Bugün 19 Aralık…
1978’de Maraş’ta Kürt Alevilerine yönelik gerçekleştirilen insanlık suçunun 38. yılı…
Tıpkı daha sonra düzenlenen Çorum, Malatya, Gazi, Sivas ve benzeri katliamlar gibi Maraş katliamı da gerici-ırkçılarla dönemin iktidarının işbirliğiyle gerçekleştirildi. Türkiye tarihine kara lekeler olarak yapışan bu karanlık katliamların gerçek failleri hiç bir zaman yargılanmadı. Maraş’taki katliamda rol alanlar hiçbir zaman cezalandırılmadı… “Yargılıyormuş gibi mahkemeye çıkarılıp ceza verilenlerin cezaları azaltıldı, sıkıyönetim mahkemesinin kararı Yargıtay tarafından bozuldu, yeniden yapılan yargılama sonucunda cezalar uygulanmadı. Ceza alanların cezaları da 1991’de çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle ertelendi ve daha sonra serbest bırakıldılar. Bu kişilerden bazıları daha sonra milletvekili olarak TBMM çatısı altında yer aldılar. Olayın bir numaralı sanığı Ökkeş Kenger yargılanıp beraat etti ve soyadını Şendiller olarak değiştirdi. Daha sonra 1991 yılında Refah Partisinden 19. Dönem Maraş milletvekili seçildi.
KATLİAM NASIL GERÇEKLEŞTİRİLDİ?
Maraş Katliamı, devlet destekli ülkücülerin ve dinci-gericilerin düzenledikleri komplolar sonucu, resmi rakamlara göre 111, Alevi kaynaklarda dile getirildiğine göre ise 500’e yakın insanın yaşamını yitirdiği, binlercesinin yaralandığı ve kalıcı sakatlıklara uğradığı, kadınlara tecavüz edilip çocuklar ve yaşlıların öldürüldüğü insanlık dışı olaylarla tarihe kazındı.
12 Eylül darbesinden iki yıl önce, 1978 yılının Aralık ayında tırmandırılan milliyetçi ve gerici politikalar sonucu Maraş’ta yaşananlar, 11 kentte sıkıyönetim ilan edilmesine ve aynı senaryoların Sivas ve Çorum’da da sahnelenmesine bakılırsa, 12 Eylül’e giden yolu açmak amacı güdüldüğü anlaşılan provokasyonların öncüsü ve en kapsamlısıydı.
MİT, MHP, Genelkurmay tarafından tezgahlanan oyun, 19 Aralık günü başladı. MHP üyesi ülkücüler, Sovyet karşıtı “Güneş Ne Zaman Doğacak” adlı filmi kente getirtti ve filmin gösterildiği Çiçek Sineması’nın bombalanmasıyla beraber, ülkücüler tarafından saldırıyı solcuların yaptığı söylentisi yayıldı. Oysa saldırının asıl failinin soyadı bugün Şendiller olan ülkücü Ökkeş Kenger’di. Patlamanın ardından sinemadan çıkanlar, ülkücüler tarafından kışkırtılarak, PTT ve CHP binalarına saldırmaları sağlandı.
20 Aralık günü, yoğun olarak Alevilerin yaşadığı bir mahalledeki kıraathaneye bombalı saldırı düzenlendi. 21 Aralık’ta da Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu adlı TÖB-DER (Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) üyesi iki solcu öğretmen, okul çıkışında katledildi. İki öğretmenin cenaze töreni günü de yine ülkücüler meydandadır. Maraş Müftüsü, resmi araçla kent sokaklarında dolaşarak Alevilere karşı saldırıya geçilmesi yönünde kışkırtıcı çağrılar yaparken, çevre ilçe ve köylerden getirilen birtakım kişiler de cenaze alayına saldırır.
Alevilerin yoğun olarak yaşadığı mahallelere giren ülkücüler yaralama olaylarına karışırken ev ve işyerlerine de saldırdılar. DİSK, TÖB-DER, POL-DER, CHP, TİKP ve Tekstil Sendikası binaları özellikle hedef gözetilen yerler arasındadır.
Katliamın asıl korkunç gelişmeleri 24 Aralık’ta, Alevilerin yaşadığı mahallelerde halka otomatik silahlarla saldırılması ile başladı. İşaretlenen evlerde kadın, çocuk ve yaşlılar dahil pek çok insan kurşuna dizildi, onlarca kadın tecavüze uğradı, evler ve iş yerleri ateşe verildi.
Dönemin İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı, olayların, solcuların tahrik etmesiyle ortaya çıktığını iddia ederken bir yandan da jandarmanın ilk üç gün boyunca, olayların önüne geçecek herhangi bir girişimde bulunmadığı gözlendi. Tam dört gün boyunca devam eden cinayetler, dönemin Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümetinin kentte sıkıyönetim ilan etmesiyle sona erdi. Olayların ardından kentte yaşayan Alevilerin neredeyse tamamına yakını göç etmek zorunda kaldı.
1991 yılına kadar süren Maraş Katliamı Davası’nda, 804 kişi yargılandı ve çeşitli cezalar verildi. Dosya, Yargıtay’ın bozma kararının ardından, 1991’de yeni çıkarılan Terörle Mücadele Yasası’na dayanarak kapatıldı. Katliamın tertipçileri ve failleri, böylece cezasız bırakıldı. Davanın bir numaralı sanığı Ökkeş Kenger beraat ettirilirken, beraatinin ardından Şendiller soyadını aldı ve ilerleyen yıllarda da ANAP-BBP ittifakıyla Maraş milletvekili seçildi, hatta Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliğine getirildi.
O dönemde Ülkü Ocakları Başkanı ve Başkan Yardımcısı da yargılandı,ancak Ökkeş Şendiller katliamın en bilinen ismiydi. Ülkücü sanıkların hepsi serbest bırakılırken solcular, Aleviler cezalandırıldı. (N.M)
Yoruma kapalı.