Türkülerinde hep ‘Garip’ mahlasını kullanan ve ölümünün üzerinden 6 yıl geçen ‘Bozkırın Tezenesi’ Neşet Ertaş, dillerden düşmeyen eserleriyle halkın gönlünde taht kurmaya devam ediyor.
Yaşamını sürdürdüğü İzmir’de 25 Eylül 2012’de hayatını kaybeden ve bir gün sonra cenaze töreniyle memleketi Kırşehir’de toprağa verilen bozlak ustası, 6. ölüm yılında çeşitli programlarla anılıyor.
Orta Anadolu Abdal kültürünün son temsilcilerinden Ertaş’ın ismi, Kırşehir’de Kültür ve Sanat Merkezi, Gönül Sultanları Kültür Evi ve birçok kurumda yaşatılıyor. Bozlak ustasının, babası Muharrem Ertaş’ın mezarının yanındaki kabri, yurt içinde ve dışından gelen sevenlerinin akınına uğruyor.
MALTEPE’DE ANILDI
Neşet Ertaş, İstanbul Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde (TSKM) düzenlenen programla anıldı.
ŞİŞLİ’DE ANMA GERÇEKLEŞECEK
Sadece türküleriyle değil, kimliğiyle de sevenlerinin kalbine köprü kuran Neşet Ertaş, Şişli Belediyesi tarafından düzenlenen özel bir programla bugün Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde anılacak. Ertaş’ın hayatından kesitlerin aktarılacağı anma programında, Türk halk müziği sanatçıları Nida Ateş, Ender Balkır ve Ayfer Vardar sahne alacak.
Usta sanatçı ayrıca “Neşet Ertaş Türküleri” adlı etkinlikle, 13 Ekim’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yad edilecek.
NEŞET ERTAŞ’IN HAYATI
Yazar Yaşar Kemal’in ilk defa dillendirmesiyle ‘Bozkırın Tezenesi’ olarak ünlenen Türk Halk Müziği’nin efsane ismi, saz ve söz ustası Neşet Ertaş, 1938’de Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya geldi.
Doğduğunda gelenek olarak göbeğinin üstüne babasının sazı konulan Ertaş, Abdal kültürünün o zamanki temsilcilerinden olan babası Muharrem Ertaş ile gittiği düğünlerde önce oyun oynayarak, daha sonra da sazıyla türküler söyleyerek hayata atıldı.
Her abdal çocuğu gibi müziğe çocukluktan itibaren ilgi duyan Ertaş’ın ilk çalgısı, annesi Döne Ertaş’ın çamaşır yıkama tokacına tel takmak suretiyle yaptığı oyuncak bağlama oldu. Okula gidemeyen ve okuma yazmayı ağabeyinden öğrenen Ertaş, küçük yaşlardan itibaren bağlama ve saz çalarak kendini geliştirdi.
Babası ile 8 sene boyunca Kırşehir’in ilçeleri, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Yozgat ve Kayseri’de adeta köy köy gezerek kendi deyimiyle ‘düğünlere şenlik katan’ Ertaş, daha sonra Kırşehir’de kendisi gibi yetenekli diğer müzisyenlerle Abdallar Topluluğu’nu kurarak düğünlerde sazını çalmaya devam etti.
Neşet Ertaş, 1957 yılının sonunda İstanbul’a gitti ve ilk plağı olan ‘Neden Garip Garip Ötersin Bülbül’ türküsünü babasıyla seslendirdi. Anadolu’da halk ozanı olarak tanınmaya başlayan Neşet Ertaş, o tarihten sonra yeni plaklar ve kasetler çıkararak sanat hayatını sürdürdü, İstanbul’da 2 yıl boyunca çalıştıktan sonra Ankara’ya yerleşti ve burada sahne almaya başladı.
Askerliğini tamamladıktan sonra çalıştığı bir gazinoda Leyla isimli bir kadınla tanışarak evlendi. Bu evliliğine karşı çıkması nedeniyle babasıyla bir süre küskünlük yaşayan Ertaş’ın eşinden 3 çocuğu dünyaya geldi.
Neşet Ertaş, parmaklarındaki felç nedeniyle 1978 yılında Almanya’ya giderek bir süre burada tedavi gördü, bu nedenle ara verdiği sanat hayatına 2000 yılında İstanbul konseriyle geri döndü.
Bozlak ustası Neşet Ertaş, UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri’ne alınarak ‘yaşayan insan hazinesi’ kabul edildi. Ertaş, Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen ‘devlet sanatçısı’ unvanını ise kabul etmedi.
Eserlerinde Anadolu insanının acılarını, kederlerini, sevinçlerini ifade eden Ertaş’a İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011’de fahri doktora unvanı verildi.
Bozlak kültürünün devamını sağlamak amacıyla Kırşehir Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu’nun kurulmasına öncülük eden bozlak ustası, 25 Eylül 2012’de İzmir’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Ankara Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Parlak, Neşet Ertaş’ın hayatını ve eserlerini ‘Garip Bülbül Neşet Ertaş’ adı ile iki cilt kitap halinde yayımladı.
Türkülerinde ve yazdığı şiirlerde ‘Garip’ mahlasını kullanan Neşet Ertaş, ‘Yalan Dünya’, ‘Vay Vay Dünya’, ‘Kırşehir’in Gülleri’, ‘Neredesin Sen’, ‘Gönül Dağı’, ‘Mühür Gözlüm’, ‘Zülüf Dökülmüş Yüze’, ‘Yolcu’, ‘Hapishanelere Güneş Doğmuyor’ gibi onlarca türküyle Anadolu halkının kalbinde taht kurdu.
400’TEN FAZLA PLAK ÇIKARDI
Yaşamı boyunca yaklaşık 400 plak, onlarca kaset ve bir o kadar “long play” kaydetmiş olan Neşet Ertaş külliyatının önemli bir kısmı “Kalan Müzik Yapım” tarafından 16 CD halinde piyasaya sunuldu.
Türkülerinde yoğunlukla aşk temasını ele alan sanatçının bazı albümleri ise şöyle:
“Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde”, “Kendim Ettim Kendim Buldum”, “Kibar Kız”, “Gel Gayri Gel”, “Türküler Yolcu”, “Gitme Leylam”, “Kova Kova İndirdiler Yazıya”, “Seher Vakti”, “Polis Lojmanları”, “Benim Yurdum”, “Gönül Yarası”, “Zülüf Dökülmüş Yüze”, “Zahidem”, “Gönül Dağı”, “Ölmeyen Türküler 2”, “Ölmeyen Türküler 3”, “Sazlı Sözlü Oyun Havaları”, “Niye Çattın Kaşlarını”, “Yar Gönlünü Bilenlere”, “Garibin Dünyada Yüzü Gülemez”, “Altın Ezgiler”, “Gurban Olduğum”, “Ağla Sazım”, “Hata Benim”, “Mühür Gözlüm.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.