriterler dikkate alınarak en düşük öğretmen maaşının yoksulluk sınırı üzerinde belirlenmesidir.
2022/23 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitim alanında yaşanan gelişmeler, MEB’ineğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdinin olmadığını göstermiştir. Okullarda yaşanan yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları, siyasal-ideolojik hedeflere uygun olarak alınan bilim karşıtı kararlar eşliğinde okullarda hayata geçirilmeye devam etmektedir.
“BAŞARILI OLMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Eğitim alanında yaşanan sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir.
Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığı açıktır. Eğitim Sen, her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliğin değil, milliyetçiliğin, ayrımcılığın ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelesini kesintisiz sürdürmeye kararlıdır.”
“AYLARDIR BAKANLIKTAN RANDEVU ALAMIYORUZ”
Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul ise, “Aslında burada olmayacaktık. Bakanlık önünde taleplerimizi dile getirecektik. Ancak maalesef otoriter bir iktidar var ve anayasal haklarımızı kullanamıyoruz. Kamusal Eğitim laik, bilimsel, parasız ve ana dilde olmalıdır. Bakanlık bizim vergilerimizle çalışıyor. Ancak eğitime kaynak aktarılmıyor. Zenginlerden vergi alınmıyor. Halbuki alınsa eğitim tamamen ücretsiz olur. Bizler aylardır bakanlıktan randevu alamıyoruz. Bakanlığın karnesi sıfırlarla dolu. Öğretmenlerimiz rakip hale getirildi. Demokrasiye aykırıdır bu. Bakanlığı şikayet ediyoruz” dedi.
Ardından Milli Eğitim Bakanlığı için hazırlanan karne okundu.
PİRHA-ANKARA
Yoruma kapalı.