PİRHA- İzmir’de düzenlenen ‘Halklar Maraş’tan Roboski’ye katliamları unutmadı, unutturmadı’ panelinde konuşan Maraş Katliamı tanığı Hüseyin Gevher, “Maraş’taki katliam Aleviler ve Kürtlerin toplumsal kimliklerine yönelikti. Ama ciddi bir direniş vardı. Katliam farklı şekilde devam ediyor ve ciddi bir yüzleşme gerekiyor” diye belirtti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar İnançlar Meclisi ve Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi, “Halklar Maraş’tan Roboski’ye katliamları unutmadı, unutturmadı” temasıyla Çiğli Belediyesi konferans salonunda panel düzenledi.
Panel yapıldığı salonda “Dersim, Maraş, Sivas, Roboski unutulmaz hiçbiri” pankartları asıldı. Moderatörlüğünü Ayşe Özdamar’ın yaptığı panele HDP İstanbul İl Başkanı Ferhat Encü ve Maraş Katliamı tanığı Hüseyin Gevher konuşmacı olarak katıldı. Yoğun ilginin olduğu panele siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Yazar Murat Mıhçı, Maraş’ı, Roboski’yi konuşmak gerektiğini ifade etti. Mıhçı, “Maraş’ta 1915’li yıllarda 16 bin Ermeni yaşıyordu. Bu güne baktığım zaman Türkiye’deki bütün Ermenilerin sayısı sadece 40 bin civarında. Roboski’de Ermeniler vardı ama şimdi orada yaşamıyorlar. Biz bu tarihle yüzleşseydik acaba Maraş yaşanır mıydı? Tamda bu noktada HDK’nin ne kadar değerli olduğunu görüyoruz. 100 yıldır birbirimizden uzak bırakıldık. Toplumların birbirine dokunması, birbirini anlamasını ve temas kurmalarını istemiyorlar. Gelin birlikte birbirimizle sohbet edelim dertleşelim” dedi.
“YÜZLEŞMEMİZ GEREKİYOR”
Daha sonra panelin moderatörlüğünü yapan Ayşe Özdamar yüzleşmenin cesaret gerektirdiğini, yüzleşmediğimiz zaman zulmün parçası olunacağını kaydetti. Özdamar, “O yüzden cesaretimizi toplayıp yüzleşmemiz gerekiyor. Bu gün biraz cesaret edip yüzleşmeye çalışacağız. Yaşanan katliamları saysak kitaplar yetmez. Ama bu topraklar ermeni katliamı, Koçgiri, Şeyh Said, Zilan, Dersim katliamları oldu. 6-7 Eylül’de gayri Müslimlere yönelik bir saldırıydı. Tacize, tecavüze uğradılar. Maraş, Madımak, Sivas ve Roboski’de katliamlar yaşandı” diye belirtti.
GÜVEN: ALEVİLER VE KÜRTLER SAYISIZ KIRIMDAN GEÇİRİLDİ”
Maraş Katliamının Kürtlerin, Alevilerin toplumsal varlığına karşı bir soykırım saldırısı olduğunu belirten Maraş katliamı tanığı Hasan Güven, “O dönem Türkiye ve dünyada yaşananlara bakmak gerekiyor. 12 Mart o dönemde sürdürülen mücadeleler ülkenin her yerinde büyüyordu. Var olan bir topluluğu yok saymak mümkün müdür? Aleviler ve Kürtler kendilerini var etmek için özgürlük mücadelesi verdiler. Bunun için mücadele ettiklerinde sayısız kırımdan geçirildiler. Bu mücadeleyi sürdürmek için birçok devrimci örgüt oluştu. O dönemde Maraş’ta olduğu gibi birçok yerde küçük saldırılar oluyordu. O dönemde MHP ülkü ocakları dışında paramiter güçler oluşturuldu ve destek verildi” diye konuştu.
YÜZLEŞME ÇAĞRISI
O dönemde kayıtlara geçmeyen birçok Alevi katledildiğini belirten Güven, “Maraş Katliamı ile ilgili ciddi bir yüzleşmenin, adalet mücadelesinin sonuna kadar götürülmesi ve bir daha Maraş’ın yaşanmaması için sağlanması gerekiyor. Maraş’ta devrim mücadelesi ile kendilerini ifade ediyor. Tekçi egemenlik sistemiyle mücadele ediliyor. İstediklerini yapıyorlar söylemi bizim için boşa düşüyor. Eğer Maraş için yapılan çağrılar dikkate alınsaydı bu kadar kayıp yaşanmazdı. O dönemde demokratik cumhuriyetin temelleri atılabilirdi. Maraş’ı unutmadık unutturmayacağız. Ulusal kurtuluş mücadelesi verenlerin demokratik mücadelesini birleştirip yükseltmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.
ENCÜ: ROBOSKİ KATLİAMININ KARARI MGK’DE ALINDI”
“HDP İstanbul İl Eş Başkanı ve Roboski ailelerinden Ferhat Encü, katliamın kararının Milli Güvenlik Kurulu’nda alındığının altını çizerek, “O coğrafyada yaşanan ilk katliam değildi, maalesef son katliamda değil. Roboski’de bunlardan bir tanesiydi. Kendi iradeleri dışında çizilmiş bir sınırda katırlarla gidip gelen insanların üstüne 40 dakika boyunca bombalar yağdırıldı. Cenazeleri akrabaları tarafından toplandı. Devlet bomba atmakla kalmadı ayrıca ailelerin travma yaşamasına neden oldu. Bu katliam 28 aralık gecesinde milli güvenlik toplantısında tartışılan bir katliamdı. O dönemde bütün yetkililer temsilciler bu katliama karıştı, devleti yönetenler devletin bütün mekanizmalarında yer alanlar yargılanmadı. Her şey ortadayken kimin emir verdiği ortadayken bir kişi görevinden bile alınmadı. Söz konusu Kürtler ise katliamı yapanlar hep aklanmaya çalıştı. Tarih hep bunu bize gösterdi bu anlayışa karşı tarih bize direnmeyi de gösterdi” şeklinde konuştu.
“ÖRGÜTLÜ OLURSAK KATLİAMLARIN ÖNÜNE GEÇERİZ”
Encü, tüm katliamlarla yüzleşilmesi çağrısını yineleyerek konuşmasını, “Ne kadar sessiz kalırsak bu katliamlara maruz kalıyoruz. Bu coğrafyada yeni katliamların yaşanmaması adına herkesin görevini yerine getirmesi gerekiyor. Ne kadar örgütlü güç olursak bu katliamların önüne o kadar güçlü geçeriz. Roboski aileleri olarak çalmadığımız kapı kalmadı. Kürt sorununu demokratik barışçıl yöntemlerle çözmek yerine, inkar, imha ve katliamı esas alanlar bunun sorumlusudur. Roboski şahsında bu coğrafyada inancından, kültüründen kaynaklı katliam gören her toplumla yüzleşilmelidir” sözleriyle sonlandırdı.
Panel, soru cevap kısmıyla son buldu.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.