PİRHA – Dersim Ovacık’ta bulunan Munzur Gözeleri’nde cemevi inşaatı başlaması üzerine Tunceli Barosu, inşaatın olduğu alanda inceleme gerçekleştirdi. Köylülerin ve cemevi inşaatını yapan Ziyaret Köyü Derneği yönetim kurulunun bulunduğu alanda karşılıklı görüşler belirtildi.
Geçtiğimiz günlerde Tunceli Baro Başkanı Barış Yıldırım’ın duyurduğu Gözeler’deki cemevi inşaatına ilişkin baro avukatları, pirler ve bazı kurum temsilcileri alana giderek incelemelerde bulundu.
Ziyaret Köyü Derneği Başkanı Ateş Çelik ve Pir Hayri Şanlı cemevinin yapılması gerektiğini aktarırken, Baro Başkanı Barış Yıldırım ise Munzur Gözeleri’ndeki her türlü yapılaşmanın Munzur suyunun kaynağına zararlı olacağını ve SİT alanından uzak bir yere yapılması gerektiğini savundu.
“MUNZUR’UN KORUNMASI VE GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASI GEREKİYOR”
Yıldırım’ın yaptığı açıklama şöyle:
“1971 yılında milli park olarak ilan edilen Munzur Vadisi Milli Parkı’nın temel kaynak değeri Munzur suyunun doğduğu yer olan Munzur Gözeleri’ndeyiz. Burası 2003 yılında Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından birinci derece doğal SİT alanı olarak ilan edildi. Birinci derece doğal SİT alanları ilginç özellik ve güzelliklere sahiptir ve ender tabiat özelliklerini barındırır.
Birinci derece SİT alanlarında turizm dahil hiçbir faaliyete müsaade edilmiyor. Yani buralarda bilimsel anlamda çalışmalar dışında hiçbir beşeri faaliyete izin verilmemesi gerekir. Fakat buranın birinci derece SİT alanı olduğunu gösteren bir tabela dahi yok. Mevzuata göre bu tabelanın buraya konulması gerekiyor.”
Gözeler’de yemek yenilmesi, suya girilmesi dahil her türlü beşeri faaliyetin kolayca icra edilmesine değinen Yıldırım, “Burası bir rekreasyon alanı, bir eğlence, park alanı olarak değerlendiriliyor. Mevzuata göre buranın yasak olmasına rağmen yetkililer buna müdahale etmiyor. Bunun sonucunda kirlilik meydana gelmiş ve peyzajı bozulmuş durumda. Kanunlara göre bu suç teşkil ediyor” diye konuştu.
Yıldırım, Munzur’daki ekosistem parametrelerinin de değiştiğini ve birçok canlı türünün bölgede yaşayamadığını belirtti.
Munzur’un Alevilik açısından da önemine değinen Yıldırım, bu ibadet alanının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasınının zorunluluk olduğunu dile getirdi.
“İNSAN ESERİ YAPIYA MÜSAADE EDİLMEMESİ GEREKİYOR”
Yıldırım, “Burada insan eseri bir yapıya müsaade edilmemesi gerekiyor. Yine buranın peyzajını bozacak herhangi bir yapıya müsaade edilmemesi gerekiyor” diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizler Tunceli Barosu olarak kültür ve tabiatı korumak için iş ve işlemlerde bulunduk bundan sonra da bulunmaya devam edeceğiz. Buranın dünya kültür mirası listesine önerilmesi için de dava açtık, devam ediyor.”
MUNZUR’UN KUTSALLIĞI
Konuya ilişkin açıklama yapan Baba Mansur Ocağı Piri Nesimi Genlik ise Alevilerin ziyaretgahı olan Munzur’un kutsallığına değinerek şunları dile getirdi:
“Munzur’un 1 km içerisinde akan kırk narın yani gözenin bembeyaz süt gibi akması; bir su değil Ana Fatma’nın sütü gözüyle bakılıyor. Bu kırk gözenin aynı alanda cem olup yani birleşip bir mecrada akıyor olması kutsiyet arz etmektedir. Bu kutsal çeşmeye bundan ötürü serçeşme deniliyor ve o nedenle bu inancın serçeşmesi gözüyle bakılıyor.
Kırk gözenin aktığı yerde ulu pirlerimiz, talipleriyle, yol eren ve erleriyle cem tutmuşlardır. Son cemlerde yaradılış, Hak ve hakikat, olgunlaşma, özgür insan olma öğretisi öncelikli olup keza bu makamda küsler barıştırılmış, kivralık, musahiplik erkanları olmuş, ikrar verilmiştir. Bu nedenle bu mekan ve makam bölgede yaşayanlar tarafından kutsal sayılmış ve inanılmıştır. Yeni doğan çocuklar bu suda yıkanmışlar. Bu suya bu kutsallıkta bakmışlar. Tıpkı Hintlilerin Ganj Nehri’ne olan inançları gibi.
Ama günümüzde bu kutsal alan, rant amaçlı kullanılmakta ve kirletilmektedir. Bu insanlık ayıbı görüntü ve kirlilikler inancımıza ters olup zarar vermektedir. Kısa sürede yöre halkı ve yetkililerin buna müdahale etmesi insanlık görevi ve gururudur.”
Hüseyin Yaşar SEZGİN/DERSİM
Yoruma kapalı.