PİRHA- Upuzun ve görkemli bir vadinin derinliklerinden süzülen arabanın camından, dışarıya bakarken büyülü bir dünyaya geldiklerini hissetmişti zaten Balcı ailesi. Görkemli dağlar henüz meşelerin yeşilliğiyle olan dostluğunu yitirmemiş, Munzur ise konuşmaları bölecek kadar çığlığını yükseltmişti.
Haberin Videosu
Çılaları yakmak dileklerini dilemek ve oturup kıyısında bu baş döndürücü güzelliğin sırrını Munzur’dan dinlemek için yöneldiler gözelere doğru. Küçük Azra Naz, yüzüne yüklediği mutlulukla birlikte yöneldi ve çılasını tutuşturup ait olan yere usulca koydu ne dilediğini söylemeden kimseye. Ve sonra küçük Arda Mutlu ve diğerleri, aynı ritüelleri yinelediler.
Işığın sularla böylesine ikrar olduğu, insanın dünyevi karmaşadan bu kadar uzaklaştığı bir yer daha var mı acaba sorusu ise yanıtsız kaldı. Yoktu çünkü.
‘Bu kerametini dağlara, sulara ve ziyaretçilerin hüzünlerini sağaltmaya vermiş Munzur gözelerinin bir benzeri daha olamazdı yeryüzünde’ diye düşünmekten kendilerini alamadılar.
Munzur’un salına salına, bazen kıyısındaki taşları okşayan, bazen meşelere hayat veren akışı yeni yapılacak Konaktepe 1 ve 2 barajlarıyla durdurulacak olması, oldukça üzmüştü Balcı ailesini ve diğer tüm ziyaretçileri.
“BARAJLARIN DÜNYA İKLİMİNE OLUMSUZ ETKİSİ VAR”
PİRHA olarak kameramızı doğrulttuğumuzda Fehmi Balcı, “Ben Munzur’a ilk olarak geliyorum. Burası Alevi inancının kutsalı ve olağanüstü bir yer” diyor. Küresel ısınmanın dünyamızda yarattığı tehlikeye dikkat çeken Fehmi Balcı, bunun nedenlerinden birinin de barajlar olduğunun altını çiziyor. Balcı “Umarım bu kararı verenler Munzur’u Dersim’i ve Ovacık ilçesini görmeye gelirler ve ne kadar büyük kötülüklere imza attıklarını görür, kararlarından vazgeçerler” diyerek, HES projesinde ısrar edenlerin bu anlamsız ısrarın çok büyük kötülüklere mal olacağına vurgu yapıyor.
“MUNZUR ÖZGÜR AKACAK”
Babasından, ‘Munzur doğa harikasıdır’, ‘Barajlarla katletmeyin’ ve ‘bir nehrin boğazının sıkılarak ölümüne neden olmayın’ gibi cümlelerini duyan Arda Mutlu da yüreğinin en saf haliyle “Munzur özgürdür, özgür kalacak” diyerek, büyüklerin doğayı esir almalarının anlamsızlığına duyduğu öfkeyi dile getiriyor.
KÜÇÜK AZRA’NIN GÜZEL DİLEĞİ
Küçük kardeşi Azra Naz da, kollarını gökyüzünün özgürlüğüne değecekmiş gibi havaya kaldırarak, “Munzur özgür kalacak” diyerek dileğini haykırıyor, Munzur’un duyacağı bir sesle.
Çocuklar, o bahar sabahlarına benzeyen yüzleriyle, henüz ‘kâr’ ve ‘asimilasyon’ gibi insanın doğasını bozan uygulamaları bilmedikleri için, masumiyetin dünyamızdaki temsilcileri olamaya devam edecekler anlaşılan.
Sanki çocukların, “Munzur özgürdür özgür akacak” dileklerini, Xızır daha çabuk duyacak ve ‘barajlar her hangi bir nedenle yapılamayacak’ duygusunu daha çok düşürüyor iyimserliğimize.
İstanbul’dan geldiğini, gördüğü en muhteşem doğa harikasının Munzur Vadisi olduğunu belirten Zeynep Çakır Balcı “Lütfen Munzur’dan elinizi çekin ve doğayı bozmayın” diyerek dile getiriyor düşüncelerini.
“DOĞA MUTLAKA BİR GÜN İNTİKAMINI ALIR”
“Dersimliyim ve bu doğa harikasını görmek için İstanbul’dan geldim” diyen Nalan Balcı da, nehirler üzerinde yapılan HES projeleri, nerede yapılıyor olursa olsun tamamına karşı olduğunu ifade ediyor PİRHA kamerasına.
Nalan Balcı “Munzur bir doğa harikasıdır, doğayı katledersek bir gün dönecek ve bizden bunun intikamını alacaktır. O nedenle Munzur özgür kalsın, ziyaretçiler ve burada yaşayanlarla birlikte mutluluk vermeye devam etsin” diyerek dileğini de paylaşıyor bizimle.
“MESELE ENERJİ DEĞİL, BURADAKİ YAŞAM HEDEFLENİYOR”
“Barajların ana amacının elektrik üretmek olduğu gibi bir yanılsamaya bizim inanmamızı bekleyenlere şunu söylemek istiyorum. Ürettiğiniz enerji, tükettiğiniz doğanın yanında çok küçük kalmaktadır. Kâr için vadileri, kanyonları ve akarsuları talan etmenin bir izahı yoktur” diyen Tacettin Balcı, yenilenebilir enerji kaynakları dururken doğayı tahrip etme isteğinin ardındaki niyetin görülmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Tacettin Balcı, sistemin bu niyetini de şöyle izah ediyor, “Munzur’da yapılacak barajın ana amacı, buranın özgün kültürünü ve inancını yok etmektir.”
Munzur, bu samimi dostlarına sesinin ezgisini ve o muhteşem suyunu sunmak için çırpınırken gün akşama evriliyor.
GÜN AKŞAMA DEVRİLİR ANILAR KALIR GERİYE
Tahta köprüden güle oynaya geçen Balcı ailesinin küçük fertleri Azra Naz ve Arda Mutlu, büyüdüklerinde ve buraya tekrar geldiklerinde yaşadıkları bu anıların, Munzur nehriyle birlikte barajların altında kalabileceğine o küçük dünyalarının masumiyetine dayanarak ihtimal vermeden, tahta köprüden güle oynaya geçip gidiyorlar.
Balcı ailesi henüz tarifi yapılmamış bir hüznü yüklenerek giderken, Munzur da dostlarının ardından, kendisine kurulan ve HES adı verilen tuzağı biliyormuşçasına iniltisine devam ediyordu.
Ahmet BAKIR/DERSİM
Yoruma kapalı.