PİRHA – Mersin Cemevi İnanç Kurulu üyeleri, 2026 yılında Alevi toplumu ve genel olarak Türkiye’nin geleceği için daha eşitlikçi ve barışçıl bir toplum inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Mersin Cemevi İnanç Kurulu üyeleri, PİRHA’ya yaptıkları değerlendirmede 2025 yılını savaşlar, derinleşen ekonomik kriz, adalet sorunu ve Alevi toplumuna yönelik hak ihlalleriyle anarken; 2026 için barış, toplumsal adalet ve Alevi kurumlarının güçlenmesi çağrısında bulundu.
“BARIŞ SAVAŞLARDAN DAHA ÖNCELİKLİ OLMALI”
Hıdır Demir, 2025 yılının dünya genelinde savaşlar ve insani krizlerle geçtiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Dün iyiydik, bugün kötüyüz, yarın daha da kötü olacağından endişeliyim. Özellikle Suriye, Ukrayna gibi bölgelerdeki savaşlar, tüm dünyayı olumsuz etkiledi. Barışa olan ihtiyacımız her geçen gün artıyor. Keşke insanlar önce barışı konuşup savaşı en son çözüm olarak görseler.”
Alevi inancına dönük asimilasyon politikalarına da değinen Demir, devletin kurduğu Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Devletin kurmuş olduğu Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile ‘devletin Alevisi’ kavramı karşımıza çıktı. Ama biz tabii ki el ele verirsek, kamil insanlarımıza, pirlerimize, mürşidlerimize daha çok olanak tanırsak, onların duruşlarından faydalanırsak daha iyi ortamlar oluşur. İnancımız, gençlerimize doğru bir şekilde uzanır. 2026 yılının hepimiz açısından güzel geçmesini diliyorum.”
“SİSTEM FIRSATÇILIKLA DURUMU DAHA DA KÖTÜLEŞTİRİYOR”
Hüseyin Soysüren ise 2025’in önceki yıllara kıyasla daha da ağır geçtiğini vurguladı. Mevcut düzenin toplumsal huzuru zedelediğini belirten Soysüren, şunları dile getirdi:
“Sistem bazı fırsatlardan faydalanmaya çalışıyor ama her şey kötüye gidiyor. Mevcut düzen toplumsal huzuru daha da zorlaştırıyor. Günümüzde sıkıntılar giderek artıyor. Ama her şeye rağmen tüm güzellikler bizim olsun diyorum. İyiye, güzele, çağdaşlaşmaya yönelik uğraşlarımızda başarılar diler, tüm yoldaşlarımızı gönlümüzce bir dünya yolunda kucaklarım.”
“ZENGİN İLE FAKİR ARASINDAKİ UÇURUM DERİNLEŞTİ”
Ekonomik eşitsizliğin toplumda ciddi bir adaletsizlik yarattığını belirten Hıdır Beyaz, 2025 yılının bu anlamda daha da ağırlaştığını ifade etti:
“Zenginler zenginleşiyor, fakirler ise daha da yoksullaşıyor. Mevcut bir ekonomik dengesizlik var. Çöp kutularındaki ekmekleri toplayan insanlar var, zenginler ise hala bolluk içinde.”
2026 yılına dair kaygılarını da paylaşan Beyaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Durum hiç iyi değil, bu gidişat devam ederse, 2026 da 2025’ten farklı olmayacak.”
“İNSANLIK SAVAŞLARIN VE AYRIMCILIĞIN PENÇESİNDE”
Ali Halisçelik, Türkiye’nin yakın coğrafyasında süren savaşların ağır insani sonuçlar doğurduğunu belirterek özellikle kadın ve çocukların yaşadığı acılara dikkat çekti:
“Suriye ve Filistin’de kadınlar ve çocuklar katlediliyor. Bizlere ötekileştirici davranılmasın, elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz.”
Halisçelik, 2026 yılı için barış ve karşılıklı saygının egemen olduğu bir dünya temennisinde bulundu.
“ALEVİ KURUMLARI AÇISINDAN UMUT VERİCİ GELİŞMELER VAR”
Erdoğan Sevin, 2025 yılına dair en olumlu gelişmenin Türkiye’de bir barış komisyonunun kurulması olduğunu söyledi. Bu sürecin başarıyla sonuçlanmasını dilediğini belirten Sevin, şunları ifade etti:
“Ülkemiz açısından en büyük artının bir barış masasının, bir barış komisyonunun kurulmasıdır. Ben bu komisyonun başarılı olarak iyi sonuçlar almasını, ülkemizde barışın, huzurun yeniden tesis edilmesini özellikle Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.”
Alevi kurumları açısından da önemli gelişmeler yaşandığını belirten Sevin, Alevi Bektaşi Temsilciler Meclisi çalışmalarına dikkat çekti:
“Umarım bugüne kadar merkezi otoritesi olmayan Aleviliğin bununla bir merkezi otoritesi kurulup, Türkiye’deki Alevi kurumları ve Aleviler arasında bir birliğin bir dayanışmanın sağlanmasıdır.”
“DEVLETİN DİNİ ADALET OLMALI”
2025’in adalet, ekonomi ve eğitim açısından ciddi sorunlarla geçtiğini belirten Sevin, özellikle yargıya olan güvenin zedelendiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Adaletin vesayet altında tutulmaması gerektiğine inanıyorum. Vatandaşın neredeyse bugün adalete karşı olan güveni azalmaya başladı. Oysa ki adalet her şeyin üstündedir. Devletin dini adalet olmalı.”
Emekliler, asgari ücretliler ve eğitim sistemiyle ilgili sorunlara da değinen Sevin, ÇEDES uygulamasına ve cemevlerinin yasal statü talebine dikkat çekti.
Konuşmasının sonunda Sevin, şu temennilerle sözlerini tamamladı:
“Savaşsız, sömürüsüz, insanların birbirini sevdiği, insanlarımızın katledilmediği, kadın cinayetlerinin yaşanmadığı, herkesin kendi inancını, kimliğini, kültürünü özgürce ifade ettiği bir Türkiye özlemiyle bütün vatandaşlarımızın yeni yıllarını sevgiyle, muhabbetle kutluyorum.”
Fatoş SARIKAYA- Diren KESER/ MERSİN
Yoruma kapalı.