PİRHA- Sivas’ta Madımak Katliamı’nı gerçekleştiren 3 firari sanığın yargılandığı davanın duruşmasına Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada Madımak Katliamı ile Alevi soykırımı yapıldığı bir kez daha dile getirilirken, Tansu Çillerin tanık olarak dinlenmesi talebini mahkeme ret etti. Duruşma 20 Nisan 2022 tarihine ertelendi.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen Pir Sultan Abdal etkinlikleri sırasında Madımak Oteli’nin binlerce gerici tarafından yakılması ve çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yaşamını yitirmesinin üzerinden 29 yıl geçti.
2012 yılında zaman aşımına uğratılan Sivas’ta Madımak Katliamı davasında dosyası ayrılan üç firari sanığın yargılandığı davanın duruşmasına bugün Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara şubesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Anlara il yöneticileri, Hüseyin Gazi Kültür Sanat Vakfı ve Hollanda Büyükelçiliği’nden iki gözlemci katıldı.
Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Mahkeme başkanı, firari sanıklar hakkında yakalama kararı çıkarıldığı ve buna ilişkin ilgili yerlere yazılar yazıldığını hatırlattı. Yazılan yazılara karşın gelen yanıtlarda ‘sanıklar yerinde bulunamadı’ denildiği aktarıldı.
KARABABA: CAFER ERÇAKMAK’IN ÖLDÜĞÜNE İNANMIYORUZ
Duruşmada ilk olarak söz alan Hüseyin Karababa, “Bu topraklarda Koçgiri, Dersim, Ortaca, Malatya, Sivas, Maraş, Çorum ve Gazi’de zincirleme şekilde Alevilere karşı soykırım yapıldı. Bu soykırım olaylarını uluslararası ceza mahkemelerine taşıyacağız. 2007 yılında 5 Nisan’da İBB’de çalışırken yakalattığımız İhsan Çakmak adlı katil bizim sayemizde yakalanıp Sağmalcılar Cezaevi’ne girdi. Önden giren bu sanık arkadan çıktı. İBB’de işine kaldığı yerden devam etti. Net bir şekilde bu sanıkların korunduğu aşikardır. Cafer Erçakmak’ın ise öldüğüne inanmıyoruz. Önümüzdeki mahkemede bunun delillerini sunacağız. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı yoktur” dedi.
Avukat Özgür Piroğlu da, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in Sivas Katliamı’nın en büyük sorumlularından biri olduğunu söyledi.
“ALMANYA, KATİLLERİ TÜRKİYE’YE TESLİM ETMELİDİR”
Piroğlu, şunları dile getirdi:
“Tansu Çiller dönemin Başbakanıdır. Tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Sönmez Köksal dönemin MİT Müsteşarı. Bu katliamdan sonra da uzun bir süre görevini sürdürdü. Bizim kendisine soracağımız önemli sorular var. Köksal’ın tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Mehmet Ağar Sivas Katliamı’ndan çok kısa süre sonra Emniyet Genel Müdürü oldu. Uzun süre bu görevi yürüttü. Ağar’ın dinlenmesini istiyoruz. Bu üç kişide Sivas Katliamına ilişkin ayrıntılı bilgi vardır. Bu üç kişi konuşursa katliamın arkasındaki güçler ortaya çıkar. Ahmet Karabilgin dönemin Sivas Valisi onun da dinlenmesini istiyoruz. Almanya Beşşar Esad’ın adamlarını Suriye’de insanlığa karşı suçlar işlediği gerekçesiyle yargılarken ve cezalandırırken Sivas’ta Alevi katliamı yapanları koruyor. Almanya ya bu sanıkları kendi yargılanmalı ya da Türkiye ye teslim etmelidir.”
“KÜLTÜR BAKANLIĞI DAVAYA MÜDAHİL OLMALIDIR”
Ardından söz alan Avukat Hüsniye Şimşek ise; “Kültür Bakanlığı’ndan gelen evraklarda kamu görevlilerinin suçu bulunmadığını söylüyor. Ancak yeni gelen evraklarda, PSAKD’nın bu katliama uğradığı, ne kadar zarar gördüklerini belgelenmektedir. Kurumsal olarak mağdur oldu. PSAKD kurum olarak müdahil olmak istiyor davaya” dedi.
Avukat Ali Yılmaz da Kültür Bakanlığı’nın evraklarını anımsatarak; “Kültür Bakanlığı tarafından bu etkinlik organize edildi. Evraklarda var hepsi. Bakanlık bu etkinliğe bütçe bile ayırmış ve harcamış. Bakanlık bu davaya müdahil olmalıdır. Bakanlığa müdahil olup olmayacağı sorulmalı” şeklinde konuştu.
“KATLİAMIN ARKASINDAKİ GÜÇLER AÇIĞA ÇIKARILMALI”
Avukat Şenal Saruhan da söz alarak şunları ifade etti:
“Ek olarak Murat Sonkur’la ilgili kırmızı bülten var. Aranıyor. Adil bir yargılama yapılmıyor bu mahkemede. 15 bin eylemci katılmış ama 170 kişi yargılandı ve çok azı ceza aldı. Arkasındaki güçler açığa çıkarılmadı. Bir avuç çapulcunun yakma ile adam öldürmesi olarak değerlendirildi. Böyle değerlendirilmemesi lazım. Murat Sonkur’un adresini tespit etmek üzereyiz. Kendisi Almanya’da. Cafer Erçakmak’ın adli tıp raporu çelişkili. Öldüğüne inanmıyoruz. Bunun yeterince araştırılması gerekiyor. Sanıklar dava başından bu yana korundu. Hepsi yurt dışına kaçırıldı. Zaman aşımı uygulanınca gelecekler. Bu 3 firari sanık hakkında da zaman aşımı olmaması için insanlığa karşı işlenmiş suçtan yargılanmalılar. Adil bir yargılama yapılmalı. 3 sanığın adresleri belli, Almanya’dalar. Bu kişiler için gerekli adımlar atılmalı ve Türkiye’ye getirilmelidir.”
BİR SONRAKİ DURUŞMA 20 NİSAN’A ERTELENDİ
Savcı mütalaasında, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin katılma talebini reddetti. Mahkeme 3 sanık hakkındaki yakalama kararının devamına, sanıklar hakkında yakalama olursa 1 ay içinde yeni duruşma tarihi verilmesine, Adalet Bakanlığı’na yazılan yazının cevabının beklenmesine, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin katılma talebinin reddine karar verdi.
Mahkeme, Çiller’in ve Mehmet Ağar’ın, Sönmez Köksal’ın tanık olarak dinlenmesi talebini ise ret etti. Duruşma 20 Nisan 2022 tarihine ertelendi.
AV. PİROĞLU: ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNE GİDECEĞİZ
Avukat Özgür Piroğlu duruşmadaki bütün taleplerinin reddedilmesini eleştirerek mahkeme sonrasında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Tansu Çiller’in, Mehmet Ağar’ın, Sönmez Köksal’ın dinlenmesine mahkemeden talep ettik ama tümü şimdiye kadar olduğu gibi reddedildi.
Mahkemenin bundan sonraki seyri bu şekilde olmayacak. Bizler Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gideceğiz. Ayrıca Almanya devleti ile de görüşmeler yapacağız. Bu hususta Alman Büyükelçiliği ile görüşmeler yapacağız. Almanya’daki faaliyetlerimizi hızlandıracağız ve Almanya bu katilleri Türkiye’ye teslim etmelidir. Ya da Almanya bu katilleri kendisi yargılanmalıdır. Almanya, Beşar Esad’ın adamlarını Suriye’de işledikleri suçlar gerekçesiyle yargılıyor ama Madımak Sivas Katliamı’nın katillerini Alevi soykırımı yapanları yıllardır koruyup kolluyor. Almanya artık bu duruma son vermelidir. Ya bu katilleri kendisi yargılamalı ya da Türkiye’ye teslim etmeli.”
PİRHA/ ANKARA
Yoruma kapalı.