PİRHA- Maraş Demokratik Dernekler Federasyonu (MARDEF) tarafından Almanya’nın Siegen kentinde 5. Maraş Buluşma Kampı düzenlendi.
7-8 Ekim tarihleri arasında iki gün devam edecek buluşma programı, depremde ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. MARDEF Eş Başkanları Fidan Kabayel ve Serhat Med kısa bir açılış konuşması yaparak program hakkında bilgiler verdi. Ardından panellere geçildi.
“ERKEK EGEMEN SİSTEM KADINA BELLİ BİR ROL BİÇİYOR”
İlk panelin konusu “Geçmişten günümüze Alevi Kadın mücadelesi” idi. Elif Cangül tarafından modere edilen panelde HDP 26. Dönem milletvekili Besime Konca söz aldı.
Konca kadınların soykırımlardan geçirildiğini belirterek, “Kürtlerin soykırımından bahsederiz, IŞİD’in yaptığı soykırımlardan bahsederiz. Bunların kaynağı aslında kadın kırımıdır. Kadına bunun yolunu açan rejimler Ortadoğu’da mevcut. Bütün kadın hakları, kadın mücadelesi konusunda Brezilya’daki, İngiltere’deki, Türkiye’deki hükümetler aynı davrandı. Erkek egemen sistem kadına belli bir rol biçiyor. Kadınların yaşam özgürlüğü hükütmetler nezdinde kısıtlanıyor. Bütün dünyadaki kadınlar birleşerek ortak, güçlü bir mücadele yürütüyor” ifadelerini kullandı.
Kadınlara belli bir rol modeli biçildiğinin altını çizen Konca, “AKP iktidarı kadını eve hapsetti, tek sorumluluğunun eve hizmet, eşe hizmet olduğunun önünü açtı. Kadınlara dayatılan budur” dedi.
Alevilere yönelik geliştirilen projelere dikkat çeken Konca, “Cemevi başkanlığı, ÇEDES gibi projeler dayatılıyor Alevilere. Maraş’ı, Gezi’yi, Gazi’yi gördük. Bugün neredeyse her eve nüfus etmeye çalışıyorlar. Bize dayatılanları aşabiliriz. Birlikte ve ortak mücadele önemli“ diye konuştu.
“MARAŞ BÜYÜK ÖLÇÜDE DEMOGRAFİK DEĞİŞİME UĞRADI”
Konca’nın sunumunun ardından “Dünden bugüne Maraş” konulu panel gerçekleşti. Şükrü Yıldız’ın moderatörlüğünü gerçekleştirdiği panele konuşmacı olarak Avukat İbrahim Sinemillioğlu katıldı.
Maraş’ın tarihsel sürecini anlatan Sinemillioğlu, tarihte Maraş’ın Gurgum ismi ile tanındığını hatırlattı. Maraş’ın kozmopolit yapısına dikkat çeken Sinemillioğlu, bölgede Alevi, Kürt, Ermeni ve Müslümanların yerleşimini aktardı.
Birçok Alevi köyün Sünnileştirildiğine işaret eden Sinemillioğlu, “Cumhuriyetten sonra tutulan listelere baktım tapuda. Ali Yorgaki gibi isimler vardı mesela. Tapuya sahip çıkmak için adı Ali olarak almış ama soyadları babalarından aldıkları soyadları olarak kalmış. Maraş’taki Kürt köyleri yüzde 40 civarı, yine Çerkez köyü vardı. Şimdi Kürt nüfusu yüzde 10’lara düştü. Depremden önce 150 bin olan nüfus 60 binlere düştü Maraş’ta. Elbistan’da eski tapu kayıtlarına baktığımda 15 -16 şehir meclisin imzalıdan Kürdü, Türkü, Çerkezi var ama en az bir iki de Ermeni mührü var. Benim çoçukluğumda sadece bir Ermeni aile vardı. Öğrencilik yıllarımda Malatya’da 800 aile vardı şimdi belki bir kaç aile kalmış durumda. Maraş büyük ölçüde demografik değişime uğradı. O nedenle asıl yarını düşünmek gerekli” dedi.
Köylere dönüşün önemine vurgu yapan Sinemillioğlu, bölgede bir istihdam programına ihtiyaç olduğunu söyledi. Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Sinemillioğlu, “Eskiden kişi başına düşen hayvan sayısı daha fazlayken, şimdi 9 kişiye bir hayvan düşüyor. Yine tarım alanı da geliştirilmeli. Tarım ve hayvancılık alanı altın yumurtlayan tavuk olsa da, geç yumurtluyor. Orada çalışacak genç bireylere ihtiyaç var. Üzülerek söylüyorum, ne çocuklarımız, ne torunlarımız oraya gitmeyi düşünmüyor. Yarın Maraş’ı unuturlar. O nedenle topraklara dönüş ve yerleşim çok önemli” diye belirtti.
“YIKIM SONRASI HIZLI BİR ŞEKİLDE ÖRGÜTLENMEK BİZE MORAL OLDU”
6 Şubat’ta Maraş merkezli meydana gelen depremin ardından bölgede önemli bir yıkım yaşandı. Maraş depremlerinin sonrasında yaşananların konu edildiği panele ise MARDEF yönetim kurulu üyesi Mehmet Üstek, Yönetmen ve aktivist Lisa Çalan katıldı.
Hasan Bulut’un moderatörlüğünde yapılan panelde ilk olarak Mehmet Üstek konuştu.
Depremin ardından Maraşlılar olarak hemen örgütlendiklerini belirten Üstek, “Böylesi korkunç bir depremde, yıkım sonrası çok hızlı bir şekilde örgütlenmek bize moral oldu. Önemli işlere imza attık. Bildiğimiz bilmediğimiz her kapıyı çalmaya çalıştık. Elimizden geldiğince Maraş başta olmak üzere, diğer deprem kentlerine de yardımlar ulaştırdık. Bütün hesaplarımız şeffaf bir şekilde halkımıza sunduk. 36 dernekten oluşan bir deprem kriz koordinasyonu kurduk. Yardım yaparken etnik, inanç, sınıf ayrımı yapmadan ulaşabildiğimiz bütün alanlara ulaşmaya çalıştık” dedi. Üstek, MARDEF olarak deprem yardımlarının detaylarını da aktardı.
“AFETLERDE KADINLARIN ARKA PLANDA TUTULDUĞUNU GÖRDÜK”
Afet yönetimi ve Dayanışma Derneği’nden Lisa Çalan, Diyarbakır’ın da bir deprem bölgesi olduğunu söyledi. Depremde örgütlenmenin ne kadar önemli olduğunu birkez daha anladıklarını ifade eden Çalan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce belediyelerimiz vardı. Belediyelerimiz akut süreci yönetecek araçlara sahipti, fakat kayyumdan sonra böyle bir imkana sahip olamadık. HDP üzerinden bir platform kuruldu. Bu tarz afetlerde kadınların ne kadar arka planda tutulduğunu da gördük. Kadınların özellikle hijyen ihtiyacı öteleniyordu. Kadınlar olarak öncelikle buna da dikkat çekerek bir organize gerçekleştirdik. Ardından bu platform dernekleşmeye gitti. İnsani yardım, barınma gibi ihtiyaçlar için ortaklaştığımız yapılardan biri de MARDEF oldu. Deprem bölgelerinde aşevleri kurduk. Çocuklar için de aktivite geliştirdiğimiz projeler hazırladık. Yine sağlık alanında Mediko ile de sağlık ile de ilgili proje hazırlığımız bulunuyor. Depremin ardından birçok yaralı var ve bu insanlarımıza ulaşabilmek için de yeni bir ağ oluşturmak gerekiyor.”
PİRHA/ALMANYA
Yoruma kapalı.