PİRHA- ‘Mirkut’ adlı belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Sedat Kıran yakın zamanda festivallere gönderilecek olan filme dair bilgiler verdi. Kıran, “Son yüz yılda artık sanayi ve dijital çağa giren bir yaşam biçimi var. Filmi izleyenler, bu yaşam biçimi ile birlikte tarım toplumunun binlerce yıllık hikayelerinin, kültürlerinin artık son dönemlerini yaşadığının farkındalığını görecekler” dedi.
Sedat Kıran’ın yapımcılığı ve yönetmenliğini yaptığı ‘Mirkut’ adlı belgesel filmi izleyicileri ile buluşmaya hazırlanıyor.
Halen çalışmaları süren belgeselde binlerce yıllık geçmişi olan Karacadağ pirincinin ekimi ve hasadı anlatılıyor. Mirkut, pirinç üretiminin ekim aşamasından hasada kadar tüm evrelerini, bu süreçte yaşanan zorlukları, üreticilerin zahmet ve coşkularını konu edinen uzun metrajlı bir belgesel film. Mirkut belgeseli; toprak sahibi egemen erklere karşı, ezilen emekçi çiftçilerin yenen hakları ve emekleri gibi toplumsal mesajlarla da dolu bir film.
Belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Sedat Kıran çok yakında festivallere gönderilecek olan ‘Mirkut’ hakkında bilgiler vererek herkesi filmi izlemeye davet etti.
“MİRKUT, TARIM TOPLUMUNDA KÖYLÜNÜN ERKE KARŞI İSYAN ETMESİ DEMEKTİR”
Mirkut’un ne anlama geldiğini ve neden bu ismi seçtiklerini anlatan Kıran şunları dile getirdi:
“Mirkut, tamamıyla tarım toplumuna ait olan ve başka bir dilde karşılığı olmayan bir kelimedir. Kelime fenotipine baktığınız zaman mir; erk, otorite demektir. Kürt coğrafyasında beli bir erk ve yönetimi olan kişilere mir denilir. Yani güç sahibi, erk. Mirdeki ‘kut’ eki ise, Kürtçede vurmak, karşı koymak anlamındadır. Böylelikle mire bir karşı duruş, bir isyan niteliği taşıyan kelimedir mirkut. Mirkut, tarım toplumunda erkin, otoritenin, toprağa egemen gücün yanında mirin toprağını işleten köylülerin hasat döneminde fazla pay alan mirin adaletsiz bölüşümüne karşı isyan etmesidir. Ayrıca toprağı işleten köylülerin buğdayı un yaparken soku ya da dibekte o taşa koydukları buğdayı un haline getirme işine de denir. Köylüler bu işi yaparken kadınlı erkekli hep birlikte bu işi yaparlar ve mirin sömürüsünü dile getiren türküler söylerler. Bu bir ritüeldir. Bu işlemi yaparken türküler, klamlar söylenmesi binlerce yılık bir gelenektir.”
“BELGESEL YÜZLERCE YILLIK BİR TARIM RİTÜELİNİ ANLATIYOR”
Mirkut belgeselinin, yüzlerce yıllık Karacadağ pirincinin ekim ve hasadını konu edindiğini ifade eden Kıran filme ilişkin şu bilgileri verdi:
“Bu filmde, Karacadağ’da yüzlerce yıllık çeltik pirinç ekimi ve Karacadağ’da ki üreticilerin sorunlarını ve yaşadıkları zorluklar anlatılıyor. Üreticiler umutlarıyla birlikte, periyodik ve renkli bir şekilde bu ekim ve hasat yapıyorlar. Ekim ve hasatta eski klasik yöntemleri kullanıyorlar. Orak ile yapılan hasat zamanında coşkuları bereket ile ödüllendiriliyor. İnsanlar bu berekete karşılık hep birlikte kurbanlar kesiyorlar. Birlikte türküler, klamlar okuyorlar. Bu renkli ritüeli, bu derin tarım kültürünün kodlarını belgelemek ve kayıt altına almak istediğim için bu belgeseli çektim. İzleyiciler belgeseli izlediklerinde şunları öğrenecekler; Son yüz yılda artık sanayi ve dijital çağa giren bir yaşam biçimi var. Ve bu yaşam biçimi ile birlikte tarım toplumunun binlerce yıllık hikayelerinin, kültürlerinin artık son dönemlerini yaşadığının farkındalığını görecekler.”
Mirkut’un, 50 dakikalık uzun metrajlı bir belgesel film olduğunu söyleyen Kıran, “2 yılık bir çalışmanın ürünü ve son süreçte tüm aşamaları bitti. Filmi artık festivallere göndereceğiz. Umudumuz bu kültürü farklı kültürler ile tanıştırmak ve bu kültürü yaşatabilmek. Herkesi filmimizi izlemeye davet ediyorum” dedi.
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.