PİRHA – Diyanet isimli haber sitesinde yer alan Hızır’a ilişkin karalayıcı ifadelere tepki gecikmedi. HDP Milletvekili Zeynel Özen “Osmanlı döneminde şeyhülislamlar aracılığı ile ‘Alevilerin canı, malı, ırzı ve katli vaciptir’ deniliyordu şimdi diyanet adlı haber sitesinde yer alan habere ilişkin olarak herkes haddini bilmeli” dedi.
Alevi toplumunun kutsal saydığı Hızır’ı “hurafe” olarak adlandıran diyanet isimli web sitesindeki yazılara HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’den sert yanıt geldi. 13 Şubat’ta TBMM’de Hızır lokması da dağıtan Özen “hadlerini bilsinler” dedi.
“İNANCIMIZA DİL UZATMASINLAR”
Özen, şu eleştirilerde bulundu:
“Bu olaya tarihi açıdan bakmak lazım. Özellikle Osmanlı döneminde Şeyhülislamlar aracılığı ile binlerce fetva verilmişti. Alevilerin malı, canı, ırzı ve katli vaciptir deniliyordu. Şimdi onu yapmıyorlar ama Diyanet, Şeyhülislamlığın uzantısı olmuş durumda. Türkiye’de kaynak ve insan gücü olarak ordudan sonra ikinci en büyük güç Diyanet’tir. Özetlemek gerekirse; artık herkes haddini bilmeli. Diyanet isimli sitede yer alan pirlerimizi, değerlerimizi böylesine küçümseyici söz eme hakkı yoktur. Bizim inancımıza dil uzatmasınlar. Biz kayıptan bir güç değil, Hızır’ın ne olduğunu biliriz. Bizi başkalarına benzetmesinler. Bizler Hızır’a yüklediğimiz anlamı çok iyi biliyoruz. Piyasada binlerce Sünni, Alevilik konusunda kitap yazıyor ama bir tek Alevi’nin Sünnilik konusunda kitap yazdığı görülmemiştir. Biz haddimizi bilip kimsenin inancını ne küçümseriz ne de tanımlamaya çalışırız. Kimse de bizim inanç ve değerlerimizi küçültücü, aşağılayıcı ifade kullanamaz.”
“HIZIR MAZLUMUN HAKKINI SAVUNANDIR”
Benzer konulara dair mecliste birçok kez öneri ve yasa teklifini gündeme getirdiğini söyleyen Özen sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“İnsan hakta, hak insandadır. Desturumuz budur. Hızır, söylendiği gibi kayıptan bir şey değildir. Hızır, dar ve zor zamanda yardımımıza yetişen bir güçtür. Kimi zaman Hızır için boz atlı, kimi zaman bir güvercin donunda yakıştırması yapmışız. Bazen de doğanın gücü olarak adlandırmışız. Örneğin yaz mevsimlerinde kuraklık olur. Ardından bir yağmur yağar ve her taraf yeşerir. Bu durumda denilir ki ‘yağmur Hızır gibi yetişti’. Yani bizdeki Hızır darda, zorda olan, aynı zamanda mazlumun hakkını savunandır. Ama onların kafaları almıyor. Dünyayı yorumlamada farklı bir bakış açıları olduğu için Hızır’ı anlamaları da kolay olmayacaktır. Bilmeliler ki bizim Hızırımıza, kutsalımıza dil uzatmalarını hadlerini bilmemek olarak yorumluyorum.”
Cebrail ARSLAN-Eren GÜVEN / ANKARA
Yoruma kapalı.