Alevi Haber Ajansi

Metin Doğan Dede: Hızır, Alevi inancında Hakk’ın yeryüzündeki tezahürü

PİRHA- Sarı İsmail Sultan Ocağı dedelerinden Metin Doğan, Alevilikte Hızır inancını anlattı. Doğan, Alevi inancında çok yönlü ve köklü bir yere sahip olan Hızır’ın, Hakk’ın yeryüzündeki tezahürü olduğunu belirtti. Herkesin birbirinin Hızır’ı olması gerektiğini ifade eden Doğan, Hızır orucunun bu sene 9-10-11 Şubat’ta tutulacağını ancak bazı yörelerde 7 gün oruç tuttuğunu da ekledi. 

Fransa’da yaşayan, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu İnanç Kurulu Genel Sekreteri Metin Doğan Dede, Alevilikte Hızır inancını anlattı.

Sarı İsmail Sultan Ocağı dedelerinden Metin Doğan, “Her inancın kendine özgü kutsal günleri vardır. İçinde bulunduğumuz günler de bizler açısından işte böyle kutsal kabul ettiğimiz Hızır günleridir. Hızır, Anadolu’dan Orta Asya topluluklarına, Mezopotamya’ya ve Balkanlara kadar dünyada farklı coğrafyalarda farklı motiflerle anılmıştır” dedi.

Metin Doğan, Hızır, çağrıldığında zor durumda olanların, dara düşenlerin yardımına koşan, diyar diyar dolaşarak insanları koruyan, kollayan ve doğru yolu gösteren ölümsüz bir Veli, bir Nebi veya Ulu bir evliya olarak tanımlanır. Ayrıca tabiata can veren bereketin simgesi, baharın müjdecisi manevi bir güç olarak kabul edilir” ifadelerini kullandı.

Alevi inancında çok yönlü ve köklü bir yere sahip olan Hızır’ın, Hakk’ın yeryüzündeki tezahürü olduğunu belirten Metin Doğan Dede, şöyle devam etti:

“Muhammed’i hazır bil ki
Canı Hak’ka nazır bil ki
Her gördüğün Hızır bil ki
Ali’ye Selman olasın
(Şah Hatayi)
Hak’kın yeryüzünde insan sıfatına bürünmüş halidir. Hızır, inancımızda Şah-ı Merdan Ali ile özdeşleştirilmiştir. Erenler ve evliyalar ile tecelli edip insanlara doğru yolu göstererek umut kaynağı olmuştur. Hızır ölümsüzlüğün sırrına ermiş insan-ı kamildir.
Binbir adı vardır bir adı Hızır
Her nerede çağırsan orada Hazır
Ali’m padişahtır Muhammed Vezir,
O fermanı yazan Ali değil mi ?
Hızır ile ilgili çeşitli inançsal anlatımlar mevcuttur. Hızır ile İlyas’ın abu hayat suyunu bulmaları, Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın birlikte yolculuğu ve kuru balığın canlanması gibi inanışlar bunların başında gelir. Bu inançsal söylemlerin batini açıdan yorumlanması gerekmektedir. İnanca göre Hızır ile İlyas birlikte abu hayat suyunu aramaya çıkar. Hızır ve İlyas bu suyun kaynağını bulup içip ölümsüzlüğe ererler. Hızır karada, İlyas da denizlerde, yardıma muhtaç olanlara zor durumda olanlara yardım ederler. Yetiş ya Hızır diyenlerin carına yetişirler.
Hızır ve İlyas yılda bir kez 5 – 6 Mayıs tarihinde Hıdırellez günü bir gül ağacının altında buluşurlar ve tekrar insanların yardımına koşmak için ayrılırlar.
Zulmet deryasını nur edip gelen
Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir
Gariban, mazlumun halini bilen
Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir.

HIZIR ORUCU’NUN ORTAYA ÇIKIŞI

Metin Doğan Dede, Alevi inancında Hızır orucunun ortaya çıkışını ise şöyle açıkladı:

“Nuh’un gemisinin büyük bir tufana tutulması ve kurtuluşu, İmam Hasan ile İmam Hüseyin’in hastalanmaları dolayısıyla, Muhammed Mustafa’nın tavsiyesi üzerine imam Ali ve Fatma Ana’nın 3 gün oruç tutmaları ve 3 gün boyunca kapıya gelen misafire lokmalarını vermeleri sonucu İmam Hasan ve İmam Hüseyin’in hastalıktan kurtulması gibi kuşaktan kuşağa günümüze kadar aktarılan inançsal olgulara dayandırılır.
Gılgamış’tan, İskender’e kadar bir çok efsane incelendiğinde Hızır kültü ile ilgili benzerliklerin olduğu görülecektir.
Bunlarla birlikte doğa kültünün etkisi de büyüktür. İlkel çağlarda avcı ve toplayıcı toplum kültüründen, yerleşik hayata yani tarım kültürüne geçildiğinde mevsim değişiklikleri önemli bir yer teşkil etmiş ve ayrıca tarımda bolluk – bereket esas alınmıştır. Ekin ekme, bağ bozumu, hasat zamanı, baharın gelmesi gibi olaylar, bir yıl içerisinde doğadaki değişiklikler, tabiattaki diriliş uyanış insanların hayatını her zaman etkilemiş ve bu değişikliklere çeşitli anlamlar yüklenilmiştir.

HIZIR GÜNLERİNİN BAŞLANGICI YÖRESEL FARKLILIK GÖSTERİYOR

Hızır günlerinin başlangıcının yöresel olarak farklılıklar gösterdiğini dile getiren Metin Doğan şunları kaydetti:

“Örneğin Dersim coğrafyasında Aralık ayının üçüncü haftasında başlayıp yer yer Ocak ayının ilk haftasına kadar süren ve 15 güne kadar yayılan zaman dilimine Gağand adı verilir. Tarihsel kökenleri çok eskiye dayanan Gağand geleneği (Khal Gağan) eski yılın uğurlanması, yeni yılın başlangıcıdır. Dersim’in birçok bölgesinde Gağand’dan itibaren Hızır ve ibadet takvimi başlar. Bu aydan itibaren pirler, taliplerini gezmeye başlarlar.

HIZIR GÜNLERİ VE KASIM GÜNLERİ

Eski zamanlarda bir sene, Hızır günleri ve Kasım günleri olmak üzere 2 bölüme ayrılırdı.
•6 Mayıs – 7 Kasım : Hızır günleri (Yaz)
•8 Kasım – 5 Mayıs : Kasım günleri (Kış)
Genellikle,
•8 Kasım – 22 Aralık : Kasım
•22 Aralık – 5 Şubat : Zemheri
•5 Şubat – 21 Mart : Hamsin
veya
•22 Aralık – 31 Ocak : Erbain (Kırk gün)
•1 Şubat – 21 Mart : Hamsin (Elli gün) gibi zaman tanımlamaları yapılırdı.
Rumi takvime göre ise göre kış dönemi, Güz, Karakış, Zemheri, Gücük gibi aylara ayrılır ve halk takvimleri ise Karakış, Debah, Bela gibi bölümlere ayrılırdı. Bazı bölgelerde ise kış günleri, Büyük Çile (40 gün), Küçük Çile (20 gün), Üçüncü Çile gibi isimlerle tanımlanırdı.
21 Mart’ta başlayarak, 5 Mayıs’a yani Hıdırellez’e kadar 45 gün boyunca devam eden süreç ise kışın tamamen bitişini ve baharı ifade ederdi.

“HIZIR CEMRE KİMLİĞİNDE TABİATA HAYAT VERDİĞİNE İNANILIRDI”

Anadolu’da Hızır’ın CEMRE kimliğinde tabiata hayat verdiğine inanılır.
20 Şubat’ta : Cemre Havaya düşer
27 Şubat’ta : Cemre Suya düşer.
06 Mart’ta : Cemre Toprağa düşer.

NEWROZ BAHARIN BAŞLANGICI

21 Mart Nevroz ise baharın başlangıcıdır. Dünyada birçok coğrafyada özel anlamlar yüklenen ve kutsanan bir gündür.
İnançsal boyutta, yerin göğün binası çatılmadan önce kudret kandilinde bir nur olarak varolan ve
Nebi’lerle, Veli’lerle gelip binbir donda başgösteren, yer, gök, su iken Cebrail’e rehber olan, 124 bin enbiya ile sır olarak gelen ve sonra Muhammed Mustafa ile birlikte zahiren gelen Şah-ı Merdan Ali’nin doğum günü olarak kabul edilir.
Hızır günlerinde pirler talipleriyle buluşur. Cemler bağlanır, kurbanlar tığlanır, kömbe ve kavutlar yapılır, delil uyandırılır, Hızır lokmaları dağıtılır, türbeler, ziyaretler, mezarlar ziyaret edilir. Hızır mekanlarına gidilir.

HIZIR ORUCU TARİHLERİ

Metin doğan Dede Hızır orucuna ilişkin ie şu bilgileri verdi:

“Hızır orucu tarihleri Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde değişiklikler gösterse de özellikle son yıllarda yaşanan göçler ve kentleşme bu du durumun büyük oranda değişmesine neden olmuştur. Bir çok yörede Alevi örgütlü yapılarının da etkisi ile artık belirli bir tarihte, yani her sene Şubat ayının ikinci Salı, Çarşamba ve Perşembe günlerinde tutulmaktadır.

“HIZIR ORUÇLARI BU SENE 09 – 10 – 11 ŞUBAT’TA”

Geçmişte oruçlar, özellikle Dersim yöresinde köy köy, aşiret aşiret değişkenlik göstererek Ocak ayından itibaren dönüşümlü olarak 4 farklı haftaya yayılırdı. Bu durum coğrafi şartlar ve pirlerin talipleriyle buluşabilmesiyle alakalıydı. Anadolu’da eskiden dedeler, pirler, rehberler, tüm taliplerini genellikle yürüyerek dolaşmak zorunda kaldıklarından dolayı tüm köylere ve aşiretlere aynı gün veya aynı hafta ulaşmaları mümkün olmadığı için Hızır orucu yörelere göre değişiklik göstermiştir.

“HIZIR ORUCU BAZI YÖRELERDE 7 GÜN”

Oruçlar bazı yörelerde ise 7 gün tutulur. Hangi gün veya kaç gün tutulursa tutulsun önemli olan NİYET’tir.
Hızır günlerinde özellikle kimseyi incitmemeli, fakirlere, yoksullara sahip çıkılmalı, düşenlere yardım edilmelidir. Hızır orucu gece yarısından itibaren başlar ve akşam gün batımına kadar devam eder.
Her gördüğün Hızır bilki Ali’ye selman olasın deyişinde olduğu gibi Aleviler evine gelen misafiri Hızır diye karşılar, mihman eder, lokmasını paylaşır, çünkü mihman Hızır olarak kabul edilir. Mihman gelen eve bereket gelir.
Kul Nesimi’nin Abdestimiz katlanmak, namazımız sabretmek dediği gibi Oruçlar sadece aç kalarak değil. Vücudun tüm azalarıyla, el ile bel ile, dil ile, nefsi ve benliği yenmek gayesiyle tutulmalıdır. Kin kibir ve dedikodudan uzak durulmalıdır.
Erdemli ve kamil insan olabilmek esas amacımız olmalıdır.”

“BİRBİRİMİZİN HIZIRI OLALIM”

Metin doğan Dede, “Pandemi döneminde yoksulluğun, adaletsizliğin ve eşitsizliğin her geçen gün daha da arttığı bugünlerde, insanların düşüncelerinden dolayı cezaevlerine atıldığı, hukukun ayaklar altına alındığı,
emekçilerin haklarının daha da çok gasp edildiği ve ezilmeye mahkum edildiği şu günlerde birbirimizin Hızır’ı olmaya çok ihtiyacımız var” dedi.

(HABER MERKEZİ) 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak