Alevi Haber Ajansi

Mersin Kadın Platformu: Mücadelemizin geri dönüşü yok!

PİRHA- Mersin’de sokağa çıkan kadınlar, “hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi uygulansın, kadınlar yaşasın” dedi.

Haberin videosu;

Birçok kentte olduğu gibi Mersin’de de kadınlar alanlardaydı. Mersin Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesine dönük girişimlere karşı sokağa indi.

Yüzlerce kadının bir araya geldiği eylemde yürümek isteyen kadınlar polis tarafından engellenmek istendi. Kadınların yürümekte ısrarı sonucu barikat kaldırılırken, kadınlar sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptı.

“HAYATLARIMIZ İÇİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN DİYORUZ!”

Kısa yürüyüşün ardından platform adına açıklama yapan Zübeyde Akpınar, kadınlar yerine katillerin engellenmesi gerektiğini belirterek, şunları ifade etti:

“Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor! Erkek şiddetiyle aramızdan ayrılan kadınların isimlerini ezbere sayıyoruz. Eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, hayatta olabilirlerdi. 2011 yılında Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni, diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke Türkiye olmuştu. 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin 6. Yılında ise iktidar 2011 yılında kendi imzaladığı Sözleşmeden çekilmeyi konuşuyor. 6 yılda kadın cinayetlerin de, kadına yönelik şiddette bu kadar artış olduğu halde sözleşmenin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirmek devletin O gün kadınlara vermiş olduğu şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünden vazgeçtiğini göstermektedir. 2019 yılında Türkiye genelinde kadına yönelik şiddetle ilgili 4 bin 76 suç duyurusunun yüzde 82,4’üne yani 3 bin 357’sine “kovuşturmaya yer yok” kararı verildi, İstanbul Sözleşmesi etkin bir biçimde uygulanmadığı için her yıl yüzlerce kadın şikâyet etmesine, karakola başvurmasına rağmen öldürülüyor,

“Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesinin etkin şekilde uygulanmasını değil, kaldırılmasını gündeme getirenler bu cinayetlerin suç ortağıdır, her gün uğradığımız şiddetin failidir” diyen Akpınar, “İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ’lerin, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin, yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“BİZ KADINLAR YAŞAMAK İSTİYORUZ!”

Akpınar, sözlerine şöyle devam etti:

“İstanbul Sözleşmesi kadınlara ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu “sözden dönmek”, günde en az 3 kadının öldürüldüğü, bilindiği kadarıyla yılda 28.360 çocuk istismarının yaşandığı, nefret cinayetlerinin işlendiği bir ülkede kadınları ve çocukları ve LGBTİ+’ları ateşe atmaktır, sadece Temmuz ayında 36 kadın öldürüldü, öldürülen 36 kadının üçte biri evli olduğu erkek tarafından öldürüldü! Aileyi yıkan sözleşme değil, erkek şiddetidir. Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm diğer temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirmek, kadınların mücadeleyle kazandığı tüm hakları tartışmaya açmak demektir. Sözleşmeden çekilmek, “Kadınlarla erkekler fıtratları gereği eşit değildir” sözüyle her fırsatta saldırıya uğrayan haklarımızın, yasal güvencelerimizin tümüyle terk edileceğinin dünyaya ilan edilmesidir.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR”

Kadınların mücadele ile kazandığı İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini bir partinin yönetim kurulunda yani AKP MYK’sında karar altına almak isteyenlere haklarımız ve hayatımız için bir araya gelerek, sesimizi birleştirebileceğimiz her yöntemi kullanarak yanıt verdik. Bu kararın tartışılacağı toplantının ertelenmesini kadınların bu mücadelesi, birlikteliği ve kararlılığı sağladı. Sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, çok dilli ve anadilinde destek, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz!”

Diren KESER/MERSİN

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak