PİRHA – İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki işinden atılan 258 işçiden bir olan ve eylemini CHP Genel Merkez önünde taşıyan ve 70 gündür oturma eylemi, 37 gündür ise süresiz açlık grevinde olan Mahir Kılıç, “Hiç kimseden lütuf istemiyorum, haksız ve hukuksuz bir şekilde atıldığım işimi ve gasp edilen haklarımı geri istiyorum” dedi.
Hükümetin Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirdiği “Taşeron düzenlemesi” sonrası “Güvenlik soruşturması” gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden işinden atılan 258 işçiden bir olan Mahir Kılıç, CHP Genel Merkezi önünde 70 gündür oturma eyleminde, 37 gündür ise süresiz açlık grevinde.
Konuya ilişkin PİRHA’ya açıklamalarda bulunan Kılıç, “Hiç kimseden lütuf istemiyorum, haksız ve hukuksuz bir şekilde atıldığım işimi ve gasp edilen haklarımı geri istiyorum” dedi.
Klılıç, “Kendi direnişime değinmeden önce Bartın Amasra’da yeryüzünden gökyüzüne şu anda direniş sergileyen 2 maden emekçisine buradan saygılarımı gönderiyor, direnişlerini yürekten destekliyorum. Yüreğim onların direnişi ile birliktedir. CHP Genel Merkezi önünde oturma eylemimin 70. süresiz açlık grevimin 37. günündeyim. Burada olmaya devam edeceğim burada yaptığım direnişte de İzmir’de yaptığım direnişte de söylediğim taleplerim açık ve sade. Hiç kimseden lütuf istemiyorum hakkım olanı istiyorum” ifadelerini kullandı.
“SADECE HAKKIM OLAN İŞİMİ İSTİYORUM”
“Hakkım olan nedir? Haksızca, hukuksuzca adaletsizce, atıldığım işim ve yine gasp edilen maddi paralarımı gasp ettiniz, bunun başka açıklaması yok” diyerek tepkisini dile getiren Kılıç, şöyle devam etti:
“Bir insanı işten atarsınız? Bir insan hırsızlık yapar atarsınız, bir insan birinin namusuna el uzatır, dil uzatır atarsınız zaten o şekilde atılan insanın da 1 yıl direnme gibi, bir yüzü olamaz. Ben bir yılda olsa burada olmaya devam edeceğim. Hiç kimseden lütuf istemiyorum, hakkım olanı istiyorum. Hakkım olanı alana kadar buradaki onurlu mücadelem devam edecektir” diyen Kılıç sözlerini söyle sürdürdü:
Sağlık problemleri yaşamaya başladım, özellikle şeker ve B12’yi kestikten sonra sağlık problemleri yaşadım” dedi.
Yine tekrar belirtiyorum benim başıma gelebilecek en ufak olumsuzluğun sorumlusu “CHP Genel Merkezidir” diyen Kılıç, devam eden konuşmasında, “Ben yine söylüyorum ben hakkım olanı istiyorum. Haklı olduğumu sizler de çok iyi biliyorsunuz. Bunu defalarca bana kendiniz söylediniz. Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe uğradığımı defalarca söylediniz. İzmir Milletvekillerinden tutun genel başkana kadar tamamı benim haklı olduğumu biliyor. Ben yine söylüyorum hakkım olanı verin, bu ayıbı da burada daha fazla sürdürmeyelim” ifadelerini kullandı.
“ÇERKEZOĞLU CHP’YE GELDİ, DİRENİŞİMİ GÖRMEZLİKTEN GELDİ”
Kılıç, DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu’nun CHP Genel Merkezi’ne gelip kendisini görmemesine ilişkin şunları söyledi:
“Bildiğiniz gibi ben Disk Genel-İş sendikası üyesiydim, 5 yıl işyeri baş temsilciliği yapan bir işçiydim. Yaklaşık bir ay önce Disk Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu buraya geldi. Kimseyi yanıltmasın benim yanıma gelmedi. VİP aracıyla geldi, aracından indi CHP Genel Merkezi’ne girdi, bazı görüşmeler yaptı. Yine aynı şekilde benim burada direndiğimi görmesine rağmen beni görmezden geldi. Ne beni ne direnişimi hiç bir şekilde sormadı, sorma gereği de duymadı.”
“İŞTEN ATILMAMIZA SENDİKA SEYİRCİ KALDI, HİÇ BİR ŞEY YAPMADI”
Bugüne kadar DİSK’e bğlı Genel-İş Sendikası tarafından İzmir’de sadece 1 defa bir miktar para yardımı yapıldı, onun dışında yardım yapılmadı. Kaldı ki ben ve benimle birlikte direnen 7 arkadaşımın Karşıyaka Belediyesi’nde işe başlatılmamız için yaptığımız protokolün altında DİSK Ege Bölge Başkanı Memiş Sarı’nın imzası var” diye konuşan Kılıç, şöyle devam etti:
“Şu ana kadar en ufak bir açıklaması yok. Neden o imzayı atarken bile kandırmaca yaptı, o protokolün altına imza attı. Ben çok iyi biliyorum. Onun için DİSK Genel İş Sendikası’ndan direnişimle ilgili en ufak CHP ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne baskı olmadı. Kaldı ki 258 işçi atıldı. Genel İş Sendikası İzmir şubeleri işvereni rahatsız edecek toplu iğnenin ucu kadar eylem ve direniş yapmadı. Neden? İşverenle kafakol ilişkilerinden ve bu atılan işçilerin işverenle DİSK Genel İş Sendikası ortak çalışmasıyla atıldığının en büyük kanıtıdır.”
“KEŞKE BÖYLE BİR OLAY YAŞANMASAYDI”
CHP Genel Merkezi önünde kendisine yönelik yaşanan saldırı ile ilgili olarak ise Kılıç şunları belirtti:
“Sabah CHP önüne geldim yanımda refakatçilik yapan dostlarımla birlikte pankartları asmak için ipleri bağlıyordum. CHP içinden iyi giyimli bir beyefendi pankartı okudu bana direk olarak bağırarak, ‘sen partiye zarar veriyorsun’ dedi yoldan geçen araçlar dahi durdu. Bana yönelik olarak sen maşasın, sen HDP’lisin HDP’nin maşasısın diye sesini bir hayli yükselterek hakaretlerde bulundu. Kendisine olayın böyle olmadığını, olayı bir de benim ağzımdan dinlemesi gerektiğini anlattım. Yolun karşısından yanıma geldi. Ağıza alınmayacak küfürler etti. Yani ben söylemeye utanıyorum. Ağza alınmayacak hakaretler etti, fiili saldırıda bulundu.”
“SALDIRIYI CHP’YE MAL ETMİYORUM”
Böyle bir olayla gündeme gelmek benim içimi acıtır. Karşı tarafın içini acıtmadığı belli. Ben CHP’nin düşmanı olarak burada değilim ki diyen Kılıç, şunları belirtti:
“CHP’yi karalama gibi bir derdim yok. CHP içinde gerçekten sevdiğim değer verdiğim insanlar var. 69 gündür buradayım. Dünkü yaşanan olayı asla ve asla şu binaya bağlamıyorum, bağlayamam. Ben burada direniş yaptığım sürede CHP’den çok değerli insanlar geldi ihtiyacım olup olmadığını sordular. Suyumu, çayımı getirdiler, kahvemi getirdiler. Ben bu olayı nasıl CHP’ye mal edebilirim. O zaman karşıdaki insanlara saygısızlık yapmış olurum. Ama CHP bu olaydan kurtulmak adına ivedi bir şekilde o şahsı bulup partiden ihraç etmesi gerekir. Eğer ihraç etmezse demek ki yapılanı onaylamış demektir.”
“SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİREN AÇIĞA ÇIKARTILMALI”
Ben açlık grevi yapan bir direnişciyim. İzmir’ de yaptığım direnişi de CHP’ye mal etmiyorum. Bu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun keyfi tutumu ve işçiye, emekçiye düşmanlığıdır” diyen Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sessiz kalan CHP Genel Merkezi de bu yapılan işçi kıyımının ortağıdır. Dünkü olay keşke yaşanmasaydı. Özellikle böyle bir olayda gündeme geldiğim için herkesten özür diliyorum. Şahsım adına da, ideolojim adına da özür diliyorum. Böyle bir insan değilim ama takdir edersiniz ki burada bir çok insanın şahit olduğu bir olay keşke yaşanmasıydı. CHP’nin bu olayı yapan şahsa karşı da bir yaptırım yapmasını bekliyorum.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.