PİRHA – İHD İstanbul Şube, mahpuslara para göndermesi sebebiyle tutuklanan İHD Hapishane Komisyonu Üyesi Hatice Onaran için eylem yaptı. Mahpuslara para göndermenin suç olamayacağını vurgulayan Av. Gülseren Yoleri, “Mahpuslar ekonomik olarak da yıpratılmaya, yalnızlaştırılmaya çalışılmaktadır” dedi.
Hatice Onaran, cezaevindeki tutuklulara para gönderdiği gerekçesiyle 10 Ekim 2024’te tutuklanarak Gebze Kapalı Kadın Hapishanesine gönderildi.
Skolyoz ve kolon kanseri hastalıkları olan Hatice Onaran’ın yüzde 79 oranında engelli raporu da mevcut.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube, hasta mahpus Hatice Onaran’ın serbest bırakılması için eylem düzenledi. Dernek binası önünde yapılan eylemde “Hatice Onaran yalnız değildir” sloganı atılırken, İHD olarak maddi ve manevi desteğin süreceğine vurgu yapıldı.
“YARGI BASKISINA SON!”
Basın açıklamasını İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Cezaevlerinde kalanların ciddi oranda ekonomik desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyen Avukat Gülseren Yoleri, “Çünkü devlet, bu konuda mahpusları desteklemiyor. Adalet Bakanlığını uyarıyoruz. 60 yaşında olup kolon kanseri olan Hatice Onaran derhal serbest bırakılsın” çağrısını yaptı.
Gülseren Yoleri, “İnsan hakları savunucuları üzerindeki yargı baskısına son!” diyerek şu açıklamayı yaptı:
“Hatice Onaran; hapishanedeki yakını ve derneğimize yardım başvurusunda bulunan birkaç mahpusa insani bir duyarlılıkla, 450 lira gibi cüzi miktarda bir parayı hapishane idaresi hesabına yatırdığı için ‘Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet’ suçlamasıyla 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. Bu karar insan haklarına, hukuka, akla ve vicdana aykırıdır!
Mahpuslara para yatırmak ve mahpusların hesabına yatırılan paranın nasıl harcanacağı ‘Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik’ ile düzenlenmiştir.
Birincisi; Mahpuslara elden para verilmez, mahpus adına cezaevi idaresine yatırılır. Yönetmeliğin 5. Maddesine göre; ‘Banka ve posta aracılığıyla gelen veya ziyaretçiler tarafından hükümlü ve tutukluların nam ve hesabına yatırılan paralar, idarece görevlendirilecek bir personel tarafından alınarak kaydedilir. Müdürü bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutuklular hiçbir şekilde yanlarında nakit para bulunduramaz.’
İkincisi; Mahpus adına cezaevi idaresi hesabına yatırılan para da mahpuslara elden verilmez. Bakanlıkça belirlenen haftalık limit dahilinde elektronik para ödeme sistemi ya da cezaevi idaresi hesabından doğrudan kantin hesabına aktarılır.
Yönetmeliğin 8. Maddesine göre; “Müdürü bulunan kurumlarda kalmakta olan hükümlü ve tutukluların yapacakları harcamalar, nakit hareketi olmaksızın tutulan kayıtlar üzerinden gerçekleştirilir. Hükümlü ve tutuklular, Bakanlıkça belirlenen haftalık limit dâhilinde, nakit hareketi olmaksızın, elektronik para ödeme sistemi bulunan kurumlarda bu sistem aracılığıyla, diğer kurumlarda doğrudan emanet para hesabından kantin hesabına aktarılan para üzerinden harcama yaparlar. Emanet para hesabında para bulunmaması ya da mevcut paradan daha fazla tutarda alışveriş yapılmak istenmesi veya bakanlıkça belirlenen haftalık limitin aşılması durumunda ihtiyaç istem formu işleme konulmayarak kendisine bilgi verilir.”
“MAHPUSLAR, YALNIZLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR”
Gülseren Yoleri, mahpuslar adına cezaevine yatırılan paranın kullanım tasarrufunun tamamen idarenin yetkisinde olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Kullanımı yönetmelikçe belirlenmiş olan mahpuslara yatırılan paranın ‘Terör Örgütünün Finansmanı’ olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırılığı su götürmez bir gerçektir.
Çalışma arkadaşımız Hatice ONARAN ile ilgili verilen mahkûmiyet kararının gerçek amacı; mahpusların hapishanede ekonomik ve sosyal haklarından mahrum bırakılmasıdır. Hapishanelerde artan hak ihlalleri ve tecridin ağır etkileri ile mücadele eden mahpuslar ekonomik olarak da yıpratılmaya, yalnızlaştırılmaya çalışılmaktadır. İçme suyu ve temizlik malzemelerini dahi parayla satın almak zorunda olan mahpuslara ekonomik desteği engellemek için akıl almaz yollara başvurulmaktadır.
Terörün Finansmanı Yasası, uzun süredir hapishanelerdeki mahpuslara para yatıran ailelere, vasilere, avukatlara, yakınlarına ve insan hakları savunucularına yönelik yargısal baskı aracı olarak kullanılmaktadır.
Yargı; Türkiye’nin taraf olduğu ‘BM Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme’ ve 7262 sayılı kanunu, devletin sırf uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından (Moody’s, Standard and Poor’s, Duff & Phelps, Fitch IBCA ve Thomson Bankvvatch gibi) aldığı kırık notları düzeltmek ve sıcak para sıkışıklığını aşmak için amacına aykırı bir şekilde kullanılmasına alet edilmektedir.
Normalde çetelerin kara para işlemlerini ve DAİŞ gibi örgütlerin ekonomik kaynaklarını kısmak için getirilen düzenlemelerin; mahpuslara para yatıran ailelere, vasilere, avukatlara, yakınlarına ve insan hakları savunucularına yönelik yargı baskısı olarak kullanılması açık manipülasyondur.
Sevgili üyemiz Hatice Onaran gibi binlerce kişiye haksız bir şekilde dava açarak, uluslararası kredi kuruluşlarına biz devlet olarak ‘terörün’ finasmanıyla mücadele ediyoruz bizim kredi notumuzu yükseltin mesajı vermeye çalışanlara, bu uygulamaya çanak tutan uluslararası kurumlara sesleniyoruz; İnsan hakları savunucuları olarak bu konuda manipülasyonu engellemek ve gerçekleri açığa çıkarmak üzere her türlü girişimde bulunacağımızın ve üzerimize düşeni yapacağımızın bilinmesini istiyoruz.
Mahpusların temel ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini ve mahpuslarla dayanışmanın suç olmadığını savunan bizler, bugün üyemiz Hatice Onaran ile dayanışmak amacıyla, para gönderiyoruz.”
ADALET BAKANLIĞINA UYARI!
Basın açıklamasında Adalet Bakanlığı’na uyarıda bulunan Gülseren Yoleri, “60 yaşında, yüzde 79 engelli raporu olan ve kolon kanseri tedavisi gören ağır hasta mahpus Hatice Onaran, kanunlara uygun biçimde para yatırma işlemi gerçekleştirdiği için hayati riski olan hastalıkları dikkate alınmadan hapishaneye konulmuş ve 34 gündür Gebze Kapalı Kadın Hapishanesi’nde tutulmaktadır. Hatice Onaran’ın, hastalıklarının tedavi ve takibi yanında özel beslenme ve hijyenik bir ortamda yaşama ihtiyacı bulunmaktadır. Bu koşullar hapishane koşullarında sağlanamayacağından kanser hastalığının nüks etmesi, yayılması ihtimali güçlenmektedir. Hatice Onaran hakkındaki hukuksuz karar derhal düzeltilmeli, hastalık durumu ve hapishane koşullarının sağlığına olumsuz etkileri de göz önüne alınarak derhal serbest bırakılmalıdır” diye ekledi.
Okunan basın metni ardından Hatice Onaran’a PTT aracılığı ile para gönderildi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.