Alevi Haber Ajansi

Reklam

Merve Karataş: Denizlerin bize bıraktığı mirası büyüterek ilerlemeliyiz-VİDEO

PİRHA- 68 devrimci gençlik hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 49. yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Emek Gençliği üyesi Merve Karataş, gençliğin özlem duyduğu dünyayı, toplumun ezilen kesimleriyle, emekçi kesimleriyle birleşerek yaratılabileceğini söyledi. Karataş, “Gençliğin bir araya gelerek, hayal ettiği, özlem duyduğu dünyayı yaratabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın 6 Mayıs 1972’de idam edilerek katledilişlerinin üzerinden 49 yıl geçti. Aradan yarım asra yakın bir zaman geçse de devrimci duruşları, kavgaları ve devrettikleri mücadeleleri her geçen gün büyüyor.

Reklam

Denizler her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli etkinliklerle anılacak. Her yıl kitlesel olarak yapılan anmalar bu yıl salgın nedeniyle temsili anmalara dönüştürülse de ‘üç fidan’ için sosyal medya başta olmak üzere anmalar gerçekleştirilecek.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 49. yılına ilişkin PİRHA’ya konuşan Emek Gençliği üyesi Merve Karataş, Deniz ve arkadaşlarının anti emperyalist bir mücadele yürüttükleri için idam edildiğini belirterek, “Bugün de gençliğin talebi Denizlerin talebiyle doğru orantılı ilerliyor. Neden? Çünkü bugün işsizliğin, geleceksizliğin had safhada olduğu, eğitimin ve akademinin her anlamda niteliksizleştiği bir süreçten geçiyoruz. Pandemiyle birlikte eğitimdeki eşitsizlik had safhaya ulaşmıştır. Gençlerdeki gelecek kaygısı ortaokul düzeyine kadar indi. Bu açıdan Denizlerin mücadelesi bize ışık tutuyor, yol gösteriyor” dedi.

“GENÇLİK, ÖZLEM DUYDUĞU DÜNYAYI, TOPLUMUN TÜM KESİMLERİYLE BİRLEŞEREK YARATABİLİR”

Gençliğin bir çok sorunlarla boğuştuğuna dikkat çeken Karataş, “Buna karşılık, yurtdışına çıkmak gibi bireysel kurtuluş yöntemlerini kullanarak atlatmaya çalışıyor. Pandemide görüldüğü gibi kapitalist ülkelerde de sorunlar diz boyu. Bundan dolayı bireysel kurtuluşlar gençliğin, eğitim, iş ve yaşamdan beklentilerini karşılayacağını düşünmüyorum. Çünkü bahsettiğimiz sorunlar toplumsal. Kurtuluşta ancak toplumsal mücadeleyle mümkün olacaktır. Gençliğin özlem duyduğu dünyayı, toplumun ezilen kesimleriyle, emekçi kesimleriyle birleşerek yaratabileceğini düşünüyorum. Bu açıdan bu umutsuzluğun karşısında, bu iktidarın yenilemez düşüncesi karşısında gençliğin bir araya gelerek hayal ettiği, özlem duyduğu dünyayı yaratabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

“TAM KAPANMA” DENİYOR, AÇLIK VE SEFALET DEVAM EDİYOR”

Karataş, sözlerine şöyle devam etti:

“O günün hükümetinden bugüne her ne kadar kimi zaman daha muhafazakar, kimi zaman daha neo-liberal bir pozisyonda gelişmiş olsa da aslında sırtını sıvazladıkları, önünde secdeye yattıkları sınıf aynı sınıftır, burjuvazidir. Dolayısıyla o günden bugüne iktidarların da aynı ortak nokta da buluştuğunu söyleyebiliriz. “Tam Kapanma” deniyor fakat görüyoruz ki fabrikalarda çarklar dönmeye devam ediyor, işçiler emekçiler çalışmaya devam ediyor, ücretsiz izinler devam ediyor, açlık ve sefalet devam ediyor. Fakat “Tam Kapanma” adıyla hiçbir etkinliğe, İşçi Sınıfı’nın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir araya gelinmesine bile tahammül edilemiyor.

6 Mayıs’ta bu yasak içerisine dahil. Evet biz bugün 6 Mayıs’ta bir araya gelerek yüz yüze bir şekilde, Denizlerin mücadelesini devam ettireceğimizin sözünü belki de veremeyeceğiz. Ama aslında pandemi bize birçok şekilde bir araya gelmenin de yollarını gösterdi. Bizler yine online olarak, bir araya gelerek, sohbetlerde, buluşmalarda “Neden Denizlerin mücadelesi bugün de güncel, neden devam ettirmeliyiz ve bizim için neden önemli?” bunları özellikle gençlik kesimleri içerisinde tartıştırmak ve mücadeleye doğru çekmek gerektiğini düşünüyorum. Bu sadece online olarak da olmayabilir.”

“Denizlerin aslında bize bıraktığı mirası elimizde büyüterek ilerlememiz gerekiyor” diyen Karataş, “Denizleri anmak sadece onları isim olarak anmak ya da ‘yiğit evlatlardı, güzel evlatlardı’ demek yerine önemli olanın, bugünün sorunlarıyla, bugünün talepleriyle, o günün mücadelesini birleştirerek ileriye doğru yürümek olduğunu düşünüyorum. Bunu oluşturacak olan şeyin de örgütlü mücadele olduğunu düşünüyorum. Çünkü eğer bugün gençlik ortak sorunlar içerisinde debeleniyorsa, işsizlik kaygısıyla, gelecek kaygısıyla kimisi intihara sürükleniyorsa, depresyonlara sürükleniyorsa ya da buradan kaçmak istiyorsa, bunun tek kurtuluş yolu vardır; gençlik kesimlerinin öğrenci, işçi, işsiz, liseli, üniversiteli demeden bir araya gelerek ‘Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye’ için parasız, eşit, nitelikli bir eğitim için güvenceli iş, insanca yaşam için hep birlikte mücadele etmeleri gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

Diren KESER-Diren SATI/MERSİN

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak