PİRHA-Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkezi ve Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi, Maraş Katliamı’nın 46. yılında yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Maraş Katliamı’nın yıldönümü vesilesiyle yitirdiğimiz canlarımızı saygıyla anıyor, failleri lanetliyoruz. Başta Aleviler olmak üzere tüm halklarımızı demokratik, yaşanabilir bir gelecek kurma mücadelesinde ortaklaşmaya davet ediyoruz” denildi.
19 Aralık 1978’de faşistler tarafından gerçekleştirilen Maraş Katliamı’nın acısı dinmiyor. Katliamın üzerinden 46 yıl geçti ancak failler hala ortaya çıkarılmadı. 19 Aralık 1978’de başlayıp, bir hafta süren faşist saldırılarda 111 kişi Alevi oldukları için öldürüldü. 100’ün üzerinde kişinin yaralandığı katliamda, 200’ün üzerinde ev, 70’e yakın iş yeri yakıldı, yağmalandı.
Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkezi ve Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi, Maraş Katliamı’nın 46. yılında yazılı açıklama yaptı.
“ALEVİLER, DÜNDEN BUGÜNE KATLİAM VE ASİMİLASYON POLİTİKALARIYLA YOK EDİLMEYE ÇALIŞILMIŞ”
Alevilerin, tarihleri boyunca Ortadoğu ve Anadolu merkezli tüm hegemon güçlerin ve devletlerin hedefi olduğu belirtilen açıklamada, “Aleviler katliam, göçertme ve asimilasyon politikalarıyla yok edilmek istenmiştir. Maraş, Kürt Alevilerinin tarihsel yaşam alanlarından biri olmuştur. İmparatorluklar döneminde, Aleviler inanç kimliği gerekçe edilerek katledilirken, ulus devletler döneminde buna etnik kimlik gerekçesi de eklenmiş, İttihatçı zihniyetin ideolojik tahakküm aracı olarak kurgulanan ve halklara dayatılan Türk-İslam sentezi temelli politikalarla bu topraklar halklar mezarlığına çevrilmiştir. Aleviler, dünden bugüne bir bütün olarak hedefe konulup katliam, göçertme ve asimilasyon politikalarıyla yok edilmeye çalışılmış, bu politikalar katı merkeziyetçi ulus devlet döneminde ise daha inceltilmiş ve kapsamlı biçimde Alevi bütününe dayatılmıştır.
Maraş kıyımının kayıpları sadece yitirilen canlarla sınırlı değildir. Bu vahşetin ardından, Maraş adeta Alevisiz ve Kürtsüz bir bölgeye çevrilmiştir ki en temel hedeflerden biri de böyle bir sonuca ulaşılmasıydı. Maraş Katliamı’yla canlarımız tarihsel yaşam alanlarından koparılarak yurt dışına ve metropollere göçertilmiş, toplumsal ve kültürel parçalanma yaratılmış, talip-ocak bağı koparılarak hem inanç, hem de etnik olarak asimilasyona daha açık bir toplum gerçeğine yol açılmıştır. Katliamın sahipleri açısından amaç ve hedefler nettir, vicdani-insani bir kaygı dün de, bugün içinde söz konusu değildir. Halkımızın hem inanç, hem de etnik kimliği hedeflenmiş, katliam, göçertme ve asimilasyonla toplumsal varlığı tarihin karanlık sayfalarına gömülmek istenmiştir” denildi.
“CANLARIMIZI SAYGIYLA ANIYOR, FAİLLERİ LANETLİYORUZ”
Anmaların sadece acıları anıp adalet talebini yinelemekten ibaret kalmaması gerektiği vurgulanan açıklamanın devamında şunlar dile getirildi:
“Alevi kıyımlarıyla varılmak istenen sonuçları da boşa çıkaran, yolumuzla, onun temel düsturlarıyla buluşma ve toplumsal diriliş gerekçesine, pratiklerine çevrilen süreçler biçiminde ele almalıyız. Böyle bir tutum yolumuza, yolumuz üzerinden vücuda gelen toplumsal varlığımıza ve dünden bugüne katledilen canlarımıza, yol ulularımızın emek ve bedellerine olan sorumluluğumuz gereğidir. Suriye’deki gelişmeler nedeniyle gerek sanal, gerekse görsel ve yazılı medya da tırmandırılan Alevi düşmanlığı dikkat çekici ve yeni Maraş katliamlarının zeminini teşkil etmektedir. Bu zihniyeti ve arkasındaki güçleri bir kez daha lanetliyoruz. BAAS rejimini bir Alevi rejimi ya da diktatörlüğü olarak yansıtmak kasıtlı ve art niyetli politikadır.
Alevilik bir rıza yoludur ve bir iktidar ideolojisi değildir. Aynı vardan var olduğu bilinen cümle insan ve varlığın rızalı-ikrarlı birliğine ve yaşamın bu anlayış üzerine inşa edilmesi gerektiğine inanılır. Suriye, bölgesel diktatörler ve emperyalist efendileri tarafından yıkıma uğratılmıştır. Dünyanın dört bir yanından toplanan katil sürüleri Suriye halklarının üstüne salınmış ve Suriye halkları derin bir kaosa sürüklenmiştir. Suriye, Alevisi, Sünnisi ve tüm inanç ve etnik bileşenleriyle Suriye halklarının yurdudur. Suriye’nin geleceği ise halklarının tamamını kapsayan demokratik bir yönetim biçimiyle kurulabilecektir ve çağrımız bu yöndedir.
Suriyeli dahi olmayan radikal çetelerin Alevileri ve Suriye’nin diğer azınlıklarını, demokratlarını katliama uğratmasına engel olmak, küresel ve bölgesel güçlerin sorumluluğundadır. Maraş Katliamı’nın yıldönümü vesilesiyle yitirdiğimiz canlarımızı saygıyla anıyor, failleri lanetliyoruz. Başta Aleviler olmak üzere tüm halklarımızı demokratik, yaşanabilir bir gelecek kurma mücadelesinde ortaklaşmaya davet ediyoruz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.