PİRHA-DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, barışın konuşulduğu bir dönemde Alevilerinde inisiyatif alması gerektiğinin altını çizerek, “Aleviler bu yeni anayasa içerisinde nasıl bir statüde kendilerini tanımlamak istiyorlarsa bunun mücadelesini vermeli, bunun sözünü kurmalı, bununla ilgili olarak örgütlü bir duruş sergilemelidir. Bu sürece sahip çıkmalıdır” diye ifade etti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” gündemdeki yerini korurken, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme adımlarına dair tartışmalar da devam ediyor.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, sürece dair yaptığı açıklamada, “Bu süreci sadece bir partinin insafına bırakmak doğru değil. Bu süreç hepimizin, bu süreci sahiplenmek, büyütmek, toplumsallaştırmak, örgütlemek de bizim işimiz” diye belirtti.
TÜRK, SÜNNİ VE ERKEK BİR YAPI VAR
Cumhuriyetin üç yapı üzerinden kurulduğunu ve bu yapı üzerinden toplumu şekillendirmeye çalıştıklarını belirten Kaya, şunları ifade etti:
“Bu cumhuriyetin kuruluş kodları nedir? İşte Türk, Sünni ve oldukça erkek. Bu üç sözleşme üzerine kurulu bir yapı var ve dolayısıyla bu yapının içerisinde Alevileri de, Kürtleri de, kadınları da eritmek istediler. Oldukça erkek, Sünni ve Türk bir yapı oluşturulmak istendi. Yani tekçi üç kavram üzerinden şekillenen bir toplumsal yapı oluşturmak istediler.
KÜRTLER VE ALEVİLER DEM PARTİ ÇATISI ALTINDA SİYASET YAPIYORUZ
100 yıldır mücadele veriyor; Kürtler, Aleviler, kadınlar, işçiler, Ermeniler… 100 yıllık süreç içerisinde kazanımlarımız var. Mesela biz Kürtler ve Aleviler bugün DEM Parti çatısı altında birlikte siyaset yapıyoruz. Hep birlikte ortak mücadele veriyoruz. Başka inançlar, düşünceler, siyasi partiler ya da işte Süryaniler, Ermeniler; hepsini temsil eden bir yapı var. Biz bu noktaya mücadele ile geldik. Öyle kimse bize altın tepside bir şey sunmuyor. Halkların verdiği bir mücadele var ortada. Mücadelenin geldiği noktada Sayın Öcalan’ın çağrısıyla 5-7 Mayıs’ta PKK’nin kongresini yapması ve silahlı mücadeleyi bırakmasını ilan etmesi ardından da demokrasi ve siyasi demokratik siyaset diyebiliriz. Şu ana kadar açık değil miydi? Açıktı ama şöyle açıktı baskı altındaydık. Gerçekten baskı altında demokratik siyaseti ne kadar yapabiliyorduk bu tartışılır.
Bugün hala eş genel başkanlarımız düşünce ya da sadece gazetecilik yapanlar düşüncesini ifade edenler sosyal medya paylaşımlarından kaynaklı siyasetçiler hala cezaevinde. Yani bütün bunlara baktığımız zaman demokratik siyasetin yolları kapalıydı ama bugün artık bununla ilgili önümüze açılmış büyük bir fırsat var ve bu büyük fırsatı Sayın Öcalan açtı.”
“TOPLUMSAL BİR SÖZLEŞMEYE İHTİYAÇ VAR”
Sürece sahip çıkıldığı oranda barışın yakalanacağını söyleyen Kaya, “Tüm halkları,inançları ve coğrafyayı etkileyecek yeni bir dönem başlıyor. Ve bu dönemi örgütlemek, demokratik toplum ve barış inşasına katkı vermek hepimizin görevi. Bunu herkese ulaşarak, herkese bunun ne demek olduğunu anlatarak yapabiliriz. Biz bu sürece sahip çıktığımız oranda karşımızdaki muhatap da süreci doğru ilerletecek, sağlıklı ilerletecektir. Bunun için öncelikle taraflardan biri olan yani baş müzakereci Sayın Öcalan’ın özgürlük koşullarının sağlanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“YENİ BİR TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYE İHTİYAÇ VAR”
Süreci bir partinin insafına bırakmamak gerektiğini ve süreci sahiplenilmesinin önemine dikkat çeken Kaya, şunları konuştu:
“Cumhuriyetin kuruluş kodları Sadece üç sözleşme üzerine kurulu Bu üç sözleşme Türk, Sünni ve erkek. Yani diğer bütün toplumsal dinamikleri dışlayan tekçi bir anayasa ile yaşıyoruz. Yeni bir anayasa yapmak gerekiyor. Yani yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var.
Bugün varolan anayasayı değiştirmek için bir zemin açılmış. Bunu örgütlemek, bunun her aşamasında yer almak hem Kürtlerin, Alevilerin ve diğer bütün halkların ve inançların görevi. Aleviler de bu yeni anayasa içerisinde nasıl bir statüde kendilerini tanımlamak istiyorlarsa bunun mücadelesini vermeli, bunun sözünü kurmalı, bununla ilgili olarak örgütlü bir duruş sergilemelidir. Bu sürece sahip çıkmalıdır. Bu süreci sadece bir partinin insafına bırakmak doğru değil. Bu süreç hepimizin, bu süreci sahiplenmek, büyütmek, toplumsallaştırmak, örgütlemek de bizim işimiz.”
Kamber YILDIZ/MARAŞ
Yoruma kapalı.