MEB’in Din Kültürü kitabında materyalizmden söz edilirken “Materyalistlere göre makam, hayattaki başarının göstergeleri olmaktadır” denildi. Felsefe kitabında ise materyalizm Marx ve Engels üzerinden açıklandı.
Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) ait ders kitaplarındaki skandallara bir yenisi daha eklendi. Aynı tanımın, 11’inci birinci sınıflara dağıtılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabı ile Felsefe kitaplarında farklı şekilde tanımlanması, ders kitaplarının denetimsizliğini ortaya koydu. Materyalizm, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında pahalı ev ve lüks araba tutkusu ile ilişkilendirildi. Elektronik ortamda hazırlanarak Elektronik Bilişim Ağı (EBA) üzerinden çocukların kullanımına açılan kitapta, “Materyalizm, başta Tanrı inancı olmak üzere yaratılış, melek, vahiy, peygamberlik, kutsal kitaplar ve ahiret gibi dini inançları kabul etmez. Materyalizm maddi alemin ötesinde herhangi bir varlık alanı tanımayan dünya görüşüdür” denildi.
Materyalizmin tanımında sürekli ateist düşünceye vurgu yapılan kitapta, M.Ö. 800’lerde gelişmeye başlayan düşünce akımına ilişkin şu ifadeler kullanıldı: “Materyalizm günümüzde siyasi, sosyal, ekonomik, vb birçok alanda etkisini gösterir. Pahalı ev, lüks araba, yüksek makam, hayattaki başarının göstergeleri olmaktadır.”
Bilimsellikten uzak materyalizm tanımı, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından basılan İslam Ansiklopedisi’ne dayandırıldı. Ancak ansiklopedide, kitaptaki ifadelerinin hiçbirinin yer almadığı belirlendi.
FELSEFEDE KAYNAK KARL MARX OLDU
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında, ayetlerden örnekler verilerek tanımlanmaya çalışan materyalizm kavramı, Felsefe kitabında ise Marx, Engels, diyalektik ve tarihsel materyalizm gibi kavramlarla açıklandı. Felsefe kitabında materyalizm tanımı özetle şöyle yapıldı: “Materyalizm, varlığın temelinde maddeyi gören anlayışların ortak adıdır. Materyalist düşünceyi temel alan Marx ve Engels, tinden başladığı için Hegel’in diyalektiğini baş aşağı duruyor olarak nitelendirmiştir. Onlara göre Hegel, diyalektik yöntemi tez-antitez-sentez süreçleriyle belirlemede doğru bir düşünce ortaya koymuş ancak tez aşamasını tin ile başlatmakla hata yapmıştır.”
Yoruma kapalı.