PİRHA – Dersim Munzur dağlarının maden sahası ilan dilmesini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e soran HDP’li Murat Çepni, maden projelerinin hayata geçirilmesiyle Munzur’daki binlerce bitki türünün yok olacağını, yaban hayatın olumsuz etkileneceğini, doğal ve kültürel mirasın yok olacağını söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, Munzur dağlarında hayata geçirilmek istenen maden projelerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e sordu.
Munzur dağlarında onlarca çeşit yaban hayvanına, meşe ve ardıç ormanlarına ve 43 çeşit endemik bitkiye rastlandığını belirten Murat Çepni, burasının Aleviler için kutsal olduğunu, Munzur dağlarında ibadet yeri ve ziyaret yerlerinin bulunduğunu kaydetti.
Munzur suyunun Türkiye’de 294 kaynak suyu arasında en iyi su seçildiğini, dünyanın en temiz su kaynaklarını da barındıran Munzur Dağı’nın maden sahası ilan edilmesine halkın büyük bir tepki gösterdiğini söyleyen Çepni, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Maden projeleri hayata geçirilirse, Munzur’daki binlerce bitki türü, canlı yaşamı yok olacak, yer altı ve yer üstü suları ve turizmi olumsuz etkilenecektir.
Dünyanın temel gündemlerinden biri olan küresel iklim krizinin ülkemize de büyük bir ekonomik, sosyal maliyet yarattığı göz önünde bulundurulduğunda, ‘iklim acil durumu’ ilan etmesi gereken ülkelerden biri olduğumuz açıktır. Gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gerek üniversitelerimizin yaptığı araştırmalar sonucu oluşturulan iklim krizi etkilerine dair gelecek projeksiyonlarında ülkemizin ciddi kuraklık tehdidi altında olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu halde mevcut ormanlarımızı, yeşil alanlarımızı, su kaynaklarımızı radikal koruma altına almak, bu alanlarda her türlü zarar verici faaliyete izin verilmemesi gerekir.
Anayasa’nın 56’ncı Maddesi ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir’ diyerek vatandaşın sağlıklı, temiz bir çevrede bozulmamış bir doğada yaşama hakkı, 63’üncü maddesi ile de ‘Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır’ diyerek, kültürel ve doğal miras alanlarının korunmasını güvence altına almıştır. Yıllardır, Hidroelektrik Santrallerinin ve madencilik sektörünün tehdidi altındaki bu bölgeye sahip çıkmak ve korumak Devletin öncelikli işlerinden olmalıdır.”
Bu bağlamda HDP’li Murat Çepni, Dönmez’in yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
- TMMOB, diğer sivil toplum kuruluşları ve yöre halkının büyük tepkisini çeken Munzur dağlarının tamamının maden sahası ilan edildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise maden sahası ilan edilmesinin gerekçesi nedir? Dersim il sınırları içinde kaç adet maden projesi bulunmaktadır?
- Dersim’de ilan edilen maden sahasında hangi tür madenlerin ruhsatlandırılması yapılmıştır? Maden sahasının büyüklüğü ne kadardır, hangi alanları kapsamaktadır? Maden sahası için Çevresel Etki Değerlendirme Raporları alınacak mıdır?
- Maden sahası ilan edilen alanda ne zaman ne şekilde hangi firmalar tarafından madencilik faaliyetleri yürütülecektir? İhaleye çıkartılmış mıdır? Madencilik faaliyetleri ne zaman başlayacaktır?
- Maden sahası ilan edilen alanda, Dünya’nın en değerli temiz ve kaliteli su kaynakları bulunmaktadır. Maden projelerinin yer altı ve yer üstü su kaynaklarına zarar vermemesi için ne gibi projeler geliştirilmiştir? Su kaynaklarını korumak için ne yapılacaktır?
- Maden projeleri hayata geçirdiğinde, Munzur’daki binlerce bitki türü yok olacak, yaban hayatı olumsuz etkilenecek, doğal ve kültürel miras yok olacaktır. Dersim’de telafisi imkansız ekolojik yıkımların olmaması, kültürel ve doğal mirasın korunması için bakanlığınızın ne gibi çalışmaları olacaktır? Bu konuda ilgili meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılacak mıdır?
- Bölgede yaşayan binlerce vatandaş yaşamını hayvancılık ve arıcılıkla sağlamakta, yaylacılık yapmaktadır. Maden projesi hayata geçirildiğinde halk mağdur olacak, geçim sıkıntısı yaşayacak bu da göçlere neden olacaktır. Bölge halkının yaşayacağı mağduriyetlerin giderilmesi için projeleriniz var mıdır?
- Basında çıkan, Munzur Dağı’nın yanı sıra, 1971 yılında Milli Park ilan edilen Munzur Vadisi’nin, Munzur Gözeleri, Munzur Suyu, Mercan Vadisi, Kırk Merdiven Şelaleleri, Tülin Tepe, Tepecik ve Pulur höyüklerini içine alan 43 bin hektarlık alanda da maden ruhsatı verildiği iddiaları doğru mudur? Eğer verildi ise, Türkiye’nin en zengin biyolojik çeşitlilik alanlarından birini oluşturan Munzur Vadisi’nin doğal yapısının korunması, ekolojik yıkımların olmaması için ne gibi çalışmalar yapılacaktır?
- Maden sahası ilan edilen bölgede, Dersim halkı için kutsal sayılan kaç tane ziyaret vb. inanç mekanı bulunmaktadır? Bu konuda herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
- Madencilik politikalarının iklim krizine etkisi hakkında herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Bakanlığınız, enerji politikaları ile iklim krizinin Türkiye’ye etkilerine dair bir çalışma yapmış mıdır? Yapmamışsa, kısa zamanda böyle bir çalışma yapmayı planlamakta mıdır? (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.