PİRHA – 17 Eylül’de İstanbul Kartal’da yapılacak mitinge katılmayacağını belirten kimi Alevi kurumlarının açıklamalarının ardından miting tertip komitesinden çağrı geldi. Tertip Komitesi adına ABF Genel Başkan Yardımcısı Hasan Gülüm imzasıyla “Tüm Alevi kurumlarına çağrımızdır” başlıklı açıklamada “mitinge hazırlık sürecinde bazı eksikliklerimizin olduğunu biliyoruz. Şimdi bunları gerekçe yaparak mitinge gelmemek içinde bulunduğumuz koşullarda gerçekçi bir tutum değildir” denildi.
17 Eylül’de İstanbul Kartal’da yapılacak mitingin tertip komitesi Başkanı Hasan Gülüm imzasıyla tüm Alevi kurumlarına hitaben bir çağrı metni yayınlandı. Çağrı metninde yeni eğitim müfredatının ve içinde bulunduğumuz sürecin Alevi toplumu açısından nasıl riskler barındırdığına vurgu yapılarak, özellikle bu mitinge mesafeli duran, şu veya bu gerekçeyle rolünü oynamayan Alevi kurumlarının konunun hassasiyetini gözeterek yaşanan eksikliklere rağmen yer alması çağrısında bulundu.
Hasan Gülüm imzasıyla yayınlanan çağrının tam metnini olduğu gibi yayınlıyoruz.
TÜM ALEVİ KURUMLARINA ÇAĞRIMIZDIR
Çağrı metninde öncelikle miting kararının nasıl geliştiği ve ilgili Alevi kurumlarıyla paylaşım süreçlerinde yaşanan sıkıntıların nasıl geliştiği üzerinde durulmuş “17 Eylülde Kartal’da yapılacak miting çalışmaları tüm hızıyla sürerken miting faaliyetininin yürütülmesi sırasında yaşadığımız bazı eksikliklerin olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri tek tek anlatmak yerine tüm Alevi canlarımıza bu açıklama ile çağrıda bulunarak hem gerçek niyetimizi ifade etmek hem de eksikliklerimiz açıkça tüm alevi canların bizlerden direk olarak duymasının sağlayacağız.
Alevi Bektaşi federasyonu GYK’sinin 18 ağustosta yapılan toplantısında bu karar bileşenlerimiz; başta PSAKD, AKD ve Bağımsız Şube ve Cem evlerimiz ile birlikte alındı.
Bu kararı bileşenimiz olmayan Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı’da destekledi.
Kararın alınması sonrası Eğitim-Sen ile ortaklaşması ise ortak müfredat toplantısında gerçekleştirildi.
Esas olarak miting kararı alındıktan sonra hemen Alevi kurumlarımıza çağrı yapılması kararlaştırılmıştı. Kararlaştırma tam olarak ortaklaşamadan kamuoyuna yansıması oldu.
Kararımızın önceden söylenmesi kamuoyunda yansıması diğer Alevi kurumlarımızın karşı eksik davranılmasını sağladı. Ancak unutulmasın ki biz miting kararı aldık bunun ortaklaşması için öncelikli adıma ihtiyaç bulunmaktadır.”
“RIZALIK ŞEHRİ ÜZERİNE KURULMUŞ BİR YAŞAMIN İÇİNDEN GELİYORUZ”
Çağrı metninde “17 Eylül mitingine katılmak istemeyen bazı kurumlarımız (Cem Evlerimiz) buraya can simidi gibi sarılmasına neden oldu. Hatta kamuoyuna açıklama yapacak şekilde ileri giderek.” ifadeleri kullanılarak şöyle devam edildi;
“Ancak bu eksiklik bizim kendi eksikliğimizdir. Eyvallah kabul ediyoruz bunu gideririz. Biz bu topraklarda önemli bir inancın parçalarıyız. Geçmişten bugüne Rızalık şehri üzerine kurulmuş bir yaşamın içinde geliyoruz. Bu nedenle kendi sorunlarımızı kendi darlarımızda çözmeliyiz. Yapılan miting yanlıştır denmemiş ama utanarak altını boşaltmak isteyen bir tutum sergilenmektedir. Bunu kendi taleplerinin içine koyduğu yaklaşımla ifade etmektedir.
Değerli canlar bizler bu mitingle ne yapıyoruz. Bu eksiklikler mi konuşulmalı yoksa yapılmak istenilen bu önemli adıma katkı koyarak eksikleri beraber mi tamamlamalıyız.”
“HANGİ ALEVİ BU MÜFREDATA SESSİZ KALABİLİR”
Çağrı metninde “Bizler ABF ve Bileşenleri ile geleceğimizin yok edilmesi için atılan bu adıma karşı bir tutum ve tavır almayı hedefledik. Burada siyasal bir gelecek beklentisinden bahsedemeyiz. Üstelik böylesi süreçlerde kimse bunu yapmaz. Çünkü hangi Alevi bu müfredata hayır demez. Hangi Alevi bu duruma sesiz kalmayı ister.
Ancak bu saldırı bugünle sınırlı bir saldırı değildir. Bu saldırı bugünün çocukları, yarınımız olan 30 ile 50 yıllık geleceğimizin değiştirilmesinden hatta bu sistemle Alevi inancının geleceğe taşınması ortadan kaldırılıyor. Kısacası bu süre sonrasında inancımızdan bahsedemeyiz” denildi.
“YOL ULULARIMIZI ESAS ALARAK YAKLAŞMALIYIZ”
Hasan Gülüm imzasıyla yayınlanan metinde “Biz biliyoruz yapılan tek bir mitingle sonuç alınmaz. Ama ne kazandıysak geçmişten bugüne kadar ayakta kaldıysak cem evlerimizden kurumlarımıza kadar kurumsallaştıysak bugün bu kurumlardan söz söylüyorsak unutmayalım hep birlikte pirlerimizle, nebilerimiz ve mürşitlerimiz ile bu yolda ödenen bedellerle oldu. Ancak bu inancı taşımasına rağmen bugün bunu söylemekle ne kadar geçmişimizden koptuğumuzu tarihimize ne kadar yabancılaştığımızı göstermektedir” vurgusu yapıldı.
“KİMSENİN SÖZ SÖYLEYEMEDİĞİ BİR ZAMANDA KONUŞMAK DEĞERLİDİR”
“Bu nedenle bugün içerisinde geçilen süreçte söz söylemek önemlidir” ifadeleriyle altı çizilen metinde “gün birlik günüdür” denilerek şöyle şu çağrıda bulunuluyor:
“Çünkü herkesin susturulmak istendiği bir dönemdir. Bu nedenle kimsenin konuşamadığı, baskılandığı bir dönemde söz söylemek değerlidir.
Biz bunları yapmak isteriz ancak Alevi kurumlarımızdan bazıları bu gidişten memnunlar bu süreçteki riski bilmekteler ve bunu göze almak istemiyorlar. Buradan keyiflerin kaçmasını istemiyorlar. Bu nedenle denizi değil içindeki çakılı görüyorlar.
Değerli canlarımıza ve bütün kurumlarımıza çağrımızdır. Gelin canlar bir olalım. Gün birlik günü 17 Eylül’den sonra kendi içimizde eksiklerimizi konuşalım. Her kurum kendi üzerine düşeni yapmalıdır. Sadece kürsüde yan yana değil sokakta da meydanda da yan yana duralım. Sözümüzü de birlikte söyleyelim. Bu tarih bizim aynı yolda devam edelim. Gönül kalsın yol kalmasın diyenleri 17 Eylül saat 13-00 de kartala bekliyoruz. Bir olalım birliğimizi kuralım.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.