PİRHA- Maraş Demokratik Dernekler Federasyonu (MARDEF) tarafından Almanya’nın Siegen kentinde düzenlenen 6. Buluşma Kampı ikinci gününde devam etti.
Selda Torunoğlu Kavak’ın moderatörlüğünü yaptığını oturumda Avukat Mehmet Ovayolu ve Sosyolog Mehmet Edip Yıldız konuşmacı olarak katıldı.
Avukat Mehmet Ovayolu Sosyal Medya paylaşımları ile ilgili Türkiye’de yaşanan sorunlar ile ilgili bir sunum yaptı.
“YARGI BİR KORKU YARATIYOR”
Ovayolu bu suçları 3 başlıkta topladıklarını ifade ederek, “Cumhurbaşkanlığına hakaret, devletin egemenlik alametlerine aşağılama suçu, örgüt propagandası“ diye belirtti.
Cumhurbaşkanlığına hakaret suçuna değinen Ovayolu, “Cumhurbaşkanlığına hakaret suçu Cemal Gürsel tarafından çıkarılıyor. Bu yasayı en çok uygulayan ise Erdoğan. Abdullah Gül ile yükseliyor bu suçlar, Erdoğan döneminde ise 120-130 bin soruşturma açılmış durumda. Böylesi suçlamalarla insanların ifade özgürlüğü etkileniyor. Bu korku iklimiyle devam ediyor. Bu suçlamaların manevi olduğu kadar maddi etkileri de var. Bugün itibarı ile sanık olan kişi 800-900 Eurolara varan avukat masrafı ödemek zorunda kalıyor. Total olarak hesaplandığında milyar TL’lerden bahsediyoruz“ dedi.
Devletin egemenlik alametlerine aşağılama suçuna yönelik de konuşan Ovayolu “Böyle davalarda hakim ‘biz sana ceza vermiyoruz’ diyor ama 5 yıl boyunca aynı suçu işlememesi gerekiyor. Bence ceza verse daha iyi. Bir korku yaratıyor. Yurt dışına çıkış yasağı koyuyor. Insanın günlük hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Böyle bir durumda iyi bir hukuk hizmeti almak gerekiyor” diye belirtti.
“DEVLET KOLEKTİF TRAVMALARI YİNELİYOR”
Sosyolog Mehmet Edip Yıldız Kolektif travma konulu bir sunum yaptı.
Yıldız travma kavramının temellerine yönelik bilgi aktararak, “Travma kavramı zor bir kavram. Bir kavram gündelik yaşamda çok kullanırsa , kavram muğlaklaşıyor. Çünkü asıl bağlamında çok kullanmış olmuyoruz. Travma öncelikle tıp bir kavramı kullanıyor. Sosyal bilimlerde de tıptaki kavramın bir kaç varyasyonuyla kullanılıyor. Savaştan dönen insanlar farklı semptomlar gösteriyorlar. Bir elmanın düşmesinden bile farklı sonuç çıkarıyorlar. Freud bunu temellendiriyor. Sonrasında İkinci Dünya Savaşı çıkıyor ve soykırımlar yaşanıyor“ ifadelerini kullandı.
“Devletler neden kollektif şiddeti kullanıyorlar” sorusuna dikkat çeken Yıldız, “ Bir toplumu fiziksel olarak yok etmek, demografik olarak değiştirmek mümkün değil. İşte kolektif travmaların devletler tarafından yenilenmesinin nedeni bu” dedi.
“MARAŞ’TA YAŞANANLAR POGROM’DU”
Yıldız, kavram anlatımının ardından Maraş Katliamı tanıkları ile yaptığı görüşmeleri anlattı.
Yıldız devamında şunları söyledi:
“Türkiye sünni, hanefi, Türk bir denklemle kuruluyor. Modern ulus devletinin yaptığını ittihat terakki zihniyeti cumhuriyet sonrası yaptı. Ulus devlet, Ermeni soykırımını sonrasında kollektif travmayı sıklıkla kullanmıştır. Dersim’den Zilan’a bir kollektif şiddet ve travma ile karşı karşıya kalınmıştır. Maraş’ta yaşananları şiddet görünümü vererek anlatma taraftarı değilim. Bunun bıraktığı izler de fiziksel değil sadece. Travma olmasaydı Pazarcık, Elbistan halkı topraklarını terketmeyecekti. Travmaya maruz kalan toplumların kendilerini daha çok suçladıklarını gördüm. En temel perspektif ise yüzleşmektir.”
Yıldız, son olarak Maraş’ta yaşananların bir pogrom olduğuna dikkat çekti.
PİRHA/Siegburg-Almanya
Yoruma kapalı.