PİRHA – Kızıldeli Sultan Ocağı Yol Yürütücüsü Mustafa Sazcı, Suriye’de Alevilere yönelik saldırı ve katliamlara ilişkin PİRHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Sazcı, yaşananların “sıradan bir şiddet dalgası değil, bilinçli ve sistematik bir soykırım” olduğunu belirterek, hem Alevi Bektaşi kurumlarına hem de Türkiye’deki demokratik kamuoyuna sorumluluk çağrısı yaptı.
Suriye’de Alevilere yönelik saldırıların yalnızca bugünle sınırlı olmadığını, iç savaş sürecinde de İslamcı silahlı örgütlerin hedefinde olduklarını ifade eden Sazcı, “O dönemlerde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) varlığı sayesinde bu tehdit bir ölçüde bertaraf edilebiliyordu. Ancak son süreçte HTŞ’nin iktidarı ele almasıyla birlikte SDG’nin kontrolündeki alanlar çeşitli anlaşmalarla daraltıldı. Bu durum Alevileri fiilen sahipsiz bıraktı” dedi.
ABD’nin desteğiyle HTŞ’nin Suriye’de iktidara taşınmasının Alevi Bektaşi kamuoyunda büyük bir endişe yarattığını vurgulayan Sazcı, gelinen aşamada birçok bölgenin doğrudan HTŞ baskısı altında olduğunu söyledi. Şam başta olmak üzere pek çok kentte Alevi Bektaşi köylerinin yağmalandığını, yakılıp yıkıldığını dile getiren Sazcı, “O bölgelerde yaşayan aydınlar, gazeteciler, gençler, kadınlar ve çocuklar kaçırılıyor, katliama maruz bırakılıyor” ifadelerini kullandı.
“SURİYE’DE YAŞANANLAR SIRADAN BİR KATLİAM DEĞİL”
Sazcı, özellikle geçmişte Dımışk olarak bilinen Şam bölgesinde yoğun bir Alevi Bektaşi nüfusunun yaşadığını hatırlatarak, Arap Alevileri, Nusayriler ve Hasibilerin yanı sıra Kızılbaş Türkmen ve Kürt Alevilerin de bu coğrafyada bulunduğunu belirtti. Suriye’de yaşananların münferit saldırılar olarak ele alınamayacağını vurgulayan Sazcı, “Bu süreç, bilinçli ve sistemli bir biçimde yürütülen bir soykırımdır. Amaç, Alevi Bektaşi nüfusunu bu coğrafyadan tamamen silmektir. Bunun Suriye ile sınırlı kalacağını düşünmüyorum” diye konuştu.
Arap Baharı olarak adlandırılan sürecin Ortadoğu’da İslamcı terör örgütlerini beslediğini savunan Sazcı, Türkiye açısından da ciddi bir tehdit oluştuğuna dikkat çekti. Ankara’da bir Alevi yurttaşın IŞİD’li bir saldırgan tarafından katledilmesini hatırlatan Sazcı, “Bu yaşananlar Türkiye için de açık bir uyarıdır” dedi.
“SORUNU TEŞHİS EDİYORUZ AMA MÜCADELEYİ ÖREMİYORUZ”
Alevi Bektaşi kurumlarının Suriye’de yaşananlara dair doğru bir teşhis koyduğunu ancak bu teşhisin mücadeleye dönüşmediğini ifade eden Sazcı, “Asıl mesele, bu sürece karşı nasıl bir yol izleyeceğimiz, nasıl bir mücadele hattı öreceğimizdir” dedi. Alevi kurumlarının halen ağırlıklı olarak anma etkinlikleri ve ritüellerle sınırlı bir pratik içinde olduğunu belirten Sazcı, “Yanı başımızda yaşanan bir Kerbela varken biz hâlâ yalnızca anma derdindeyiz” sözleriyle tepki gösterdi.
Maraş Katliamı’nı hatırlatan Sazcı, “Maraş yaşandı ve geçti, bugün müdahale etme şansımız yok. Ama bugün Suriye’de Maraş’ın katbekat fazlası, devletlerin eliyle yürütülen sistematik bir katliam var. Buna dur demek, bugün Alevi Bektaşilerin en temel sorumluluğudur” diye konuştu.
“SURİYE’DEKİ KATLİAM SADECE ALEVİLERİN SORUNU DEĞİL”
Suriye’de yaşananların yalnızca Alevi Bektaşi toplumunun değil, Türkiye’deki tüm demokratik kesimlerin meselesi olduğunu vurgulayan Sazcı, “Aydınları, demokratları, soldan yana olanları, insanlıktan, adaletten, barıştan yana olan herkesi ilgilendiren bir durumla karşı karşıyayız” dedi.
Change.org üzerinden yürütülen imza kampanyalarına da dikkat çeken Sazcı, Suriye’deki katliama dair kampanyaların yeterince sahiplenilmemesini eleştirdi. “Bir kampanyada yalnızca 22 imza var, diğerinde ise 11 bin. Bu tablo bizim için en acı göstergedir” ifadelerini kullandı.
Suriye’de yalnızca Nusayri ve Hasibi Alevilerin değil; Üryan Hızır, Kureyşan, Avuçan, Baba Mansur, Kızıldeli, Karayağmur ve birçok ocağın taliplerinin yaşadığını belirten Sazcı, Türkiye’deki Alevi Bektaşi inanç önderlerine ve ocak evlatlarına da çağrıda bulundu. “Suriye sınırına gidip dünya kamuoyuna bu katliamı anlatmamız gerekiyor. Bu yalnızca kurumların değil, inanç önderlerinin de görevidir” dedi.
“ALEVİ BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVİ BAŞKANLIĞI SAMİMİYSE ADIM ATSIN”
Mustafa Sazcı, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na da açık çağrıda bulundu. Başkanlığın samimiyetini kanıtlamak istiyorsa devlet nezdinde girişimde bulunması gerektiğini söyleyen Sazcı, “Devletle iltisaklı olanlar, Suriye’de akan Alevi kanını durdurmak için sorumluluk almalıdır. Suriye’deki Alevi katliamını devlet gündemine taşısınlar ve durdurulması için adım atsınlar. Biz bunu görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.