PİRHA- Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyım atanmasına Mersin’den ses olan demokratik kitle örgütü temsilcileri, Dersimlilerin direnişlerine omuz verdiklerini dile getirerek, “Dersim halkı Seyit Rıza’nın torunlarıdır, hiçbir zaman bu hileler karşısında diz çökemeyecektir. Mücadelelerinde onların yanındayız” dediler.
DEM Partili Dersim Belediyesi ile CHP’li Ovacık Belediyesi’ne 22 Kasım akşamı kayyım atandı. Halkın, belediye binasına girmesine engel olan kolluk güçleri, belediye binasını beton bariyerlerle kapattı. Belediyelere peş peşe atanan kayyımlara ülkenin dört bir yanından tepkiler yükseliyor.
Mersin’de de kurum temsilcileri ve yurttaşlar Dersim ile Ovacık halkının irade gaspına karşı dayanışma gösterilmesi ve topyekün bir mücadele hattının örülmesi gerekliliği hakkında PİRHA‘ya konuştular.
“DERSİM’DEKİ İŞGALE KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Yöneticisi Şükran Aktaş, kayyımın her şeyden önce eş başkanlık ve kadın kazanımlarına karşı yapılmış büyük bir saldırı olduğunu belirtti. Antidemokratik uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiği yönünde çağrı yapan Aktaş, “Ovacık ve Dersim’de yapılan bir işgal girişimidir, kabul etmiyoruz. Dersim halkının yanındayız ve dayanışmayı büyüteceğiz” sözlerini kullandı.
Kayyımı siyasi bir soykırım ve Anayasa’ya yapılan bir meydan okuma olarak tanımlayan Akdeniz Belediyesi Başkan Yardımcısı Özgür Çağlar, iktidarın seçme ve seçilme hakkını yok saydığını vurguladı. AKP hükümetinin seçimle kazanamadığı belediyeleri, polis ve yargı zoruyla gasp ettiğini dile getiren Çağlar, “Siyasal iktidar kayyumla birlikte aynı zamanda cumhuriyet rejimine karşı meydan okuyor ve Kürt siyasetini de bu şekilde baltalamaya çalışıyor. Partimizin de söylediği gibi, Dersim halkı Seyit Rıza’nın torunlarıdır, hiçbir zaman bu hileler karşısında diz çökemeyecektir. Mücadelelerinde onların yanındayız” diye konuştu.
“KAYYUM BİR KIYIMA DÖNÜŞTÜ”
İHD Eş Başkanı Gazi İnci, “Kayyım uygulamalarıyla yalnızca eş başkanların değil aynı zamanda meclis üyelerinin ve halkın iradesinin tasfiye edildiğini görüyoruz. Aynı pratikle birlikte halkın öz kaynaklarının talan edileceğini de göreceğiz. İktidarın sadece muhalefetle değil halkla da bağını koparmamak açısından bu uygulamadan derhal vazgeçilmesi gerektiğiniz düşünüyoruz. Protestolarda halka karşı yapılan ağır müdahale, işkence ve kötü muamelelerle, gözaltılarla halk ile devlet arasındaki organik bağın daha ağır bir biçimde kopacağını gösteriyor. Umuyoruz ki bu görüntüleri bir daha görmeyelim” dedi.
DEM Parti İl Yönetim Kurulu üyesi İhsan Derinöz, kayyımın artık bir kıyıma dönüştüğünü söyleyerek şunları dile getirdi:
“Eskiden Kürtlerin yaşadığı coğrafyada yaşanan bir durumdu ama artık batıda da yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ülkede halk iradesinin tamamen hiçe sayıldığı bir süreçten geçiyoruz. Dersim ve Ovacık halkı sürece direnmektedir, bunlara karşı takınılan devlet tutumu ise tam bir devlet terörüne dönüşmüş durumda. Görevinden alınan arkadaşlarımızın haklılığı er ya da geç ortaya çıkacak ve halkın iradesi kazanacak.”
“DERSİM HALKININ SESİ OLACAĞIZ”
Basın mensubu Figen Kandemir, kayyım atanan yerlerde kadınların barikatların ön saflarında yer alıp, seçtiklerine sahip çıktığını vurguladı. Dersim halkının sesi olacaklarını ifade eden Kandemir, “Kayyum politikaları üzerinde yoğunlaştığımız şu günlerde kadın cinayetleri, çocuk istismarları, doğa katliamları peş peşe devam ediyor. Kayyum atanan yerlerde bu halk kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla iradesine sahip çıkmaya devam edecek. Dersim halkı o koca beton duvarlara karşı direniyorlar, bizler de buradan onların sesi olmaya devam edeceğiz” diye kaydetti.
Birleşik Devrimci Parti İl Başkanı İsmet Akdağ, “AKP-MHP iktidarı çözüm sürecine ilişkin bir şeyler söylüyor fakat öte taraftandan da Kürdistan’da halkın kazandığı belediyelere kayyum atıyor. AKP-MHP faşizminin yüzünü görmek lazım. Kürtler hiçbir zaman bu yalanlara kanmamalıdır. AKP-MHP faşizmi işgalcidir” sözlerini kullandı.
Esnaf Bayram Çağlar ise sistematik bir hale getirilen kayyım atamaları sonrasında seçimlerin bir anlamı kalmadığına işaret ederek, “Türkiye’de 2016’dan bu yana bu mesele bir çocuk oyuncağına dönüştü. Her seçimden sonra bu hükümet halkın iradesine el koyuyor. Artık seçimlerin de bir anlamı kalmadı bu durumda. Halkın elinde tek bir şey kaldı, o da kendi iradesine sahip çıkmak. Dersim halkının iradesine sahip çıkması bizim için bir onurdur. Sahiplenilmesi gereken bu mücadele ülkenin dört bir yanına yayılmalıdır” dedi.
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.