PİRHA- 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkartılan OHAL bir yıldır yürürlükte. Aynı zamanda Suruç Katliamı’nın da 2. yılı. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri adına açıklamada bulunan Sinan Muşlu “Bedeli ne olursa olsun her tür darbeye karşı olduğumuzu, karşı bir duruş sergileyeceğimizi, temel hak ve özgürlükleri kim çiğnerse çiğnesin onlara karşı bir mücadele içerisinde olacağımızı belirtiyoruz” dedi. Muşlu, ayrıca Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenleri de andı.
Geçtiğimiz günlerde meclise gelen ve AKP, MHP oylarıyla tekrar uzatılan OHAL’in ne zaman biteceği bilinmezken, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu OHAL’in bir yılına ilişkin basın açıklaması yaptı.
“DARBE İKİ SİYASAL İSLAMCI FRAKSİYON ARASINDAKİ İKTİDAR ÇATIŞMASIDIR”
Platform adına açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişiminin, açıkça iki siyasal İslamcı fraksiyon arasındaki iktidar çatışmasının ürünü olduğunu ifade ederek şunları belirtti:
“Darbe girişimini şiddetle kınıyor, tüm sorumluların açığa çıkarılarak yargı önünde hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Platform olarak 15 Temmuz darbe girişimi karşısında daha ilk günlerde net bir tutum almış, bedeli ne olursa olsun her tür darbeye karşı olduğumuzu, karşı bir duruş sergileyeceğimizi, temel hak ve özgürlükleri kim çiğnerse çiğnesin onlara karşı bir mücadele içerisinde olacağımızı belirttik.”
Muşlu, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası, darbelerin panzehiri olan demokrasinin tüm kural ve ilkeleriyle hayata geçirilmesi beklenirken, AKP darbe girişimini “Allahın bir lütfü” olarak görmüş ve sivil darbeyi hayata geçirmiştir” dedi.
“OHAL GEREKÇE GÖSTERİLEREK HALKIN DEMOKRATİK TALEPLERİ ENGELLENMİŞTİR”
“20 Temmuz OHAL ilanı ile birlikte milletvekilleri cezaevine konulmuş, kayyumlar ile birçok belediyeye el konulmuş, birçok belediye eş başkanı ve çalışanları tutuklanmıştır” diyen Muşlu, “134 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutukluluk hallerine son verilmelidir” dedi.
“İhraçların bir amacı da demokratik, bilimsel, özerk, laik ve anadilinde eğitimi savunan akademisyenlerin uzaklaştırılarak barış ve bir arada yaşama talebinin bastırılması, gerici eğitimin önünün sonuna kadar açılmasıdır; gerici-mezhepçi temelde kültürel hegemonya tesis etme çabasıdır. On binlerce eğitim emekçisinin ve akademisyenin ihraç edilmesi eğitim hakkının da ihlal edilmesidir.”
2 yıl önce Suruç’ta IŞİD saldırısı sonucu hayatını kaybeden 33 sosyalist genç için de açıklama yapan Muşlu, “Büyük bir IŞİD saldırganlığı altında olan Kobane halkının ve çocuklarının yanında olmak için gittikleri Suruç’ta katledildiler. Ortadoğu’da IŞİD gericiliğini destekleyen kim ise, bu katliamın da sorumlusudur. Suruç ve benzeri katliamlarının asıl sorumlusu hala açığa çıkarılmış değildir. IŞİD ve benzeri barbar, faşist oluşumların Ortadoğu’da yenilecektir” dedi.
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.