PİRHA- Laikliğe Çağrı Birlikteliği, 20. Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş grubu çocukların eğitimine din eğitimi eklenmesini protesto ederek bu kararı alan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve diğer bürokratlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Geçtiğimiz günlerde yapılan 20. Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş grubu çocukların eğitimine din eğitimi eklenmesi kabul edildi. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer başkanlığında toplanan Şura Genel Kurulu, okul öncesi eğitime din eğitiminin eklenmesini oylama yaparak kabul etmişti.
Eğitim İş, ADD, ÇYDD, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Vakfı Ve Kadın Komisyonu, İKD, Karaözü Şahruh Derneği’nin oluşturduğu Laikliğe Çağrı Birlikteliği, 20. Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş grubu çocukların eğitimine din eğitimi eklenmesini protesto ederek bu kararı alan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve diğer bürokratlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusunda bulunan Laikliğe Çağrı Birlikteliği, Ankara Adliyesi önünde konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. “Din dersleri kaldırılsın, cemaat yurtları kapatılsın” vurgusu yapılan açıklamada, 20. Milli Eğitim Şûra üyelerini bilime davet ediyoruz denilerek, okul öncesi dini eğitimin psikolojik bozukluğa yol açtığı söylendi.
“OKULLAR İBADETHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) 4-6 yaş grubu çocuklar için açtığı kuran kurslarına, fiilen Osmanlı döneminin sübyan mektebi işlevi verildiği ifade edilen açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Sünni İslam’ın temsilcisi olan DİB, kısa süre önce 4-6 yaş grubu çocuklar için açtığı Kur’an kurslarının, ‘anaokulu’ olarak kabul edilmesini ve okul öncesi eğitime ‘din eğitimi’ dersi eklenmesini istemiştir. Tarihsel bir yanılgıyla sermayenin ve iktidarın yanında konumlanan Memur Sen ise, 19. Milli Eğitim Şûrası’nda, çocuk hakları sözleşmesine, Anayasa’ya ve yasalara aykırı biçimde okul öncesi eğitim programına “zorunlu din dersi konulmasını” istemiştir. Bu taleplerinde ısrarcı olduklarını ifade eden Mem-Sen Başkanı, “Cumhurbaşkanının himayesinde” Saray’da başlayan 20. Milli Eğitim Şûrası’nda konuyu yeniden gündeme getireceklerini belirtmiştir.
AKP çevresinin bilime olan kini ve saldırılarının sonu gelmiyor. Her gün bir medeni kazanımımıza saldırıyor, müfredatı değiştiriyor, okulu ibadethaneye dönüştürüyor. İhtiyaç hisseden insanlarımız, çocuklarımız için; cami, mescit, ilahiyat, Kuran kursu, imam okulu, cemaat, şeyh, şıh, tükürükçü, üfürükçü, seccadeci, tespihçi ve daha on binlerce odak varken, yetinmiyor, yenileri olsun istiyor.”
“YASA, ETİK VE BİLİMDIŞI TALEPLERDEN VAZGEÇİN”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın cemaat ve tarikatlara para aktardığı belirtilen açıklamada; “DİB’nın, cemaatlerin, hocanın, vaizin masrafını cebimizden zorla almaları yetmemiş gibi, okulu, sokağı, resmi kurumları, kışlayı, cami ve mescit haline getiriyor, kamu bütçesinden ödenek ayırıyor. Zımni anlamda herkesi namaz kılmaya, türban takmaya, abdest almaya, oruç tutup, sure öğrenmeye zorluyor! Onlar zorladıkça millet dinden-imandan soğuyup deist oluyor. Bilim, çocuğun, “cin, peri, cehennem” gibi hayali nesnelerle korkutulmasının, çocuklarda endişe, umutsuzluk, suçluluk duygusu yarattığını kanıtlamışken, çocuklarımıza itaat, biat gibi bilim dışı referanslar vererek, çocuk haklarına ve geleceğimize ihanet ediyor. Yetkilileri, yasa, etik ve bilimdışı taleplerinden vazgeçmeye çağırıyor, yasalar önünde konunun takipçisi olacağımızı bildiriyoruz” denildi.
“TÜM CEMAAT YURTLARININ VE DENETİM DIŞI KURAN KURSLARININ KAPATILMASINI İSTİYORUZ”
AKP Hükümeti tarafından destek gören ve “dini oluşum” olduğunu iddia eden, cemaat ve cemaat yurtlarında, ahlak dışı ilişki ve çocuk tecavüzlerinin yaşandığı da hatırlatılan açıklamaya şu sözlerle devam edildi:
“Sıklıkla ortaya dökülen bu çocuk ve insan trajedileri, kamuoyunu acılar içinde bırakmaktadır. Bunun tek sorumlusu, dinimizi her türlü çıkar aracı haline getiren AKP Hükümetidir. Daha dün, Erzurum’da Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı merkez Palandöken ilçesinde bulunan Hacı Bahattin Evgi yatılı erkek Kur’an kursunda yedi çocuk cinsel istismara uğramış, Kepez İlçesindeki Antalya İlim ve Kültür Derneği (Alim Derneği) öğrenci yurdunda aşçı İhsan Güney, henüz bilinmeyen bir nedenle Akdeniz Üniversitesi birinci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un başını satırla kesmiş, kestiği başı, Tuğrul’un göğsünün üzerine koyup, “Deccal’i vurdum” diye bağırmıştır.
Sonuç itibarıyla bu tür dini oluşumların içinde her gün yeni tecavüzler, boğazlanmalar yaşanıyor ve bunların ancak yüzde biri gün ışığına çıkıyorken, yeni kurum ve kurallarla bu ağı genişletmek neden? Bu itibarla bizler, tüm cemaat yurtlarının ve denetim dışı Kuran Kurslarının kapatılmasını istiyor, kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.