PİRHA- Mersin Kadın Platformu, yaptığı açıklamada, devam eden OHAL ile birlikte kadına yönelik şiddette artış olduğuna dikkat çekerek, şiddete karşı yan yana gelen kadınların yargılanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
“2016 YILINDA 261 KADIN ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ”
Kadına yönelik artan şiddete ve sonrasındaki cezasızlığa tepki göstermek için bir araya gelen Mersin Kadın Platformu üyeleri, Eğitim-Sen Mersin Şubesi’nde basın açıklaması yaptı.
Platform adına açıklamayı okuyan Canan Yüce, yaklaşık 1 yıldır devam eden OHAL ile birlikte kadına yönelik şiddeti kat be kat arttığına dikkat çekerek şunları ifade etti;
“OHAL sürecinde KHK’ler ile hedef alınan bütün alanlar yıllardır Türkiye ve dünyada yürütülen kadın mücadelesinin kazanılan alanları olmasından kaynaklı bugün erkek politikalarının temsilcisi devlet tarafından ilk engellenmeye çalışılan alanlar olmuştur. Kadınlar hemen hemen her gün şiddete, tacize, tecavüze ve emek sömürüsüne maruz kalmaya devam ediyor. Mevcut politikalar, yasalar ve yargı düzeni bu süreçte her zamankinden daha fazla erkek taraflı bir tutum sergileyerek, kadına yönelik şiddetin artarak devam etmesine göz yummaktadırlar. 2016 yılında 261 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Onlarcası taciz ve tecavüze uğradı. Mevcut hükümetten bunları engellemeye dönük tek bir ses çıkmazken bu alanda geliştirmeye çalıştırdıkları yasal düzenlemeler cinsel istismarın ve şiddetin daha fazla önünü açacak nitelikte olmuştur.”
“KADIN MÜCADELESİ YARGILANAMAZ”
“Kadın katliamlarının ve kadına yönelik şiddetin sistematik bir hale getirildiği bu dönemde kadınlar olarak bir arada olmaya daha fazla ihtiyacımız varken, bugün bu ihtiyaçlar erkek yargının dava konusu olarak karşımızda durmaktadır” diyen Canan, şunları kaydetti:
“Geçen 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve 8 Mart Dünya Kadınlar günü kapsamında Mersin Üniversitesi’nde yapılan kadın etkinlikleri nedeniyle üniversiteli kadın arkadaşlarımıza onlarca yıl ceza yağdı. Kadınların kendi yaşam hakları üzerinden yürütülen bu eril politikalara karşı yürüttüğü mücadele en meşru gününde ve en legal mücadele yöntemiyle yargılamaya söz konusu bile olamaz. Bu bağlamda hiç bir kadın arkadaşımız yürüttüğü bu mücadelede yalnız değildir, o davalarda kadın mücadelesi yerine erkek şiddetinin yargılanması gerektiğini her alanda ve hep birlikte daha da yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz. Ölümleri, tecavüzleri aklayan yargı sisteminin kadın mücadelesini yargılamasını da asla meşru görmeyeceğiz.”
5 Temmuz’da İlknur Üstün ve Nalan Erkem’in de aralarında bulunduğu 10 kadın aktivistin gözaltına alınmasına da tepki gösteren Canan, gerek 25 Kasım’dan dolayı yargılan üniversiteli kadın arkadaşlarımız, gerekse şuan Tarsus Cezaevinde bulunan kadın arkadaşlarımız dün olduğu gibi bugün de bu süreçte yalnız değillerdir.
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.