PİRHA- DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, belediyelere atanan kayyımlarla halkların birlikte yaşama umudunun dimanitlendiğini söyledi. Koca, “Koltuklarında oturmak için, iktidarda kalabilmek için faşist rejime statü kazandırmaya ihtiyaçları var. Dolayısıyla bunu yapabilmek için DEM Parti başta olmak üzere halkın iradesini temsil eden siyasi organlara, demokrasi güçlerine bir operasyon ve kriminalize etme çabası içerisindeler” dedi.
AKP iktidarı 2016 ve 2019 yıllarında DBP ve HDP’nin kazanmış olduğu 153 belediyeye kayyım atayarak milyonlarca yurttaşın iradesine el koydu. Kayyım geleneğini 2024’te de sürdüren AKP, 31 Mart 2024 seçimlerinden sonra ilk olarak DEM Parti’nin kazandığı Van Belediyesi’ne kayyım atama girişiminde bulundu. Halkın iradesine sahip çıkmasıyla geri adım atılsa da Hakkari, Mardin, Batman, Halfeti belediyelerine ve kent uzlaşısıyla kazanılan Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mersin Milletvekili Perihan Koca, DEM Parti’nin kazandığı ve kent uzlaşısının olduğu belediyelere peş peşe kayyım atanmasına, sistematikleşen kayyım politikalarının kadınların kazanımları üzerindeki etkilerine ve mücadele yollarına ilişkin PİRHA‘ya değerlendirmelerde bulundu.
“İKTİDARDA KALMAK İÇİN KAYYIM POLİTİKALARINA BAŞVURUYORLAR”
Perihan Koca, son seçimlerde kayyımın alt yapısının taşımalı seçmen hileleriyle başladığına işaret etti. Halkın yapmış olduğu ittifakın, yan yanalığın kriminalize edilmeye çalışıldığını ifade eden Koca, “Halkın birlikte yaşama umudu dimanitleniyor. Çözüm süreci masasının devrilmesinden itibaren bu ülke bir bombalar cumhuriyetine dönüştürüldü ve bunu da ardı ardına gelen kayyımlarla, OHAL kararlarıyla yaptılar. Şu anda bir OHAL ilanı olmamasına rağmen ülke kayyım rejimiyle yönetilmekte. Kayyımın tutmadığını, toplum nezdinde yok hükmünde olduğunu, siyaseti herhangi bir yere taşımadığını defalarca deneyimledik. Kayyım sandıkta da sokaklarda da boşa düşürüldü. Ancak koltuklarında oturmak için zor gücünden başka ellerinde hiçbir aygıtın bulunmadığı bir siyasi iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu nedenle devletin bütün olanaklarını olumsuz yönde halka boca eden, devlet şiddetiyle ayakta kalmaya çalışan, benim Kürdüm senin Kürdün ayrıştırmasıyla ülkeyi yönetilebilir kılmaya çalışan bir iktidar var. İktidarda kalabilmek için faşist rejime statü kazandırmaya ihtiyaçları var. Dolayısıyla bunu yapabilmek için DEM Parti başta olmak üzere halkın iradesini temsil eden siyasi organlara, demokrasi güçlerine bir operasyon ve kriminalize etme çabası içerisindeler” dedi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu çoklu krizler sarmalında iktidarın operasyonel hamleleri ve milliyetçiliği pompalamasıyla diğer ana gündemlerin konuşulmamasını sağladığını kaydeden Koca, “2025 bütçesinde biz bir kez daha aslında emekçinin, halkın, kadının, çocuğun, gencin, toplumsal kesimlerin olmadığını gördük. Geçinmeme sorunu konuşulamaz durumda. Bunun yanında bir de siyasi ve toplumsal çürümüşlük gerçekliği de var. Geçtiğimiz hafta yeni doğan bebek çetesini duyduk. Kadın cinayetlerindeki artış, güvencesizlik gerçekliği içerisinde yaşar durumdayız ama memleketin ana gündemleri iktidarın bu operasyonel hamleleri ile teröre hikayeleri ile konuşulamaz duruma geliyor” diye konuştu.
“TOPLUMU BİLİNÇLİ FELÇ EDEREK İLERLEMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Devlet Bahçeli’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mecliste konuşma yapmasına ve umut hakkından yararlanmasına dair sözlerini değerlendiren Koca, “Bir kutuplaşma ikliminin içerisinde, kent uzlaşısının darbelendiği, kriminalize edildiği bir iklimin içerisinde kayyım politikalarının devamının geleceğinin söylendiği bir iklimin içerisinde çok da samimi bir barış söylemi değil bu. Barış, tecritin kaldırıldığı, başta İmralı olmak üzere muhataplarıyla konuşulduğu, halkın iradesinin özne olduğu bir sürecin içerisinde konuşulur. Bunun somut adımları olur. Toplumu travmatize ederek, toplumu bilinçli felç ederek ilerlemeye çalışıyorlar. Şu anda da katotik denklemin içerisinde belli propaganda biçimleriyle yol almaya çalışıyorlar” dedi.
Perihan Koca, Cumhur İttifakı’nın barış meselesinde samimi olmadığını da belirterek, “Suyu bulandırarak yol almaya çalıştıkları bir durum var. Barışa dair ufacık da olsa bir aralık varsa orada olmak gibi bir sorumluluğumuz var halklara karşı. Ancak barış, toplumsal iklimi bombalayarak, halkın iradesini darbeleyerek konuşuluyorsa burada bir durup düşünmek lazım. Kayyım uygulamalarının devam edildiği bir ortamda barış söylemleri samimi değildir. Çünkü barış somut adımlarla ilerler” sözlerini kullandı.
“KAYYIM BİR ERKEKLİK REJİMİDİR”
Perihan Koca, kayyım uygulamalarına kadın perspektifinden de değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Belediyeler kadınların yaşamsal mevzileri ve kayyımın öncelikli olarak kadınların kazanılmış haklarını gasp ettiğini, darbelediğini gördük. 31 Mart seçimlerinde AKP’nin Batman’da HÜDA-PAR ile yaptığı erkeklik ittifakı kadınlar açısından karanlık bir ortaklıktı. Domuz bağıyla kadınları öldürmüş olan geleneğin izdüşümü olan bir siyasi partiyi Meclis’e taşıyanlar, yerel yönetimler sürecinde de bunun ittifakını yaptılar ve özel olarak onları devlet eliyle beslediler. Batman’da da bu erkeklik ittifakının yönelimini görüyoruz. Bu anlamıyla Batman‘daki kayyımın kadınlar açısından dehşet verici olması gerekiyor. Kayyımın bir hırsızlık, bir işgal, bir gasp olduğu kadar erkek egemenliğini tahkimi açısından da yerelde bunu ittiren güç odağı. Dolayısıyla Batman’la başlamış olması kadınların iradesine, kadınların geleceğine, nasıl bir yol çizmek istediklerini çok net bir şekilde gösteriyor. Bunlar gerçek anlamda faşist süreci inşa ederken genel yönetimlerde vaat ettikleri o erkeklik görüntüsünü bir iktidar ve rejim sürecine dönüştürmek istiyorlar. 14 Mayıs seçimlerinde bir seçim ittifak deklarasyonu yayınladıklarında 6284’e nafaka hakkına, boşanmaya savaş ilanı açan domuz bağcılara, Hizbullah’a, devletin kontra güçlerine karşı kazanmış olan bir kadın iradesine karşı güç gösterisi olarak yapıyorlar. Bu anlamda Batman özel bir yer ve oradaki kadın ittifakının daha güçlenmesi oldukça önemli.”
“İKTİDARIN KARŞISINA HALKÇI BİR MUHALEFET KURULMASI GEREKİYOR”
Tüm bu hukuksuzluk ve saldırılar karşısında halkın üzerine düşeni yaptığının, büyük bir direniş gösterdiğinin altını çizen Koca, “İktidarın karşısında alternatif halkçı bir muhalefet kurulması gerekiyor. Haklılığımızı örgütlü bir güce dönüştürebiliriz. Onurlu bir yaşam için umutsuzluğa düşme lüksümüz yok. Bu sebeple umut etmek istiyorsak umudun örgütlülüğünü de yaratmamız gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.