PİRHA- Akdeniz Belediyesi eşbaşkanlarının gözaltına alınmasının ardından belediyenin valilik tarafından gasp edilmesine tepki gösteren Mersinli yurttaşlar, Akdeniz halkının iradesine ipotek konulduğunu belirterek mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladılar.
Mersin’de Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) aldığı Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız ile meclis üyelerinin gözaltına alınmasıyla birlikte belediyenin etrafı polis bariyerleriyle çevrildi ve girişler engellendi. Kayyım kararı olmamasına rağmen belediyeye girişlerin engellenmesine tepki gösteren Mersin halkı bunu fiili bir kayyım ataması olarak değerlendirdi.
Akdeniz Belediyesi önünde başlayan nöbet eylemde PİRHA‘ya konuşan yurttaşlar, iradelerine sonuna kadar sahip çıkacaklarını belirttiler.
“YASAL BİR KÖTÜLÜK”
Onur İnce, “Ellerinde hiçbir belge, resmi karar olmamasına rağmen belediyeye girişler engelleniyor. Bu bildiğiniz yasal bir kötülük. Bu kötülüğe geçit vermemek için elimizden geleni yapacağız. Mersin’deki tüm demokrasi ve barış sevdalılarını belediye önünde direnmeye bekliyoruz” dedi.
Nisa Tuzla, halk olarak belediye başkanını seçme hakkına sahip olduklarını ama iktidarın bunun önüne geçmeye çalıştığını vurgulayarak, “İradesine sahip çıkmak isteyen tüm halkımızı belediye önüne çağırıyoruz” diye belirtti.
“İKTİDAR SUÇ İŞLİYOR”
Akdeniz Belediyesi’ne ikinci kez kayyım atandığına dikkat çeken Hüseyin Kurt, bu durumun hukuki ve insani olmadığını belirtti. Halkın iradesine saygı gösterilmesi ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep etti.
İktidarın anayasal hakları çiğneyerek suç işlediğini söyleyen Çiğdem Serin, “Resmi karar olmamasına rağmen bir kayyım darbesiyle karşı karşıyayız. Karşımızda halkına karşı savaş açmış bir iktidar var. Burada bir suç işleniyor. Bu ülkede gerçek suçlular kadın cinayetlerini önlemeyen, milyonları yoksulluğa iten, halkın iradesini gasp eden iktidardır. Bu iktidar karşısında emek ve barış mücadelesini sürdüreceğiz” diye konuştu.
“MÜCADELEDEN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK”
Nebil Birtek kayyım uygulamalarının halk nezdinde bir karşılığının olmadığını vurgulayarak şunları dile getirdi:
“İradesini sandığa taşıyan insanlar için üzücü bir durum. Hakkımızın gasp edildiğini, irademize ipotek konulduğunu düşünüyorum. Bu yalnızca bizim sorunumuz değil, tüm Türkiye’nin buna karşı çıkması gerekiyor. Burada yaşananlar yalnızca bir kayyum durumu değil. Türkiye’nin bütün bir geleceğinin gasp edilmesidir. Dolayısıyla iktidarın bunlardan vazgeçmesi, ülkenin geleceğini bu kara propaganda ile çalmaması gerekiyor. Büyüyen akan selin önünü bu şekilde barajlarla kapatmaya çalışmalarının halk nezdinde bir karşılığı yok. Birleşmekten ve mücadele etmekten başka çaremiz yok.”
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.