PİRHA – Dersim Milletvekili Ayten Kordu, Munzur Gözeleri’nin 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsünden “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” statüsüne geçirilmesini eleştirdi. Alınan kararla birlikte kültürel, dini ve ekolojik etkilerin olacağına işaret eden Kordu, ilgili bakanlıklara “Bu statü değişikliğinin Munzur’un kutsallığı ve kültürel önemi üzerindeki etkileri dikkate alınmış mıdır?” sorusunu yöneltti.
DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu, Dersim’in kutsal mekanlarından Munzur Gözeleri’ne yönelik müdahaleyi Meclis gündemine taşıdı. Kordu, 1. Derece Doğal Sit Alanı olan Munzur Gözeleri’nin “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” statüsüne geçirilmesi hakkında ilgili bakanlıklara soru önergesi yöneltti.
“ASİMİLASYON POLİTİKALARINDAN AYRI ELE ALINAMAZ”
Dersim Milletvekili Ayten Kordu, alınan kararla birlikte kültürel, dini ve ekolojik etkilerin oluşacağının altını çizdi. Ayten Kordu, yapılan değişikliği “Gözelerin koruma statüsünün ikinci dereceye düşürülmesi anlamına gelmektedir” sözleriyle yorumlayarak şu açıklamayı yaptı:
“Munzur Gözeleri, Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 2003 tarihli kararı ile 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise 28 Temmuz 2023 günü yayınladığı ilan ile Munzur ve Pülümür vadilerinin vadi tabanlarının ve Munzur Gözeleri’nin bulunduğu alanın ‘bakanlık makamının olur’u ile ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ olarak tescillendiğini duyurmuştur. 29 Ağustos 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Munzur ve Pülümür vadilerinin ‘Korunacak Nitelikli Alan’ ilan edildiği kararı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Bu durum Munzur Gözeleri’nin koruma statüsünün ikinci dereceye düşürülmesi anlamına gelmektedir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Munzur Gözeleri’ne ilişkin bu karar değişikliğini yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açmıştır. Zira kesin koruma kararının kaldırılmasıyla bölge her türlü müdahaleye açık hale getirilmektedir. Dersim inancı ve kültüründe kutsal kabul edilen ve halkın inanç merkezi olan Munzur Gözeleri’ne yapılan bu müdahale Dersim’e yönelik bin yıllardır süren asimilasyon politikalarından ayrı ele alınamaz. Bu proje Dersim halkının inancına, kültürüne, tarihine, diline ve doğasına yönelik politikaların bir parçasıdır.
Göze adı verilen su kaynaklarından oluşan alan, inanç dünyalarındaki yeri nedeniyle yöre halkı tarafından uzun yıllar boyunca korunmuş ve tahrip edilmesi engellenmiştir. Bu tip alanlar uluslararası ve ulusal düzeyde korunması ve sonraki nesillere teslim edilmesi gereken önemli varlıklardır.
Bölgenin dokusuna zarar vereceği ve geri dönülemez tahribatlara yol açacağı kaygısını taşıyan dernekler ve ibadet kuruluşları gibi birçok kurum şimdiden uyarıyor ve projenin derhal askıya alınmasını talep ediyor
Tescil işleminin hukuka, kamu yararına, doğal alanların korunması ilkesine aykırı faaliyetler olması nedeniyle telafisi imkansız zararlara yol açacağından uygulamanın yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.”
“HALKIN GÖRÜŞLERİ ALINDI MI?”
Milletvekili Ayten Kordu, konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a şu soruları yöneltti:
“Munzur Gözelerinin 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsünden “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” statüsüne geçirilmesinin kültürel, dini ve ekolojik etkileri değerlendirilmiş midir? Bu statü değişikliğinin Munzur’un kutsallığı ve kültürel önemi üzerindeki etkileri dikkate alınmış mıdır?
Munzur Gözelerinin yöre halkının inanç ve kültüründe kutsal bir yer olarak kabul edildiği göz önüne alındığında, yapılan düzenlemelerin yerel halk üzerindeki etkileri nasıl değerlendirilmiştir? Bu alana yönelik değişiklikler yapılırken halkın görüşleri alınmış mıdır?
Munzur Gözeleri gibi uluslararası öneme sahip doğal alanların korunmasına dair UNESCO veya IUCN gibi kuruluşların belirlediği koruma standartları ve rehberlerine uygun hareket edilmiş midir? Eğer uyum gösterilmemişse, bu durumun nedeni nedir?
Statü değişikliği sonrası alanın yapılaşmaya veya dış müdahalelere açılması durumunda doğal ve kültürel yapının korunmasını güvence altına almak için hangi önlemler alınacaktır? Bu kapsamda alanın korunması için bağımsız denetim mekanizmaları kurulacak mıdır?
Munzur Gözelerindeki statü değişikliği sonrası bölgede yapılması planlanan projeler bölgenin ekolojik dokusu ve kültürel değerleri üzerinde hangi etkileri yaratacaktır? Bu tür projelerin yaratacağı olası geri dönülemez etkileri önlemek için Bakanlık hangi tedbirleri öngörmektedir?
Munzur Gözeleri’ne yönelik bu müdahalelerin, Dersim halkının kültürü, dili ve inancı üzerindeki asimilasyon politikalarının devamı olarak görüldüğü endişeleri hakkında Bakanlık nasıl bir görüşe sahiptir? Dersim’in yerel kültürüne zarar verebilecek faaliyetlerin önlenmesi adına Bakanlık ne tür çalışmalar yürütmektedir?
Dersim’in kültürel mirası ve inançlarının korunması konusunda yerel halkla diyalog sağlamak için Bakanlık ne tür projeler ve destekler sunmayı planlamaktadır?”
“BİLİMSEL VE ÇEVRESEL DEĞERLENDİRMELER DİKKATE ALINDI MI?”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersim Milletvekili Ayten Kordu, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a ise şu soruları yöneltti:
“Munzur Gözeleri, 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiş ve korunması gereken bir alandır. Bu alanın korunması gerektiği, her türlü müdahalenin önlenmesi gerektiği kararından neden vazgeçilmiştir?
Munzur Gözelerinin tescili ile ilgili kararın alınmasında hangi bilimsel ve çevresel değerlendirmeler dikkate alınmıştır?
Nitelikli Doğal Koruma Alanı olarak ilan edilen bölgelerde, mevcut ekosistemlerin korunması için hangi somut önlemler planlanmıştır?
Munzur Gözeleri’nin korunması için şu ana kadar herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Yapılmamışsa, planlanmakta mıdır?
Bölgenin doğal bir miras alanı olmasından hareketle gelecek nesillere aktarımının sağlanması için herhangi bir strateji söz konusu mudur?
Tescil kararı öncesinde yerel halka, derneklere ve inanç gruplarına danışılmış mıdır? Bu süreçte kamuoyu görüşleri ve önerileri dikkate alınmakta mıdır?
Tescil edilen alanlara yönelik olası müdahale ve tehditlere karşı Bakanlığın alacağı önleyici tedbirler nelerdir? Bu alanların korunması için denetim mekanizmaları nasıl işleyecektir?
Bu tür alanların korunmasına yönelik olan uluslararası koruma anlaşmaları dikkate alınmış mıdır? Alınmışsa, hangileridir?
SİT durumunun değiştirilmesinin gerekçesi nedir? Bu karar hangi resmi ve bilimsel çalışmalar doğrultusunda verilmiştir? Bu çalışmalar kimler tarafından gerçekleştirilmiştir?
Kararın verilmesinde bakanlık hangi kurum ve kuruluşlardan bilgi talep etmiştir? Bu bilgilerin detayları nelerdir?
Bölgede artan nüfusun doğal çevreye etkileri ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Yapılmış ise sonuçları nelerdir?
SİT durumu değişen alana dair bu zamana kadar yapılmış hukuki itirazlar nelerdir? Bakanlığın bu itirazlar karşısındaki tutumu ve değerlendirmeleri nelerdir?
İlgili izinlerin bakanlık bünyesinde sorumluları kimlerdir?
Korunan alanlarda çevre sorunlarının giderilmesinden kim sorumludur?”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.