PİRHA- Milletvekili Suzan Şahin, cemevlerine resmi olarak ‘ibadethane’ statüsü verilmemesini eleştirerek toplam 20 kanunun 37 maddesinde değişiklik öngören kanun teklifi hazırladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hatay Milletvekili Av. Suzan Şahin, cemevlerine resmi olarak ‘ibadethane’ statüsü verilmemesini eleştirerek kanunda düzenleme yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na kanun teklifi verdi.
Anayasa’nın 24’üncü maddesi ile herkesin din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeden kanun önünde eşitliğini tanımlayan 10’ncu maddesi gereği cemevleri ve diğer ibadethanelere de resmi olarak ibadethane statüsü verilmesi gerektiğini belirten Şahin, “Yaşadığımız coğrafyanın kadim inançlarından Alevi inancı tarih boyunca pek çok ayrımcılığa maruz kalmış ve hala da kalmaktadır. Alevilerin ibadet yeri cemevidir. Devlet, laiklik ilkesi doğrultusunda ülkemizde yaşayan tüm dinlerin ve mezheplerin ibadet yerlerine eşit yaklaşması gerekmektedir. Bu nedenle muhtelif kanunlarda geçen ‘ibadet yeri’ tanımı arasına ‘Cemevi’ ifadesi eklenerek Alevilerin ibadet yeri net bir biçimde ortaya konulmalıdır. Bu sadece cemevleri için değil, kilise, sinagog, havra ve benzeri yerler içinde yapılmalı” dedi.
“DEVLETİN DİNİ, MEZHEBİ OLMAZ”
Suzan Şahin, Devletin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliğini tanımlayan Anayasa’nın 2’nci maddesi, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyeti ile ibadet, dini ayin ve törenlerin serbest olduğunu belirten Anayasa’nın 24’üncü maddesi ile herkesin din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeden kanun önünde eşitliğini tanımlayan 10’ncu maddesi gereği cemevlerine de ‘ibadethane’ statüsü verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Milletvekili Şahin, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Alevilerin Türkiye’de yaşayan diğer tüm inanç grupları gibi ibadetlerini serbestçe yapabilmeleri, ayrımcılığa maruz kalmamaları ve toplumsal uzlaşmanın gereği olarak Anayasa’nın eşitlik ilkesi yönünden cemevlerinin ibadethane olarak tanınması kaçınılmaz bir haktır. Türkiye’de bulunan yüzlerce cemevi kanun önünde resmi olarak ibadethane olarak tanımlanmadığından, belediyelerin insafına bırakılmış, vatandaşların bağış ve yardımlarına mecbur bırakılmakta, birçok yerde ısınma, elektrik, su gibi giderleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Devletin dini, mezhebi olmaz, aksi halde bu laiklik ilkesi ile çelişir. Devlet tüm inançlara eşit mesafede yaklaşmalı, vatandaşlarının ibadet hakkı için gereken sorumlulukları yerine getirmelidir. Bu sorun derhal çözülmeli, bu ayıba son verilmelidir.”
‘AİHM’E GÖRE CEMEVLERİ HUKUKEN İBADETHANEDİR’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin 9. maddesinesinin, “Devletin neyin din, ibadet ve ibadethane sayılacağına karar vermesinin laiklik ilkesi ile çeliştiğini” söylediğini ifade eden Suzan Şahin, “Anayasamızın emredici hükümlerinin dahi üstünde yer alan AİHM’nin 26 Nisan 2016’da verdiği ‘hüküm’ gereğince cemevleri zaten hukuken ibadethanedir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına TBMM’nin, din ve vicdan hürriyetinin serbestçe icra edilmesi için gereken düzenlemeleri yapma ve tedbirleri alma yükümlülüğü bulunduğunu, AKP hükümetinin de meclisin yaptığı bu düzenlemeleri uygulamak zorunda olduğunu belirten CHP’li Şahin, mevcut sorunun çözmü için Meclis gündemine alınması gerektiğini söyledi. Milletvekili Şahin, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Uluslararası sözleşmelerin ayrımcılık yasağını tanımlayan 14’üncü maddesinde de hiçbir, din, siyasal ve diğer kanaate ayrımcılık yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Alevi vatandaşlarımız da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) açtıkları davalarda Türkiye’de cemevlerinin ‘ibadethane’ olarak kabul edilmediği için iç hukukta tanınan avantajlardan mahrum bıraktığına işaret eden çeşitli mahkeme kararlarında; bunun AİHS’nin 9’uncu ve 14’üncü maddesine aykırı olarak birçok kez Alevilere ayrımcılık yapıldığı ifade edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90’ıncı maddesinde; Türkiye’de yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu, Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulamayacağı, milletlerarası antlaşma ile Anayasa’nın aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşmanın esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
Hukuk tanımaz AKP her yerde olduğu gibi bu konuda da Türkiye’yi dünyaya rezil etmiş, mahkeme kararlarını hiçe sayarak Alevileri ötekileştirme gayesinde ısrar etmiştir.
Sadece evlere, dükkanlara değil ibadethanelere de fahiş elektrik, su doğalgaz faturaları geliyor. Defalarca kanun teklifi verdik. Cemevlerine resmi olarak ibadethane statüsü verilmesini istedik. İster kabuk edin ister etmeyin cemevleri ibadethanedir. Camilere gitmeyen faturaların cemevlerine gitmesi ayrımcılıktır. Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesinin hem de elektrik, su, doğalgaz gibi faturalarının camiler gibi devlet tarafından ödenmesini istiyoruz. Bu nedenle bir kanun teklifi vererek, halen uygulanan tüzük ve yönetmeliklerin kanunlara göre yeniden düzenlenmesiyle cemevlerinin yasal statüye kavuşması amaçlıyorum.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.