Alevi Haber Ajansi

Mersin Cemevinde Aşure lokması verildi

PİRHA – Muharrem orucunun bitmesinin ardından Mersin Cemevinde Aşure lokması verildi. 

Mersin Cemevinde Aşure lokması verildi. Aşure lokmasına, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Yenişehir İlçe Kaymakamı Mustafa Kılıç, Akdeniz İlçe Kaymakamı Muhittin Pamuk, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşın Yılmaz, Alevi Bektaşi Federasyonu Akdeniz Bölge Temsilcisi Ali Özveren, CHP Mersin Miletvekili Alpay Antmen, AKP Mersin Miletvekili Hacı Özkan, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ve Siyasi partilerin İl başkanları, Mersin il Müftüsü Şaban Kondi Yenişehir İlçe Müftüsü Halil Uzun, Mersin Ortodoks Kilisesi Ruhani Lideri Coşkun Teymur, Mersin Katolik Kilisesi Fransua Dondu Alevi Kurumları temsilcileri ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve binlerce insan katıldı.

“AŞURE BİRLEŞTİRİCİLİĞİN VE PAYLAŞIMIN SİMGESİDİR”

Mersin Cemevi İnanç Kurulu Erdoğan Sevin Dede gülbeng okudu. Çiğdem Akdoğan’ın seslendirdiği deyişle semah dönüldü.

ABF İnanç Kurulu ve Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz kısa bir konuşma yaptı. Kılavuz, “Bu kutsal ayda bizi yan yana getiren duyguya aşk olsun. Aşk olsun o sevgiye ki, rengine, diline, dinine bakmadan bütün insanlığı kucaklar. Muharrem ayı matemi, Aşure bu matemin sonundaki kurtuluşu simgeler. Anadolu ve Mezopotamya topraklarında mayalanan, Alevi Bektaşi inancının değişmeyen geleneğidir.

Aşure hep birleştiriciliğin ve paylaşmanın simgesi olmuştur. Muharrem ayı deyince akla Kerbela, Kerbela deyince akla Hz.Hüseyin gelir. Aleviler, Hz Hüseyin’in adını her haksızlığın ve adaletsizliğin önüne diktiler. Bir insan olarak onu sevmemek, bir kıyım olarak ona yanmamak elde değildir. Kızılbaş Alevi yol ulularında, Hz Hüseyin’in teslimiyeti red eden direnme ruhu hep var olmuştur. Halaç’ı Mansur, Baba İshak, Seyit Nesim Pir Sultan Abdal, Kalender Çelebi, birçok Alevi yol uluları hep Hz. Hüseyin tavrını sergiledi” dedi.

“DEVLET ÇATISI ALTINDA YER ALAN HİÇBİR DİN LAİK OLAMAZ”

Kerbela’nın büyük acıların adı olduğunu söyleyen Kılavuz sözlerini şöyle devam eti:

“Kerbela iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun lanetli ile kutsalın karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır. Hz. Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir. Kerbela insan olmanın bilincidir. Kerbela bir duruş olarak güç karşısında eğilmemek, ölümüne direnmektir. Kerbela adaletsizliğe, zalimce duruşlara, haksızlığa, yolsuzluğa, açlığa, nefrete, öfkeye, bencilliğe karşı duruşun simgesidir.

1998 yılından beri ülkemizdeki hükümetler tarafından başlatılan Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili reform çalışmaları 20 yıldan beri devam ediyor ancak; Alevilerin inançsal sorunlarına bir çözüm bulamadılar. Her ulus kendi dili ile dua eder, kendi dili ile ibadet eder. Aleviler sözünde, sazında, tapınmasında, yakarmasında, Türkçe söylemiş, Türkçeyi yüceltmiştir.Türkiye Cumhuriyeti Laiktir. Din devletin elinde değil, insanın vicdanında olur. Laiklik, dinli ya da dinsiz olma hakkını eşit görür. Herkes kendi aklıyla evrensel hakikatlere ulaşabilir. Devlet çatısı altında yer alan hiçbir din laik olamaz. Dinler öz itibariyle hoşgörüden yanadır. Devlet sistemleri içerisinde bağnazlaşırlar. Laiklik işte bu nedenden dolayı erdemdir.’’

“CEMEVLERİNİN YASAL STATÜYE KAVUŞMASINI İSTİYORUZ”

2016 yılında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in  ‘Cemevleri bizim kırmızı çizgimizdir’ diye yaptığı açıklamayı hatırlatan Kılavuz, “Diyanet işleri başkanlığı Cumhurbaşkanlığına bağlandı. Genel seçimlerde Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında Cemevlerinin yasal statüye kavuşacaklarını söyledi. İlk 100 günden sonra birkaç gün geçti, ama biz unutmadık sabırla sonuçlanmasını bekliyoruz. Cemevlerimizin yasal statüye kavuşturulmasını istiyoruz. Alevilerin inanç merkezleri ile ilgili alınan ulusal ve uluslarası mahkeme kararların uygulanmasını istiyoruz. Nevşehir’de Hacıbektaş’ta, İstanbul ‘da Şahkulu Karaca Ahmet , Eskişehir’de SeyitBattalgazi, Tokat’ta Hubyar Baba, Antalya’da Abdul Musa Dergahları Alevi Kurumlarına verilmelidir. Okullardaki Din ve Ahlak Bilgisi derslerinin müfredat programlarının hazırlayan komisyonlara Alevi Kurum temsilcileri ve Alevi Akademisyenleri, kanaat önderleri çağrılmalıdır. 16 Ağustos’ta Aleviler kitlesel olarak Hacı Bektaştaydılar. Orhan Gazi dönemimde 13-14 y.y başı Mimar Yanko Madyan tarafından yaptırılırken Dergahın ana giriş kapsının altında orijinal kitabe yazılıydı. Burası Aşıkların Kabesidir. Eksik gelen tamam olur diye yazılı lan kitabe onarım var diye 41 yıl önce söküldü ve bir daha yerine asılmadı. Onun yerine kültür bakanlığına bağlı müzeler müdürlüğünün ismi yazılıdır. Kültür bakanımıza sesleniyoruz. Bu eksik derhal düzeltilsin. Aleviler olarak camilere tanınan olanak ve imkanlar ile cami kadrosuna tanınan olanak ve imkanları istiyoruz” diye konuşmasını tamamladı.

“CEMEVLERİ BİZİM İBADETHANEMİZDİR”

Kılavuz’un ardından Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir de kısa bir konuşma yaptı. Demir, Alevi Kültür Dernekleri’nin 98 şubesiyle Türkiye’nin en önemli Alevi kurumu olduğunu söyledi.

Herkese eşit mesafede olduğunu vurgulayan Demir, “Asla kimseyi ötekileştirmiyoruz. On iki gün boyunca oruç tutuyoruz. Kimse oruç tuttuğumuzu bilmiyor. 2019 yılında 21. Yüzyıldayız daha hala canlarımızın önünde davul çalınmasını istemiyoruz. On iki imam orucunda bazı belediye başkanları Cemevlerini arka bahçe yaptılar. Bazı cemevlerinin önünde çadır kurup, oruç açma kendi deyimlerinde iftar vermeye başladılar. Bu davranışın uygun olmadığını söyledik. Türkiye’de üç ya da dört belediye başkanı ısrarla Cemevinin kapsının kilidini açıp kapatıyor. Bu ızdırabı Alevilere çektirmeyin. Cemevleri bizim ibadethanelerimizdir. Cami, Kilise, Havra nasıl kutsalsa,Cemevi de kutsaldır. Alevi Kültür Dernekleri Genel Merkezi olarak parlamentoda grubu bulunan tüm siyasi partilerden randevu talep ettik. Cemevlerinin yasal statüsü beş parti elini vicdanına koyarak bir an önce meclisten geçmelidir. Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere kim bizi anlamak istiyorsa, kim Alevilerin inancına saygı duymak istiyorsa, saraylarda, lüks odalarda değil Cemevlerinde bizim dedelerimizin verdiği hak lokmasında verdiği dualarla katılarak bizi anlarlar” diye konuştu.

Konuşmaların ardından  Güler Duman ve Ender Balkır’ın seslendirdiği deyişler sonrası Aşure lokması pay edildi.

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak