PİRHA-Kültür Bakanlığı’na bağlı bir Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulacağının duyurulmasına tepki gösteren DAD Eş Genel Başkanı Musa Kulu, “Bu anlamıyla Tayyip Erdoğan’ın yahut da devletin Alevilere biçtiği bu don asla bizim kabulümüz olmaz, olmamalıdır. Biz eşit yurttaşlığı, kurucu yurttaşlığı ve insanlıktan ve yaşamdan gelen hakkımızı kullanmak istiyoruz.” diye konuştu.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulacağını açıklamasını PİRHA‘ya değerlendirdi. Kulu, Erdoğan’ın sözlerine tepki göstererek, “Tayyip Erdoğan’ın yahut da devletin Alevilere biçtiği bu don asla bizim kabulümüz olmaz” dedi.
“AKILDAN YOKSUN BU YAKLAŞIM ALEVİLERE HAKARETTİR”
Erdoğan’ın açıklamalarını “Alevilere hakaret” olarak yorumlayan Kulu, şunları söyledi:
“Ülkede nüfusun yüzde yirmi beşine tekabül eden Alevi toplumsalıyla ilgili bir açıklama yapacak. Bu geçmişte AKP’nin yaptığı bütün açıklamaları göz önüne aldığımızda sonuç alamadı. Şimdi siz bir toplum sağlığı, bir inancı, bir dili, bir kültürü getirip Kültür Bakanlığı bünyesinde bir daire başkanlığına bağlarsanız bu inkarın ötesinde tamamen yok sayılmadır, bitirme girişimidir. Siz yoksunuz, bizim istediğimiz ölçülerde, bizim kalıplarımızda, bizim tanımladığımız şekilde kabul ederseniz biz de sizin elektrik, su paranızı yahut da tadilat tamiratınızı yapacağız. Bu kadar düşkün, bu kadar insanlıktan, edepten, akıldan yoksun, bir yaklaşım Alevilere hakarettir.
Biz inancımızı, biz dilimizi, kültürümüzü, tarihsel hafızamızı yaşamak için zalimden ve erkten bir beklentimiz yok, asla olmamalıdır. İnancımızı kendimiz gibi, kendi tanımladığımız gibi ve on binlerce yıldır bir süzgeçten geçen, bugüne gelen bu inancı bildiğimiz ve inandığımız yol ulularımızın, pirlerimizin, ocaklarımızın rehberliğinde yaşamak istiyoruz. Aleviliği semavi dinlerin içerisinde değerlendirmek yahut da bir inancın mezhebi olarak görmek onun inkarıdır. Onun yok sayılmasıdır. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Her şeyden önce bütün evreni Hakk bilen, bu Hakk bilme inancıyla, kültürüyle yaşayan bir inancız. Biz dünyayı mülk olarak görmeyiz. Bugün iktidarın bize biçtiği don bu iktidarın yahut da bu sistemin tebaası olarak görmektir. Çünkü Türk-İslam sentezi üzerine inşa edilen bu yapı sizi tebaa olarak görür. Ama tebaanın en kötü hali olarak size biçileni kabul edersiniz, yoksunuz demektir.”
“DEVLETİN ALEVİLERE BİÇTİĞİ DON ASLA KABULÜMÜZ OLAMAZ”
Kulu, cemevlerinin Kültür Bakanlığı’na bağlanmasının yol açacağı sorunlara da değinirken, Kültür Bakanlığı tarafından kabul görür, eğer Alevi kurumları, cemevleri buna biat ederse ne olur?” sorusunu sordu. Kulu, konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
“Kültür Bakanlığı bir vaaz yazar, sen de cemevinde okumak zorunda kalırsın. Devletin her söylediği hakikat olarak görürsün. Senin inkarın üzerine kurulan bu mekanizmanın sadece kölesi olursun. Bu anlamıyla Tayyip Erdoğan’ın yahut da devletin Alevilere biçtiği bu don asla bizim kabulümüz olmaz. Olmamalıdır. Biz eşit yurttaşlığa, kurucu yurttaşlığı ve bütün hakla insanlıktan ve yaşamdan gelen hakkımızı kullanmak istiyoruz.
Dilimizde, kültürümüzde, inancımızla, yaşamımızla ibadethanelerimizle, kutsallarımızla bunu yaşamak istiyoruz. Biz bir lütufta bulunduran bir devletin lütfunu kabul etmiyoruz. Bir ocaklarımız, dergahlarımız, ziyaretgahlarımız, dilimiz, kültürümüz, anayasal teminat altına alınmadan bu ülkede barışın, demokrasinin, kardeşliğinden söz edemeyiz. Hangi dilden, hangi etnik kimlikten geliyorsanız gelin, hangi inançtan geliyorsanız gelin siz anayasal güvenceye kavuşmadığınız sürece asla bir hükmünüz olmaz, bir değeriniz olmaz, bir kabulünüz olmaz.
Alevilerin talebi cemevinin ibadethane sayılması olarak da tanımlanamaz. Ccemevinin elektriği suyu parasının ödenmesi, tadilatını yapması, kap kacağın verilmesi noktasında indirmek Aleviliği inkardır. Bir sefer Pir Sultan’ın dediği gibi “Bizim itlerimiz bile haram lokma yemez.” Bu ülkede vergi veren, bu ülkenin bütün ekonomisine, yaşamına, sosyal hayatına katılan bir toplum sağlığı, bir inancı, bir kültürü, bir tarihsel hafızayı siz getirip Kültür Bakanlığı bünyesinde değerlendirirseniz, siz aslında yok saymışsınız demektir. Bu bir biat ettirme halidir. Ve bütün Aleviler dünyanın neresinde yaşıyorsa yaşasın hanesinde, sokağında, evinde ve yaşamın her alanında hak ve özgürlüklerini, taleplerini, inancını kendisi gibi yaşama dilek ve isteğini emek katarak en üst noktadan talep etmesi hayata geçirmesi gerekiyor.”
PİRHA / DERSİM
İLGİLİ HABERLER
> Erdoğan’dan Alevi inancıyla bağdaşmayan ‘müjde’ler; Alevi hakları yine yok!
> Alevi örgütlerinden Erdoğan’a: Açılım değil Alevilere darbedir!-VİDEO
Yoruma kapalı.