PİRHA – Ankara Divriği Kültür Derneği’nin 26 Kasım’da yapılacak Genel Kurulu için adaylığını açıklayan Mustafa Çınar, yeni döneme dair fikirlerini paylaştı. Bölgede süren çevresel talana dikkat çeken Çınar, devletin sürdürdüğü asimilasyon politikalarına da vurgu yaptı.
Ankara Divriği Kültür Derneği 26 Kasım’da Genel Kurulunu gerçekleştirecek. Yeni yönetim için Şair Mustafa Çınar ile iş insanı Hurşit Aydoğan adaylığını açıkladı.
Uzun yıllardır hem kültürel hem de çevresel talanın odağında olan Sivas’ın Divriği ilçesi, son yıllarda yoğun göç veren ilçelerin de başında geliyor.
Sivaslılar için İstanbul’dan sonra en fazla tercih edilen illerden birisi de Ankara. Yoğun olarak Mamak ilçesinde yaşam süren Sivaslılar, kültürel zenginliklerini kaybetmemek adına dernekler çatısı altında örgütlülüğünü koruyor.
Ankara Divriği Kültür Derneği de 1956 yılından buyana yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği bir kurum haline geldi. Toplumsal örgütlülüğü diri tutan dernekte şimdi genel kurul heyecanı söz konusu.
Derneğin başkanlığına aday olan Mustafa Çınar ile seçimlere giderken plan ve projelerini konuştuk. Aynı zamanda şair olan Çınar, KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nda da yöneticilik yapıyor.
“AMACIMIZ, MUHALEFETTE KENDİSİNİ HİSSETTİREN BİR DERNEK”
Mustafa Çınar, “Yüreğimizi Divriğili canların yürekleri ile buluşturup, demokratik işleyişi esas alan bir tarzla Divriği’nin kendine özgü o değerlerini gün yüzüne çıkartmak istiyoruz” diyerek sözlerine başladı. Divriği ilçesinin zenginliklerine değinen Çınar’ın aktarımları şu sözlerle oldu:
“Divriği, Sivas’ın en doğusundaki konumlanışı itibariyle birçok kişinin son süreçte iştahını kabartmaya başladı. Özellikle geçmiş dönemlerdeki o tarihi doku, o seyretmeye doyulmayan kapıların, taş oymacılığının güzel örneklerinin sunulmuş olması bölgeye ilgiyi arttırdı. Bununla sınırlı kalmadı Divriği, civarındaki bizi biz yapan o cevherden de öte bir dizi madem arayışları Divriği ilçesine olan ilgiyi her geçen gün arttırmakta. Biz isteriz ki Divriği dokusunu evleri, tarihi ile analım. Ama gidip gördüğümüzde bir bütün olarak talan edilmeye hazır bir Divriği coğrafyası var. Bunun önüne geçebilmek adına her türlü duyarlılığı göstereceğimize hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yeni yönetimin de özellikle kapsayıcı olmasına özen gösterdik. Yakalayacağımız birlikteliğin anlamlı olacağını düşündük. Yönetim için aday belirlenmesinde kişilerin kendi köy derneklerine işi bıraktık. Her şeyden önce bilinen o klasik dernek algısını öteye taşıyıp bir bütün, daha modern, daha üretken, daha kolektif bir yapı, toplumsal muhalefette kendisini hissettiren bir pozisyonda konumlanmayı arzuluyoruz.”
KOOPERATİF TEMELLİ PROJE ÖNERİSİ!
Mustafa Çınar, Ankara Divriği Kültür Derneği’nin yönetimine gelmesi durumunda kooperatif kurulması yönünde fikirlerini de paylaştı. “Derneğimiz, yüzünü İstanbul Divriği Kültür Derneği’ne dönmeli” diyen Çınar, şu örnekleri verdi:
“İstanbul’da kooperatifçiliğin öne çıktığını, Divriği’deki üreten çiftçilerimizin ürettiklerinin pazarlandığını gözlemledik. Bunun Ankara’da yaşam bulunmaması adına hiçbir neden yok. Köylülerimizin ne üreteceklerine dair kararlaşmalar dahi ortak belirlenmeli. ‘Ankara bunları tüketiyor, Divriği şunları üretmeli’ diyebilmeliyiz. Çünkü bizim topraklarımızda o kadar güzel meyve ve yemişlerimiz var ki bunlara ulaşmak pekala mümkün. Ama bunun için organize olmak, güvenilirliği yakalamak gerekiyor.”
“TALANA KARŞI DUYARLILIK OLUŞTURACAĞIZ!”
Mustafa Çınar’ın üzerinde durduğu bir diğer konu ise Divriği bölgesinde süren maden faaliyetleri oldu. Bölgeye yönelik duyarlılığın artması gerektiğini ifade eden Çınar, bunun için de bir takım festivaller düşündüğünü aktardı. Çınar, şu sözlerle devam etti:
“Halkımız bir defa o topraklara gidip Divriği’nin, Cürek’in kokusunu hissedecekler. Bugün Ankara’daki birçok kişinin doğum yeri Cürek’tir. Dolayısıyla ‘Bu demiri Divriği dağlarından ben söktüm ulan ben söktüm’ diyen Hasan Hüseyin’in o dizelerine sahip çıkarcasına Divriği’ye sahip çıkacağız. Farklı illerden gelen işletmelerin oradan nemalanmasına ‘Dur’ diyeceğiz. Oradaki göçün önüne geçebilmek adına buna zorunlu bakıyoruz. Oluşturacağımız kamuoyu ile ‘buradaki üreten, yaşayan biz isek; buranın dokusunu biz soluyor isek üretiminde de bizler söz sahibi olmalıyız’ diye alanlara çıkacağız.
Çevrenin talan edilmesine yönelik geçmiş dönemlerde alınan sembolik yaklaşımlar vardı. Örneğin keçi avı Divriği’de çok yaygın olmaya başlamış. Bunun önüne geçebilmek adına hem Divriği de oluşturacağımız platform hem de Ankara ve diğer illerdeki Divriğili hemşerilerimizle duyarlı kamuoyu yaratıp bunu gündemimizden düşürmeyeceğiz.”
“ASİMİLASYONA HIZ VERMEK ADINA ATILAN ADIMLAR”
Mustafa Çınar, Alevi coğrafyası olan Divriği’deki inançsal baskıyı da yorumladı. “Divriği Kültür Derneği her ne kadar isminde ‘Alevi’ geçmemiş olsa da Alevi derneği olarak da algılanır” diye belirtti. Çınar, siyasal iktidarın asimilasyon politikalarına değinerek şu şiir ile devam etti:
‘Bizim Sivas Madımak’ta şehitlerimiz var
Güzel bir Pazar sabahında gömütlükten geçerken yolumuz
Canlara merhaba
Toprakla kucaklaşırken bırakmıştım
Toprak mermer olmuş, üstlerinde karanfiller yeşermişti
Özümle tanıştırdım, öptü Gülsüm’ü, Gülender’i, Handan’ı
Öptü Koray’ı tüm canlar adına
Sazı, sanatı, semahı
Daha sonra anlatacaktım yüreğine
Anlatamayacağım ateşi bulanlar
Ateşi bulanlar utandılar Madımak’ı duyunca
Ateş kızardı, yakanlar ve yaktıranlar utanmadı insanlıktan’
Divriği’de yitirmiş olduğumuz şehitlerimizi bir kez daha anarken şehitlerimize özgü bir anıtı da orada kalıcı kılmak istiyoruz. Bunun yanı sıra bir de Sivas’ta yitirmiş olduğumuz canlar adına da ‘Acının rengi’ adı altında bir fotoğraf yarışması düzenleyeceğiz. ‘Acının Rengi Mehmet Atay Fotoğraf Yarışması’nın ulusal düzeyde hayat bulması adına çağrıcı olacağız. Özellikle inanç boyutunda asimilasyona hız vermek adına atılan bir dizi adımlar görüyoruz. Köylere cami, mescit ve benzeri uygulamalar; yer yer ‘Maaşlarınız da devlet tarafından karşılanacak’ gibi teklifler var. ÇEDES benzeri projelerle kapılarımız çalınmakta ama biz köy muhtarları ve dernek başkanlarımızla yaptığımız sohbetlerde bu konuda oldukça uyanık olduklarını da gözlemledik. Bu konudaki duyarlılığımız hiç bitmeyecek.”
SEÇMENE VERİLEN MESAJ!
Derneğin 1185 üyesinin olduğunu belirten Mustafa Çınar, yapılacak genel kurula dair şu çağrıda bulundu:
“Bu yarışın yapılmasında ortaya konan projelerin karşılıklı olarak değerlendirilmiş olması, dost sohbetlerinde konuşuluyor olması, herkesin birbirlerine telefon açarak dahi hal hatır sormuş olması bizim açımızdan büyük bir kazanım. Her şeyden önce dokunmak gerekiyor. Dokunmak adına da yol alındığını gözlemliyoruz. Hurşit Aydoğan arkadaşımla beraber girmiş olduğumuz bu olgun ve düzeyli genel kurulun daha sonraki sürece de etki edeceğini umuyor, başarılar diliyorum.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.