Alevi Haber Ajansi

‘Maraş Katliamı, 12 Eylül darbesinin önünün açılması için tezgahlandı’-VİDEO

PİRHA- PSAKD Batıkent Şubesi/Cemevi’nde, Maraş Katliamı’nın tanıkları yaşadıklarını anlattı. Etkinliğe katılan PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, Alevi tarihinin katliamlarla dolu olduğunun altını çizdi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Batıkent Şubesi/Cemevi’nde “1978 Maraş, Maraş Katliamı Tanıkları Anlatıyor” başlıklı panel düzenlendi. O dönemin tanıklarından Birgül Sarıkaya ve Hamit Kapan’ın katıldığı anma etkinliğinde Maraş ve tüm yaşanan katliamlarda yaşamlarını yitirenler için çerağ uyandırılırken, 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Cemevi yönetiminden Türkan Akbıyık ise etkinlik öncesi deyişler okudu.

“YILIN HER GÜNÜNÜ ANMALARLA GEÇİREN BİR COĞRAFYANIN ÇOCUKLARIYIZ”

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe yaptığı konuşmada, “Neredeyse yılın her gününü anmalarla geçiren bir coğrafyanın çocuklarıyız, takvim yapraklarında yer kalmadı. Bugün evet Maraş 46. yıl dönümünde katliamda yaşamını yitiren canlarımızı anmak için toplandık. Ama bugün aynı zamanda yine sadece suçları sınırın ötesinden geçimlerini sağlamak için getirdikleri malları satmak isteyen çocukların üzerlerine bombaların atıldığı yıl. Çocuk yaşta insanların katledildiği yıl Roboski” dedi.

“ALEVİLER DÜNYANIN HER YERİNDE AYNI YÖNTEMLERLE KATLEDİLİYOR”

Takvim yapraklarında yer kalmadığını belirten Erçe, “Ama şunu da ifade etmek istiyorum ki bazen zaman değişiyor, mekân değişiyor, coğrafya değişiyor ama değişmeyen bir şey var Alevilerin kaderinde kader dediğime bakmayın Alevilerin yaşadığı her şey aslında onların bir nevi kaderi değil ama onlara kader olarak biçilmiş dedim ya coğrafya değişiyor zaman değişiyor değişmeyen bir şey var. Aleviler dünyanın her yerinde aynı yöntemlerle katlediliyorlar” diye konuştu.

“MARAŞ İNSANLIĞIN BİTTİĞİ YERDİR”

Söz alan PSAKD Batıkent Şube Başkanı Kâmil Ateşoğulları ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’ de yaşananlar bir insanlık suçu. Yapılan katliamlar bir insanlık suçu olduğu için insanlık suçunda zaman aşımı yoktur. Bu ülkede adaletsiz ve hukuka aykırı çok şeyler yapıldı. Bu nedenle bunları unutmayalım ve bunları yeniden gündeme getireceğiz. Bunları gündeme getirebilmek için de siyaset ve iktidar olmanın çok önemli olduğunu görüyoruz. Çünkü artık Türkiye’de yargı yok, güvenilecek hiçbir şey yok. Tek bir şey var ne yapıp yapıp iktidar olmak ve bunları çözmek gerek. Maraş insanlığın bittiği yerdir”

“MARAŞ KATLİAMI UZUN YILLAR TARİHİMİZDE YER ALMADI”

Maraş katliamı tanığı Birgül Sarıkaya ise, Maraş katliamının uzun yıllar tarihte yer bulmadığını belirterek, “Coğrafyamız gerçekten kanla dolu. Bütün katliamlar, bütün yok oluşlar, bütün kayıplar tarihlerde yer aldığı halde Maraş katliamı uzun yıllar tarihimizde yer almadı. Bu beni en çok yaralayan süreçtir ta ki 2011 yılına kadar. Son 17 yıl gündemde tutulup kendi STK’larımız, kendi cemevlerimiz ve Alevi canlarımızla birlikte yürütülen bu anlatımlarımızla sizin gibi gelen canlara sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Maraş Katliamı anlatımlarıyla ilgili bu konuda iki kişiden biriyim ben ve diğeri Hamit abi katliam sürecinde görmüş olduğu işkenceye aktarıyor bense yaşadıklarımı aktarıyorum” diye konuştu.

“YAŞADIĞIMIZ DRAM, TARİHİMİZİN EN BÜYÜK DRAMI”

“Yaşadığım sürece son nefesimize kadar bu görevi götüreceğiz” diyen Sarıkaya, ” Yaşadığımız dram tarihimizin en büyük dramı. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in söylemiş olduğu güzel bir cümle var onunla söze başlamak istiyorum; ‘Ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz. Bir ölür bin geliriz, bizi öldürmek kurtulmuş mu?’ Bizi öldürmek kurtuluş değil.

46 yıl sonra bile olsa kendi sesimizi buradaki kıymetli canlara duyurabilme huzurunu yaşıyorum. Alevi halkını Maraş’ta toprakları çok verimsiz çok kötü olan ve sivrisineklerin bulunduğu yerlere Alevileri koymuşlar daha sonraki yapılan istimlahlarla ile birlikte Aleviler oraları verimli hale getirince doğal olarak Aleviler ekonomik olarak güçlenmişler. Ekonomik olarak eli güçlü olunca da Maraş’ın içerisinde sürekli dükkân alıp ticaret yapan Alevi Kürt halkı vardı ve bundan da çok rahatsız oluyorlardı. Çünkü orada şöyle bir anlayış vardı Biz Alevilerin altında çalışabilecek yapıda insanlar değiliz çünkü biz Müslümanız onlar Kızılbaş. Kızılbaşların böyle bir hakkı yok. Bu hakkı onlardan alma fikir olarak düşünüyorlardı.  Hala da emin olun aynı zihniyetle devam ediyorlar” diye konuştu.

“BİR HAFTA ZULMÜ YAŞAMAK ZORUNDA KALDIK”

Maraş’a anmaya gidenlerin hala zorla içeri alındığını belirten Birgül Sarıkaya, “Basın açıklamasıyla insanlarımıza ulaşmamıza engel oluyorlar. Oysa biz oraya sadece karanfillerimizi alıp götürmek için gitmekteyiz sadece karanfil bırakacağız. Maraş denildiği zaman benim aklımda kalan havanın çok sisli, çok puslu olduğuydu. Çünkü evler, dükkanlar yanıyor. Normal sobalardan çıkan bir sis değil bu, insanlar yanıyor. Karanlık bir iklim ve sokaklardan akan insan kanı. Biz bir hafta bu zulmü yaşamak zorunda kaldık, bırakıldık neden Alevi kimliğimizden, inancımızdan dolayı” dedi.

“KATLİAM GÜNÜNE KADAR MARAŞ’TA YAŞADIM”

Maraş’ta doğup büyüdüğünü ama aslen Dersimli olduğunu belirten Maraş Katliam sanığı Hamit Kapan, “Dersimli bir ailenin çocuğuyum. 38 Dersim Terselesinden sonra Maraş’a yerleşmiş bir ailenin çocuğuyum. Kureyş aşiretindeyim. Katliam gününe kadar Maraş’ta yaşadım. Yörük Selim Mahallesi’nde büyüdüm. Maraş Yörük Selim Mahallesi dayanışmayı, birlikte olmayı, birlikte mücadele etmeyi, ortaklaşmayı en üst seviyede yaşayan bir mahalle olarak yaşamını sürdürürken sonraki yıllarda devrimcilerin de o bölgede siyasal bir yapıya bürünerek o birlikteliği, o dayanışma ruhunu en üst seviye taşımış bir mahalledir. Özellikle Maraş’ın o Sünni, gerici, yobaz halk Yörük Selim Mahallesi’ne elini kolunu sallayarak giremezlerdi ta ki katliam günü onları kışkırtanlara kadar. Ben Maraş Katliamı’nı genellikle üç başlıkta anlatmaya çalışıyorum; birincisi katliam öncesi ülkemizde ve Maraş’taki siyasi ve ekonomik yapılanmaların gelişmelerin anlatıldığı, ikinci bölümde vahşeti ve direnişi, üçüncü  bölümde ise işkenceleri ve göçü işlemeye çalışıyorum. Çünkü bunların üçü birbirine bağlı ayrı düşünülmemesi gereken önemli kısımlardır diye düşünüyorum” dedi.

“YARALARIMIZ KANIYOR, MARAŞ’IN HESABI SORULMAMIŞTIR”

Maraş Katliamı’nın hala günümüzde hesabının sorulmadığını belirten Kapan, “Yaraları sarılmamış ve hala günümüzde yaralarımız kanıyor, hala günümüzde mezarlarımız kayıp, hala gerçek failler, bu işi tezgahlayan, planlayan gerçek sorumlular kavuşturulmamış, açığa çıkarılmamış, hesabı sorulmamış bir katliamdır.

Katliam günlerinde yeni doğan ya da o yıllarda 5-6 yaşında olanlar bugün 50 yaşında ama hala çocukların, insanların kulaklarına yaşadıkları katliamı, vahşetini fısıldıyorlar ve katliamı yaşayanlar her an hissediyorlar anlatırken, katliamı hissediyorlar, bugün Birgül Can’ın hissettiği gibi. Dolayısıyla Maraş Katliamı 19.00’da başladı 26’sında da bitti diye düşünüp, orada kaldı diye düşünmemek gerekir hala yaşıyor, hala sürüyor ve hala hesabı sorulmamış bir katliamdır” diye konuştu.

“MARAŞ KATLİAMI’NDAN 15 GÜN ÖNCE ZENGİNLER ‘MARAŞ’TAN ÇIKIN’ DENİLEREK UYARILMIŞ”

Hamit Kapan, Maraş Katliamı’na giden süreci anlatarak şunları kaydetti:

“Aslında ülkemiz üzerinde çıkarları olan uluslararası sermaye güçleri ve onların yerli oligarşik işbirlikçilerinin genel çıkarları giderek tehlikeye, çıkmaza giriyordu. İşte bunun önüne geçebilmek, toplumsal muhalefeti bastırabilmek için ülkemizde bir 12 Eylül faşizmi, diktatörlüğünün koşullarını için buna gidecek yol da yavaş yavaş döşeniyordu. 24 Ocak kararları ancak ve ancak böylesi bir askeri diktatörlükle yürütebilirdi. Asıl amaçları da buydu.

Maraş Katliamı’ndan 15 gün önce Maraş’taki fabrikatörleri, zenginleri ‘Maraş’tan çıkın, Maraş’ta çatışmalar olacak’ biçiminde uyarıyorlar ve onları Hatay’da otellere yerleştiriyorlar. Maraş Katliamı günleri öncesi yılbaşı arifesi olduğu için Milli Piyangocu kılığında birilerinin Maraş’a getirilip yerleştirildiği geçeği var. Bunların hepsi mahkeme tutanaklarında mevcut. Daha sonra Milli Piyango Genel Müdürlüğü’ne bu şahısların ismi soruluyor, ‘Maraş’ta bu isimler adında bayiniz var mı’ diye soruluyor, hayır. ‘Bizim Maraş’ta o isimlerde seyyar bayilerimiz yoktur’ deniliyor. Buradan anlaşılıyor ki o isimler bir yerlerden getirilip Maraş’a yerleştirilmiş. Belki çoğunu tanırsınız o dönem Ankara’nın Bahçelievler, Karşıyaka, Keçiören semtlerinde oturduğu bilinen; Hüseyin Yıldız, Haluk Kırcı, Mustafa Ülger, Remzi Çayır, Mustafa Ömür, Bünyamin Adanalı, Ahmet Ercüment, Mustafa Korkmaz ve İsmail Ufuk ile Mehmet Güneş o dönem ülkenin genelinde siyasi cinayetler işlemiş, akademisyenlerimizi, aydınlarımızı, gazetecilerimizi katletmiş eli kanlı katillerdir.”

 PİRHA/ANKARA

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak