Alevi Haber Ajansi

‘Madımak Alevi soykırımı; AYM’den olumsuz sonuç çıkarsa Uluslarası Ceza Mahkemesi’ne gideceğiz’

PİRHA-Anayasa Mahkemesi, dinci/faşist kalabalıklar tarafından Madımak Oteli’nde katledilen Alevilerin yakınlarının 10 yıl önce yaptığı bireysel başvuruyu 15 Şubat’ta görüşecek. Katliamda yaşamını yitiren Gülsüm Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, “Bu politik bir cinayet. Bence ‘insanlığa karşı suçtu’ diyecek mahkeme. Ancak olumsuz sonuç çıkarsa uluslararası mahkemelere gideceğiz, biz hazırlıklarımızı yapmış durumdayız” dedi. Karababa ayrıca Hollanda’nın vatandaşları Carina Cuanna Thedora Thuys’a sahip çıkması çağrısında da bulundu. 

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te binlerce dinci/faşist kalabalık tarafından askerin, polisin, valinin gözü önünde yakılan Madımak Oteli’nde hayatını kaybeden Alevilerin yakınlarının bireysel başvurusu Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde. AYM, başvuruyu 15 Şubat’ta görüşecek.

2014’te yapılan bireysel başvuruda, yargılama sürecinin etkili yapılmadığı ve adil yargılamaya ilişkin hükümlerin ihlal edildiği kaydedilmiş, Madımak Oteli’nin yakılmasına ilişkin eylemin “insanlığa karşı suç” kapsamında değerlendirilmesi ve bu sebeple zamanaşımına uğramaması gerektiği belirtilmişti.

Bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü’nce 29 Haziran 2021’de görüşüldü ve incelenmesi ertelendi. Yüksek Mahkeme, 14 Aralık 2023’te başvuruyu tekrar ele aldı, görüşülmesini bir kez daha erteledi. Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü en son 25 Ocak 2024’te, bireysel başvurunun Genel Kurula sevkine karar verdi. Genel Kurul, başvuruyu 15 Şubat Perşembe görüşecek.

Madımak Katliamı’nda hayatını kaybeden Gülsüm Karababa‘nın ağabeyi Hüseyin Karababa, konuya ilişkin PİRHA‘ya konuştu.

“30 SENEMİZ GİTTİ, KIZIMIZIN ARKASINI BIRAKMAYACAĞIZ”

Anayasa Mahkemesi’ne aileler olarak birlikte başvurduklarını belirten Hüseyin Karababa, çıkacak sonuç ne olursa olsun davanın peşini bırakmayacaklarının altını çizdi. Karababa, “Zaman aşımı olamayacağını iddia etmiştik. 7 katil hiç ceza yatmadan salıverildi, serbest dolaşmalarını sağladılar. Cafer Erçakmak da bunun içerisinde. Devlet şu an da sıkışık durumda çünkü bizim bunu soykırım olarak, insanlığa karşı suç olarak ispat ederek uluslararası mahkemeye gideceğimizi gördüler. Bir Alevi soykırımı olduğunu biliyorlardı, bizim de çözdüğümüzü gördüler. Hızlı adım atıyorlar dikkat ederseniz, 19 Ocak’ta ele aldılar hemen hızlı bir şekilde 15 Şubat’a çektiler.

Bence “insanlığa karşı suçtu” diyecek mahkeme. Olumsuz sonuç çıkarsa Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gideceğiz, biz hazırlıklarımızı yapmış durumdayız. 30 senemiz gitmiş. Biz çocuğumuzu sokakta bulmadık, kızımızın arkasını bırakmayız” dedi.

“YALNIZLAŞTIRILDIK, DAVA SIRADANLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILDI”

CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumunu eleştiren Karababa, şu ifadeleri kullandı:

“Karamollaoğlu ile barışarak, bizim adımıza helalleşerek bizi mahvetti. Partimiz yok, anamız, babamız yok. Yalnızlaştırıldık. Alevilerin tümü cahildir diye düşünüldü ama biz öyle değiliz. Biz okur, yazar bir aileyiz. Sıradanlaştırarak, sıradan bir ağıt haline getirmeye çalıştılar. Bu sıradanlaştırılacak bir şey değil; bu politik bir cinayet, siyasi bir cinayet. Bir inanç grubunu hedef alarak önceden tasarlamak suretiyle öldürme, yaralama, yerinden, yurdundan etme söz konusu. Mahkemeden çıkan karara göre konum alacağız.”

“HOLLANDA VATANDAŞLARI CARİNA CUANNA’YA SAHİP ÇIKMALI” 

Hüseyin Karababa ayrıca katliamda yaşamını yitiren Hollanda vatandaşı Carina Cuanna Thedora Thuys’tan da söz etti. Karababa, “Bu katliamda Hollanda vatandaşı Carina Cuanna Thedora Thuys hayatını kaybetti. Geldiğimiz noktada dava Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gidecektir. Başta Hollanda Kralı Willem-Alexander olmak üzere Hollanda Adalet Bakanı Dilan Yeşilyurt üzerlerine düşeni yaparak vatandaşlarına sahip çıkmalıdırlar” diye konuştu.

SİVAS KATLİAMI DAVA SÜRECİ

Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Kültür Derneğince organize edilen Pir Sultan Abdal’ı Anma Etkinliği sırasında Madımak Oteli’nde aralarında sanatçıların da bulunduğu 33 kişi yakılarak öldürüldü. Olaydan sonra 124 kişi hakkında ‘laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma’ suçlamasıyla açılan davalar güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya alındı. Ankara 1 No’lu DGM 26 Aralık 1994’te hükmü açıkladı. 26 sanık 20’şer yıl hapse çarptırıldı ancak katliamda Yazar Aziz Nesin’in tahrik ettiği iddiasıyla cezalar 15 yıla indirildi. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten 60 sanık 3’er yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yakalanamayan eski Sivas Belediyesi Meclis Üyesi Cafer Erçakmak’ın dosyası ayrıldı, 37 kişi için beraat kararı verildi.

33 SANIĞA İDAM CEZASI VERİLMİŞTİ SONRA MÜEBBETE ÇEVRİLDİ

Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise katliamın, ‘Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik olduğunu’ belirterek DGM’nin kararını esastan bozdu. DGM’nin bozma kararına uyarak yeniden başlattığı yargılama sonucunda 33 sanık idam cezasına mahkum edilirken, 4 sanık 20’şer yıl, bir sanık 15 yıl, 27 sanık 7 yıl 6’şar ay, 2 sanık 5’er yıl ağır, bir sanık ise 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, ilk yargılamada 3’er yıl hapse mahkum edilen 11 sanık hakkındaki kararında direndi, 14 sanığın beraatini kararlaştırdı. 6 sanık hakkındaki dava dosyası ayrıldı, hükümle birlikte tutuklu 4 sanığı tahliye etti. Bu karar da temyiz edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kez, 33 sanık hakkındaki idam kararını usul yönünden bozdu. Mahkeme, üçüncü kararını 16 Haziran 2000’de açıkladı. 33 sanığa idam, 4 sanığa 20’şer yıl, bir sanığa 15 yıl, dokuz sanığa 7 yıl 6’şar ay, bir sanığa ise 5 yıl ağır hapis cezası verildi, iki sanığın dosyası ayrıldı.

Yargıtay, 20 yıl ağır hapis cezası alan sanıklardan Durmuş Tufan ile idama mahkum edilen Mevlüt Atalay ve Ali Kurt hakkındaki hükümleri, Pişmanlık Yasası’ndan yararlanma talepleri konusunda karar verilmemesi nedeniyle bozdu. Ankara 1 No’lu DGM, 4 Nisan 2002’de, sanıkların Pişmanlık Yasası’ndan yararlanma koşullarının oluşmadığına karar vererek, Kurt ve Atalay’ı idam, Tufan’ı da 20 yıl ağır hapis cezasına mahkum etti. İdam cezasının kaldırılmasının ardından idam cezaları müebbet hapse çevrildi.

2012’DE ZAMANAŞIMI KARARI VERİLDİ

Davanın yakalanamayan sanıklarıyla ilgili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 8 Mart 2012’deki duruşmada, zamanaşımı kararı verildi. Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ hakkındaki dava ölmeleri nedeniyle ortadan kalkarken, 5 sanık hakkındaki dava zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Müdahil avukatlarının itirazı üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Temmuz 2014’te zamanaşımı kararını onadı.

Sivas Katliamı ana davasında, Ankara 1 Nolu DGM’de tutuklu yargılanarak hapis cezası alan, Yargıtayın bozma kararı sonrası firari oldukları anlaşılan sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın ise yargılanmalarına Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Mahkeme, 14 Eylül 2023’te, bu sanıklar hakkındaki davayı da zamanaşımından düşürdü.

Binlerce dinci/faşist kalabalık tarafından askerin, polisin, valinin gözü önünde yakılan Madımak Oteli’nde hayatını kaybeden Alevilerin yakınlarının bireysel başvurusu Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde. AYM, başvuruyu 15 Şubat’ta görüşecek.

Buse Nehir DEMİR/PİRHA

İLGİLİ HABERLER:

Madımak Katliamı, 15 Şubat’ta AYM gündemine geliyor
Sarıhan: Madımak Katliamı Davası ile ilgili AYM’den adil bir karar çıkmasını istiyoruz
AYM, Madımak Katliamı başvurusunu görüşecek; ‘Geç gelen adalet, adalet değildir’ -VİDEO
Hüsniye Çelik: AYM’de görüşülecek Madımak Katliamı davasına sahip çıkalım-VİDEO
Hasan Gülüm: İktidarı mahkeme kararlarını uygulamaya zorlamamız gerekiyor-VİDEO

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak