Alevi Haber Ajansi

Prof. Dr. Nejla Kurul’dan KHK tepkisi: Mücadeleye devam edeceğiz-VİDEO

PİRHA-Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul’un bir kez daha üniversiteyle bağı kesildi. Kurul, “Türkiye’de akademide demokrasi, emek, barış, insan hakları diyen akademisyenlerin dışarıda bırakılması durumunda Türkiye’ye demokrasi gelmez. Mücadeleye devam edeceğim” dedi.

OHAL döneminde yayınlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen ve geçtiğimiz ay tam 7 yıl sonra görevine dönen Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, bir kez daha görevinden uzaklaştırıldı. Ankara Üniversitesi’nin itirazı üzerine Kurul’un bir kez daha üniversitesi ile bağı kesildi.

Üniversiteyele ikinci kez bağının kesilmesini PİRHA’ya değerlendiren Nejla Kurul, “İlkelerin olmadığı, hukukun olmadığı, şans tesadüf ve benzeri faktörlerin olduğu bir süreçte hukukun öngörülebilirliği olmadan kimse rahat edemez” dedi.

Kurul, İstinaf Mahkemesi’ne itirazlarını yaptıklarını belirterek, “Daha sonra Danıştay, Anayasa Mahkemesi süreci var ardından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz” diye konuştu.

“HUKUKUN ÖN GÖRÜLEBİLİRLİĞİ OLMADAN KİMSE RAHAT EDEMEZ”

Nejla Kurul, tekrar ihraç edilmesi ile ilgili şunları söyledi:

“Yaklaşık 7 yıl sonra adalet yerini buldu. Evet gecikti. Geciken adalet, adalet değildir dedik hep ancak geri dönüşümüze ilişkin Ankara İdare Mahkemesi’nin bir kararı çıktı. Yani mahkeme üniversitenin yaptığı ihraç etme işlemini iptal ediyordu. Aslında elimiz güçlüydü. Anayasa Mahkemesi bizim imzaladığımız ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdi. Füsun Üstel kararları sonrasında mahkemelerin tamamı yani Ceza Mahkemeleri de dahil beraatler verdiler. Bir Anayasa Mahkemesi bizim lehimize karar verdi, iki Ceza Mahkemesi’nde beraat ettik, üçüncüsü Ankara İdari Mahkemesi’nin bir kararıyla da üniversiteye dönüşümüzün önü açıldı. Elimizde çok güçlü 3 mahkeme kararıyla gittik göreve başladık. 1 ay maaş yatırıldı, işlemler rutini devam ediyor zannederken birden bire yürütmeyi durdurma kararı ile karşılaştık. Ankara Üniversitesi yürütmeyi durdurma istemiyle başvurmuş İstinaf Mahkemesi’ne ve çok hızlı bir biçimde yaz ayı denmeden, adli tatil denmeden hızlı bir biçimde karar önümüze geldi. Tabii oylamanın sürdüğünü, hukuk sürecinin tesadüflerle işlediğini, bir mahkemeye düşersen belki dönebilirsin başka bir mahkemeye düşersen dönmeyebilirsin denilen, ilkelerin olmadığı, hukukun olmadığı, şans tesadüf ve benzeri faktörlerin olduğu bir süreçte hukukun öngörülebilirliği olmadan kimse rahat edemez. Bu yüzden yürütmeyi durdurma kararı neticesinde yeniden üniversite duvarlarının dışında kaldık ama tabii hukuk süreci bitmedi biz istinafa itirazımızı yaptık. Daha sonra Danıştay, Anayasa Mahkemesi süreci var ardından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz.”

“AKADEMİSYENLERİN DIŞARIDA BIRAKILMASIYLA TÜRKİYE’YE DE DEMOKRASİ GELMEZ”

Türkiye’de akademide demokrasi, emek, barış, insan hakları diyen akademisyenlerin dışarıda bırakılması durumunda Türkiye’ye de demokrasi gelmeyeceğini belirten Kurul,  “Türkiye, insan odaklı bir hukuk devleti de inşa edemez. Sosyal, emekten yana bir Türkiye inşa edilemez. Bu bakımdan bütün her şey birbiriyle ilişkili. Biz hukuk mücadelesini sürdüreceğiz, aynı zamanda alanda, sokakta kamuoyuna anlatmaya çalışacağız. Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihracın keyfiliğini, hukuksuzluğunu anlatmaya çalışacağız ve bu hukuksuzluktan da huzurlu bir ülke çıkmaz bunu da anlatmaya devam edeceğiz. O yüzden durmaksızın mücadeleye devam ediyoruz” dedi.

“YILDIRMA POLİTİKALARI BUNLAR, MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

“Şu an bizim üniversitemizden 9 arkadaşımız var. Dosyalarımız yüzde 95 benziyor ama farklı mahkeme kararları var” diyen Prof. Dr. Necla Kurul, şöyle devam etti:

“Aynı mahkemeler de artık bir suçu yüzbir ayrı ceza durumunda ortaya koyuyorlar yani kimileri bu olmaz bu göreve dönmesin diyor öbürü göreve dönebilir bu bir ifade özgürlüğüdür diyor. Buradaki yarılma bile Türkiye’nin ciddi bir hukuk arayışı içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Bizim üniversitemizden benimle birlikte 9 arkadaşımız var. Diğer üniversitelere ilişkin veriler henüz elimize ulaşmış değil ama aynı suç istinafı olan hiç bir öğretim üyesini ihraç etmeyen Hacettepe gibi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi gibi, Boğaziçi Üniversitesi gibi üniversiteler var ama başka türlü bir yıldırma politikaları oluyor aynı zamanda.
Ankara Üniversitesi gibi, Gazi Üniversitesi gibi, kimi Vakıf Üniversiteleri gibi derhal öğretim elemanlarını ihraç eden, kanun hükmünde kararnamelere koyan, pasaport, yeniden iş edinme hakkını ortadan kaldıran, en temel haklarını ortadan kaldırıp sivil ölüme mahkum eden üniversiteler de var. Dolayısıyla üniversiteler arasındaki yarılmanın, kutuplaşmanın aynı zamanda hukuk alanına da yansıdığını görüyoruz. O yüzden moralimizi bozmadan mücadeleye devam edeceğiz, bu topraklara insan hakları, demokrasi, barış, emekten yana sahici politikalar gelecek. Bunun için tüm yurttaşlarımızın güç birliği yapması son derece önemli.”

Nehir Buse DEMİR-Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak