Alevi Haber Ajansi

Malatya’da 1507 ÇED başvurusu var; Bilim insanları uyardı: Topraklarımıza sahip çıkalım -VİDEO

PİRHA-Malatya Çevre Platformu (MAL-ÇEP) Malatya’nın Arguvan ilçesinde onayı verilen bakır, gümüş, altın maden ocaklarına yönelik panel gerçekleştirdi. Panelde konuşan bilim insanları, bölgede faaliyete girecek olan maden işletmelerinin olası sorunlarıyla ilgili bilgi verdiler. Malatya’da 1507 ÇED  başvurusu olduğu belirtilirken, madenlerin durdurulması, sulu tarımın yapılması çağrısında bulunuldu. 

Malatya Çevre Platformu (MAL-ÇEP), Arguvan’da profesörlerden oluşan mühendis, mimar ve şehir bölge planlamacısıyla bir araya gelerek panel gerçekleştirdi.

Arguvan Belediyesi İlgezdi Kültür Komleksi Konferans Salonu’nda yapılan panelde, bölgeden gelen aktivist ve halk, konferans salonunda açılması düşünülen bakır, altın ve gümüş maden ocaklarının ilçede yaratabileceği sorunlarla ilgili konuştu.

Panelde öne çıkan konulardan biri de Arguvan bölgesine baraj yakın olduğu halde sulu tarımın yapılmaması. Panelde konuşan (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, rezerv alanlarının açılmasının nedenlerinden birinin demografik yapıyı değiştirmek olduğunu belirterek, “Maden bölgelerinde Alevi, Kürt, Sol, Sosyalist insanların olduğu bölgeleri dağıtıp parçalamak içinde rezerv alanları ilan edilebiliyor” dedi.

Malatya Çevre Platformu üyelerinden Hüseyin Çıplak da panelde giriş konuşmasını yaparak, Arguvan ilçesindeki madenlerin yaratacağı sorunlara dikkat çekti.

Çıplak, Erzincan İliç’teki maden faciasına işaret ederek, “Arguvan’ı İliç yaptırmayacağız. Kendi yaşam alanlarınıza sahip çıkmanız gerekiyor. Hep birlikte çıkamazsak yeni bir İliç’le, yeni bir Bergama’yla karşı karşıya kalacağız. Şu an dünyadaki en önemli sorunlardan biri çevre sorunu. Bu, Türkiye’de daha fazla yaşanıyor. Ülke ekonomisinin bir değeri de yok. Zaten çıkarılan madenlerin yüzde 4 payı ülkeye, yüzde 96 kısmı da yabancı şirketlere gidiyor. Bunun da zaten artı bir değeri yok” diye konuştu.

“MALATYA’DA TOPLAM 1507 TANE ÇED BAŞUVURUSU VAR”

Hüseyin Çıplak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Malatya’da şu an faaliyete olan 193 tane maden şirketi var. Başta Hekimhan olmak üzere her ilçede maden ocakları çalıştırılıyor. Malatya genelinde 230 tane taş ocağı var. Açılması beklenen maden ocakları da 130 küsür. Akçadağ ilçesine 136 tane ÇED başvurusu yapıldı. Arapgir’de 114 ÇED başvurusu var. Battalgazi’de 108 başvuru var. Darende’de 70, Doğanşehir 221, Hekimhan 130, Kale 14, Kuluncak 86, Malatya Merkez 10 tane Pötürge 60, Yazıhan 97 ve en çok ÇED başvurusu yapılan ilçelerin başında gelen Yeşilyurt’ta 376 tane olmak üzere toplam 1507 tane ÇED başvurusu var.”

“MADENLER DURDURULMALI, SULU TARIM GELİŞTİRİLMELİ”

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden emekli öğretim üyesi, orman mühendisi ve doğa bilimci Prof. Doğan Kantarcı ise rahatsızlığından dolayı panele telefonla katılarak sunum yaptı. Kantarcı, Arguvan’daki susuz tarım alanlarından bahsederek, baraja yakın olmasına rağmen sulu tarımın yapılmadığını, köyden kente artan göçün önüne geçmek için madenlerin durdurulmasını ve sulu tarımın geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

“12 EYLÜL DARBESİYLE BİRLİKTE ÇEVREYLE İLGİLİ BİRÇOK KANUN DEĞİŞTİRİLDİ”

Dönemin hükümetinin neoliberal politikaları Türkiye’de uygulaması mümkün olmadığı için 12 Eylül darbesinin yapıldığını söyleyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyesi ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi yöneticilerinden Ayşe Mücella Yapıcı, şu ifadeleri kullandı:

“12 Eylül Darbesine baktığımızda hep siyasi nedenlerden dolayı yapıldığı söylenir. Türkiye’deki çevre politikalarına ilişkin her türlü korumacı bütün yasalar 12 Eylül darbesiyle birlikte değiştirildi ve bu yasalara karşı çıkmak yasaklandı. Neoliberal ülkeler gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin emeğini, doğasını, coğrafyasını, yer altı ve yer üstü varlıklarını kendilerine sömürge alanı yaptılar. Hep beraber bir araya gelip bu alanı koruyalım. Ne yapıp ne edelim bu topraklara sahip çıkalım.”

“YABANCI SERMAYELERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

Türkiye’de sık sık değiştirilen yasalarla birlikte ormanlık alanlarının, sahillerin, mera alanlarının ve birçok doğa alanın yabancı sermayelere peşkeş çekildiğine vurgu yapan Profesör Dr. Pelin Pınar Giritoğlu da “Kanal İstanbul, İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Yolu gibi projelere baktığımızda eksik bile olsa bu projelerin hiçbirinde ÇED raporu olumsuz kararı çıkmadı. O açıdan baktığımızda ÇED raporları o kadar da anlamlı sayılmıyor. Bugün yasalar aracılığıyla, piyasalar aracılığıyla, imar planları aracılığıyla, ÇED raporları aracılığıyla ekolojik alan kaynar kazan haline geliyor. Biz ne zaman havamızı, suyumuzu ekonomik yarar değil de kamusal bir yarar olarak görürsek o zaman bundan bir çıkış yolu bulabiliriz” dedi.

“DEMOGRAFİK YAPIYI BOZMAK İÇİN DE REZERV İLAN EDİLEBİLİYOR”

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapkıran ise “Bütün rezerv alanlarında bir kamulaştırma rantı hesabı var. Rezerv alanları tayininde demografik müdahale var. Mesela maden bölgelerinde Alevi, Kürt, Sol, Sosyalist gibi bölgeleri dağıtıp parçalamak içinde rezerv alanları ilan edilebiliyor. Biz küresel sermayenin tüketicileri olmayı bırakıp kendi ürünlerimizi tüketen mekanizmaları kurmaya devam edip, bunun için aydınlanmayı sağlamaya devam edip bütün köye bu bilgileri taşımazsak, zehirlenmeye devam edeceğiz, hasta olmaya devam edeceğiz genetiği bozulmuş ürünleri yemeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“DOĞAMIZA SAHİP ÇIKALIM”

Malatya MAL-ÇEP Dönem Sözcüsü Hasan Kaya panel sonunda bir konuşma yaparak doğamıza sahip çıkalım çağrısında bulundu. Kaya, “Ekolojik sorunlara mutlaka sahip çıkmalıyız. Doğamızı, havamızı, suyumuzu, toprağımızı ve yaşam alanlarımızı kesinlikle korumalıyız, yan yana gelip birlikte hareket etmeliyiz” dedi.

PİRHA/MALATYA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak