PİRHA- “Ummak yerine ‘nasıl yapmalı” demenin tam zamanı” sloganıyla Sancaktepe Atatürk Mahallesi’nde muhtar adayı olan Asiye Sezgin, aslında aile geleneğini sürdürüyor. Mahalle meclisleriyle katılımcı bir yerel yönetim hayal eden Sezgin, mahallesinde seçim çalışması yürütürken yasaklar ve baskılarla boğuşuyor. Sezgin, tek tek kapıları çalıp insanlarla birebir temas ediyor, onların sorunlarını dinliyor.
Seçimlere sayılı günler kala belediye başkanı ve muhtar adaylarının çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor. İstanbul’un Sancaktepe (Sarıgazi) ilçesine bağlı Atatürk Mahallesi’nde muhtarlık için 5 aday yarışıyor. Asiye Sezgin de bu adaylardan birisi. 12 sendir Sarıgazi’de 3 senedir de Atatürk Mahallesi’nde yaşayan Dersimli Sezgin, kadınların daha çok mücadele alanlarına sahip çıkmaları gerektiğini düşündüğü için muhtar adayı olmuş.
Sezgin’in mahalledeki seçim çalışmalarını takip ederken seçim çalışmaları hakkında da bilgi aldık.
“Ummak yerine ‘nasıl yapmalı’ demenin tam zamanı” sloganıyla yola çıkan Sezgin, “Şimdiye kadar hep ummaktan bahsettik, ‘umarım’ diyoruz geçiştiriyoruz, başkasından bekliyoruz. Biz artık ‘Nasıl yapmalı’ diyenlerden olmak istiyoruz. Toplumsal olarak nasıl yapmalı, bireysel olarak değil.” dedi.
Dersim’de yaşadıkları köyde önce babasının arkasından da annesinin muhtarlık yaptığını ve annesinin hala muhtar olduğunu söyleyen Sezgin, “Bizde muhtarlık aileden gelme” diyor.
“SARIGAZİ PİLOT BÖLGE”
Seçim çalışmalarının beklediğinden daha iyi gittiğini ifade eden Sezgin, adil olmayan bir şekilde seçime gittiklerini belirtti. Muhtarların afiş ve pankart asmalarının yasak olduğunu dile getiren Sezgin’in var olan seçim bürosunda da afiş ve pankart asmasına izin verilmiyor. Yasaklar konusunda Sarıgazi’nin pilot bölge olarak seçildiğini kaydeden Sezgin, “İstanbul genelinde olan bir yasaktan söz ediliyor ama yalnız Sarıgazi Sancaktepe’de uygulanması çok gariptir. Mevcut olan muhtarlarla devam kararı alındığını düşünüyoruz. Ondan ötürü belli bölgelerde bu yasakların olduğuna inanıyoruz” diye ifade etti.
Yasaklara karşı halka daha çok temas etmeye çalıştıklarını söyleyen Sezgin, internet ve sosyal medyayı da tanıtım için kullanıyor.
EN BÜYÜK SORUN UYUŞTURUCU VE YOZLAŞMA
Atatürk Mahallesi’nde park ve güvenlik sorunları yaşadıklarını belirten Sezgin, “Esrar, alkol kullananlar parkları tercih ediyor genelde. Bu yüzden parklarda güvenlik sorunu oluyor. En büyük sorunumuz uyuşturucu ve yozlaşmadır. Sokak lambaları, kaldırımların yapılmadığını ve belli yerlere ayrımcılık yapıldığını düşünüyor halkımız. Bir de son dönemlerde iddia bayileri, kasalar, kumar adı altında yapılan şeylerin gençlerin başına bela olduğu düşünülüyor” diye konuştu.
“BİLİNÇLİ AİLE VE BİLİNÇLİ TOPLUMLA ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ”
Mahallenin yönetimine geldikleri zaman ilk uğraşacakları sorunların yozlaşma ve uyuşturucu olduğuna işaret eden Sezgin, “Yozlaşmayı körükleyen her ne varsa onlarla uğraşacağız. Her sokağın temsiliyette yer aldığı bir mahalle meclisinden bahsediyoruz. Bu meclisler sayesinde üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Panellerle, eğitimlerle bilinçlendirip anneleri, kadınları dahil ederek yani bilinçli aile ve bilinçli bir toplum yaratarak üstesinden gelebileceğimize inanıyorum” dedi.
“KADINLAR BİZİM BEL KEMİĞİMİZ”
Mahalle muhtarı seçilmesi halinde mahallede kadınların, gençlerin yer alacağı meclisler oluşturarak katılımcı bir mahalle yönetimi hayal eden Sezgin, kadınlara yönelik el sanatları gibi çeşitli projeleri olduğunu belirtti. Çocuklarla ilgili projelerinde de kadınlar ortaklaşacağını dile getiren Sezgin, “Kadınlar bizim bel kemiğimiz” diyerek yerel yönetimlerde kadının önemine vurgu yaptı.
MUHTARLIK KÜÇÜMSENECEK BİR YERDE DEĞİL
Katılımcı, çoğulcu ve demokratik bir yerel yönetim hayal ettiğini söyleyen Sezgin, şunları belirtti:
“Şimdiye kadar muhtarlıkları çok küçümsüyorduk, mevcut düzen bize bunu öğretti. Muhtarlıklar o kadar da küçümsenecek bir yerde durmuyormuş. Ben muhtarlığın kılcal damarlar olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadar atar damarlara, toplardamarlara kan taşıdık ama her zaman kılcal damarları es geçtik ve birileri doldurdu diye düşünüyorum. O yüzden kılcal damarlara kan akıtmak gerektiğine inanıyorum. İyi kan pompalamak gerektiğine inanıyorum. Muhtarlığın toplumsal anlamda çok önemli olduğunu düşünüyorum.”
“EMNİYET MUHTAR ADAYLARINA BASKI YAPIYOR”
Sancaktepe’de (Sarıgazi’de) seslerini duyurabilecekleri herhangi bir kanal ya da basın organı olmadığını ifade eden Sezgin, emniyetin çeşitli whatsapp grupları kurup muhtar adaylarını eklediğini ve bu gruplarda muhtar adaylarını sindirmeye yönelik paylaşımlar yapıldığını belirtti. Tekrardan yasaklara ve baskılara dikkat çeken Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pankart asmak, afiş yapmak, seçim bürosu açmak yasak. Orada adayların seçim ofisleri basılıyor örneğin kapatılıyor, kapatılırken resimleri çekip o grupta paylaşıyorlardı. Afişleri sökülüyordu bir de birbirini ihbar edenlere, şikayet edenlere göre o afişler sökülürken, pankartlar alınırken resimlerini emniyet çekip o grupta paylaşıyordu. Bu da ciddi anlamda yıldırmaya başladı tüm muhtar adaylarını. Bunun kesinlikle psikolojik bir baskı olduğunu düşünüyoruz. Bunun duyurusunu yapmak tüm muhtar adaylarının sesi olmak istiyorum ben. Çünkü muhtar adaylarının hepsine yapılan bir baskı olduğunu düşünüyorum.
Emniyete çağrıldık kaç kez. Her seferinde farklı mazeretler buldular. ‘Pankartlarınızı alın toplayın’ dediler topladık, ‘afişlerinizi toplayın’ dediler topladık. Sonra aranıyoruz ‘iç afişler kalmış’ topluyoruz, ‘falan yerde kalmış’ alıyoruz. ‘Emniyete gelmeniz gerekiyor, resmi evrak gelmiş imzalamanız gerekiyor’ diyorlar. Oysaki benim için resmi evrak çıkarmaları için resmi bir başvuru yapmam gerekiyor ama ben resmi başvuru yapmadım. Eskiden muhtar adayı olduğuna dair resmi bir başvuru yapıyordun o da kaldırıldı. Sen neye göre beni arayıp resmi evrak imzalatmak için çağırıyorsun. İşte ‘sizin afişlerinizi gördük, telefon numaranızı oradan aldık. Muhtar adayıymışsınız gelip bu evrakları imzalamanız gerekiyor’ dendi bize. Çalışmalar yoğundu, gitmek istemiyorduk. Telefonda bize ‘Neredeyseniz sizi ekip otosuyla alalım’ dediler. Yani mecbur bırakılıyorsun. Gidip o imzayı atmak zorunda kaldık. Zaten imzayı atınca da kabul etmiş oluyorsun, cezayı ödeyeceksin. Pes edip imza atmak zorunda kaldık.”
“SEÇİLME HAKKIMIZ GASP EDİLİYOR”
Bu şekilde adil olmayan bir yarışa girdiklerini kaydeden Sezgin, “Seçilme hakkımız gasp ediliyor bu şekilde. Eşit olmayan bir şekilde yasaklarla seçime giriyorsun kitle seni ne kadar tanıyabilir, ne kadar erişebilirsin. Mevcut olanın karşısında sen zaten bir sıfır geride başlıyorsun. Biz bunları zorlarken uğraşa uğraşa bugüne getirdik. Ama halka bunu anlatınca bağrına basıyor sahipleniyor seni.” dedi.
SEÇMENLERE ÇAĞRI
Seçmenlerine sağduyulu olma çağrısında bulunan Sezgin, “Seçim dönemi bir kirlilik, ötekileşme, kutuplaşma yaratıldığı için yerel seçimlerde bunu çok bariz görüyorum. Ellerinden geldikçe sağduyulu olsunlar, gördüklerine kulak versinler. Seçim geçer bizler yine yerellerde bir arada dururuz bunu hiç unutmasınlar” diye konuştu.
Suay ABAK / İsmet SEFER – İSTANBUL
Yoruma kapalı.