PİRHA- Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, açlık grevinde olan ve tutuklanıp cezaevine konulan akademisyen Nuriye Gülmen ve eğitimci Semih Özakça için ‘Yaşam Hakkını Savunuyoruz, KHK’lar İptal Edilsin’ sloganıyla 3 günlük nöbet eylemine başladı. Nöbet eyleminde PİRHA’ya konuşan emekçiler, “Nuriye Gülman ve Semih Özakça yalnız değildir” diyerek, KHK’ler iptal edilip, işimize dönene kadar eylemlerimiz devam edeceğiz” dedi.
Açlık grevlerinin 76. gününde tutuklanıp cezaevine konulan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın serbest bırakılması, taleplerinin karşılanması ve KHK’ların iptal edilmesi için Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’nun SES Mersin Şube binasında 08:00-20:00 saatleri arasında nöbet eylemine başladı.
“KESK’İN 90’LI YILLARDAN BU YANA ORTAYA KOYDUĞU DİRENİŞÇİ HAT TESLİM ALINAMAZ”
Nöbet eylemine ilişkin PİRHA’ya konuşan emekçilerden, SES Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt, 15 Temmuz sonrası OHAL ile beraber, açık faşizm uygulandığını belirterek şunları söyledi;
“Kurumlar abluka altına alınmış durumda. sokak eylemeleri OHAL gerekçe gösterilerek izin verilmiyor. KESK’in 90’lı yıllardan bu yana direnişçi hattı teslim alınamadığı için operasyon ve ihraçlarla susturulmak isteniyor. Şimdi de KESK üyelerini açlıkla teslim almaya çalışıyor. Buna karşı Yüksel Caddesi’nde Nuriye Gülman ve Semih Özakça’nın başlatmış olduğu açlık grevi, ihraç edilenlerin sesi oldu. Tüm kamuoyuna mal oldu. Bu ve benzer eylemlerle teslim alınamayacağımızı gösterdik.”
“ÖZGÜR YAŞAM BU ÜLKENİN SOKAKLARINDA, MEYDANLARINDA BOY GÖSTERECEKTİR”
Bir diğer kamu emekçisi olan İmam Özdemir de, kamu emekçilerine dönük baskıların 15 Temmuz öncesi de var olduğuna dikkat çekerek şunları belirtti;
“15 Temmuz Darbe girişimini bahane eden AKP, sadece işimize, ekmeğimize, geleceğimize, en doğal insani haklarımıza saldırmakla, bunları yok etmekle kalmadı, artık geldiğimiz noktada yaşam hakkımız tehlikeye girmiş durumda. Buna karşın KESK olarak birçok eylem ortaya koyduk. Nuriye ve Semih’in ortaya koymuş olduğu eylem farklı bir boyut kazandırdı. Her ne kadar yasaklamalar, tutuklamalar olsa da özgür yaşam günün birinde bu ülkenin sokaklarında, meydanlarında boy gösterecektir.”
“BU ATEŞ DAHA DA ALEVLENMİŞTİR”
Ülkede sürekli bir baskı ve şiddetin olduğunu ifade eden İlhami Yurtsever adlı kamu emekçisi de, şunları ifade etti;
“Biz kamu emekçileri olarak bir yönelimin olacağını bekliyorduk. Toplumda korku imparatorluğu yaratılmış durumda. Öncelikli olarak bu korku imparatorluğunun yok edilmesi gerekiyor. Bunu da emekten, özgürlükten, temel haklardan yana olan kesimler bir araya gelerek yapmalıdır. Bizler bugün olduğu gibi yarın da mücadelemizi sürdüreceğiz. Açlık grevinde olan arkadaşlarımızı içeri atarak bunun biteceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Aksine bu ateş daha da alevlenecektir.”
“TARİH BOYUNCA DİRENENLER KAZANDI, BİZ DE KAZANACAĞIZ”
675 Sayılı KHK ile ihraç edilen kamu emekçisi Hüseyin Doğan ise, “Yüz binlerin sessizliğini gördükçe kahroluyoruz” diyerek şunları belirtti;
“Toplumun bir kesimi büyük bir mücadele yürütüyor. Nuriye ve Semih’in açlık grevi direnişi de bu mücadelenin parçası. Bizler, parasız, demokratik, bilimsel eğitimden yana olduk. Bize alanları yasaklayarak sorunları çözemezsiniz. Bizler, işimizi, aşımızı istiyoruz ve alacağız. Şuna inanıyorum; tarih boyunca direnenler kazandı, biz de kazanacağız.”
“BİR VİCDAN HAREKETİ BAŞLATMALIYIZ”
Emeğin en yüce değer olduğunu herkesin kabul ettiğini belirten Mersin Cemevi yöneticisi Nuran Engin de, Alevilerin de emekçilerin insani taleplerini sahiplendiğini ifade ederek şunları söyledi;
“Burada çalmamış, çırpmamış, yolsuzluk yapmamış, emeğine sahip çıkan insanlar var. Sorunların çözümü için insani bakış açısına ihtiyaç var. İnsanların sadece işleri elinden alınmadı, yaşama tutunma emek üretme alanları da daraltıldı. Bu zamanda akıl ve vicdan diye bir şey kalmamış. Geriye dayanışmak kalıyor. İnsan olarak vicdanımızın sesine kulak vermeliyiz ve bir vicdan hareketi başlatmalıyız.”
“BİZ SADECE İŞİMİZİ DEĞİL BU ÜLKEDE BARIŞI, ÖZGÜRLÜĞÜ İSTİYORUZ”
686 No’lu KHK ile işinden edilen Bülent Hatun ise 14 yıllık öğretmen olduğunu ifade ederek, “Bu süre boyunca demokratik, laik, anadilde, parasız eğitimi savunduk” dedi. Nuriye Gülman ve Semih Özakça’nın eylemlerini selamlayan Hatun, geriye dönüp baktığında ülkenin demokrasisi, aydınlığı ve hukuk devleti için, iyi şeyler yaptığını, buna karşın iktidarın kendilerini açlığa mahkum etmek istediğini söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminin, AKP tarafından bir fırsata dönüştürülerek, hukuk dışı uygulamaları devreye koyduğunu belirten 30 yıllık öğretmen Mahmut Sümbül de, 23 Ocakta kurulması gereken KHK komisyonunun yeni kurulduğunu, oluşturulan kurulun geceli gündüzlü çalışsa bile yılları alan bir çalışma yürüteceğini belirterek, komisyonun mağduriyetleri gideremeyeceğini söyledi. Sümbül, her iktidarın kendi geleceğini oluşturmak için eğitim müfredatı oluşturduğunu, AKP’nin de eğitim müfredatında yaptığı değişiklikler ile gerici, tekçi, kadın düşmanı bir müfredat oluşturmayı hedeflediği belirtti. AKP’nin kendilerini buna engel gördüğü için ihraç ettiğini söyleyen Sümbül, “Bizler sadece işimiz değil, bu ülkede barışı, özgürlüğü isteyerek, kadın katliamlarına ve doğa talanına dur diyerek, işimizi, güvenceli yaşamı sağlarız” dedi ve herkesin seslerine ses katmasını istedi.
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.