PİRHA-Hz. Hüseyin’in kendi hakikati için ölümü göze almasının Alevi inancında çok kıymetli olduğunu belirten DAD Eş Genel Başkanı Musa Kulu, “Bu topraklarda yaşanan bütün acıların Kerbela olduğunu bilen bir noktadan hayata bakmamız daha doğru olur. Koçgiri, Dersim, Zilan, Maraş, Sivas ve Suruç bir Kerbela’dır. Çünkü zulüm üreten sistem suçsuz ve günahsız insanları katletmiştir” dedi.
Muharrem ayı Aleviler için yas ayıdır. Muharrem ayı, 680’de Kerbela’da Yezit tarafından katledilen İmam Hüseyin ile 71 kişi için tutulan oruç bir yas ayıdır ve İmam Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır.
Aleviler, Kerbela Katliamı’nın yası nedeniyle 3 gün Masum-u pak, 12 gün ise Muharrem orucu tutuyor. Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez, hiçbir canlıya eziyet edilmez. Eğlenceden uzak durulur.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu, Muharrem orucuna ilişkin PİRHA’ya konuştu.
“ZULÜM ÜRETEN SİSTEM SUÇSUZ VE GÜNAHSIZ İNSANLARI KATLETMİŞTİR”
Hz. Hüseyin’in kendi hakikati için ölümü göze almasının Alevi inancında çok kıymetli olduğunu belirten Musa Kulu, “Zulmün verdiği nimet, makam, mal ve mülke rağmen ölümü göze almak çok kıymetli bir şeydir. Bu topraklarda yaşanan bütün acılarKerbeladır. Koçgiri, Dersim, Zilan, Maraş, Sivas ve Suruç bir Kerbela’dır. Çünkü zulüm üreten sistem suçsuz ve günahsız insanları katletmiştir. Bütün bu acıları bilerek barışı, kardeşliği, özgürlüğü beraber ortak vatanda rıza anayasasıyla birbirine ikrar vererek öldürmeden, asimile etmeden beraber yaşama imkânı ve olanağını yaratan bir duruşun sahibi olmadığımız sürece bu tür katliamlar ve zulümler devam eder” dedi.
“ESAS KERBELA’YI GELECEKTE GÖRECEĞİZ”
Başkasının acısını görmeyen ve hissetmeyenin insanlığının da tartışılmasını gerektiğini vurgulayan Kulu, “Bugün bu coğrafyada halen zulüm sürüyorsa, halen kapitalist modernitenin biraz daha büyümesi için insanların emeğini, kültürünü, inancını, toprağını ve suyunu koruyamıyorsa esas Kerbela’yı gelecekte göreceğiz. Çünkü bir bütün olarak coğrafyamız, inancımız ve kültürümüz yok ediliyor. Geçmişi tabi ki unutmayacağız ama gelecekteki Kerbela’ların ortadan kalkması için bir gayretin sahibi olmamız gerekiyor. Bunu fark ettiğimiz zaman geleceği Kerbela olmaktan kurtaracağız, yoksa önümüzde bizi bekleyen çok büyük Kerbelalar var. Biz doğayı, suyu, inancımızı, dilimizi bitirdiğimiz zaman Kerbela’ya bile gerek kalmaz, çünkü bunun ötesi yok olmadır” diye konuştu.
Cihan BERK-Nuray ATMACA/PİRHA
Yoruma kapalı.