PİRHA- Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneğinde semah kursu alan, semah dönen kadınlar, yaptıkları çalışmaları ve duygularını anlattı. Semah dönerken çok güzel duygular yaşadıklarını belirten kadınlar, “Antalya’da yaşayan kadınların cemevinde yapılan çalışmalara katılmalarını ve destek vermelerini istediler.
Antalya’da Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneği’nde semah kursu alan kadınlar, yaptıkları çalışmaları ve yaşadıkları sorunları PİRHA’ya anlattılar.
14 yıldır Antalya’da yaşayan ancak Ankara’da doğup büyüyen Çorumlu Alev Ayık, “Cemeviyle tanışma fırsatımız aslında çok önce olmuştu. Kendi köyümüzde de cemevimiz var. Oraya da gidiyorduk. Ama tabi böylesine kapsamlı değildi, bir odadan ibaretti” dedi.
“SEMAH DÖNERKEN MANEVİ BİR DUYGU İÇERİSİNE GİRİYORUM”
12 yaşında çocuğunu saz kurusuna yazdırmak için cemevine gittiğini belirten Ayık, “Bir gün arkadaşımla otururken cemevine gidelim, ziyaret edelim dedik. Gittiğimizde çok sıcak karşıladılar. 12 yaşında oğlum var, onun için bağlama kursu sordum. Daha önce burada bu tarz kurslar verildiğini biliyordum. Hatta kendim de kayıt olmak istedim, destek verdiler, yardımcı oldular. Cemevi yönetiminden Sevil Demir arkadaş bana cemevinde semah kursu olduğunu söylemişti. Bugün de semah kursuna geldik. Semah çalışmasını izlerken kendimi tutamadım onların içerisinde olmayı düşündüm ve yanlarına çıktım. Bende semah döndüm. Çok güzel, manevi bir duygu yaşadım” diye belirtti.
Kadınlara seslenen Alev Ayık, şöyle devam etti:
“Kadınlar evde oturacaklarına çıkıp cemevine gelsinler. Burada farklı branşlarda kurslar var. Hem aktivite içerisinde olurlar hem de bir faaliyetleri olur. Dertlerini paylaşabilecek, içlerini dökebilecek arkadaş edinirler. Aynı zamanda manevi duyguları yaşarlar. Evde oturacaklarına burada gelip faaliyete katılsınlar.”
Sivaslı olup yaklaşık 30 yıldır Antalya’da yaşayan Önder Şahin ise ”İşletme mezunuyum tasarımlar üzerinde çalışıyorum. Buraya açıkçası hem bilgi almak hem de Alev arkadaşın çocuğuna bağlama kursu için merak edip gelmiştik. Her şeyin bir ilki vardır geç kaldık ama sonra buradaki arkadaşlar bizi çok sıcak karşıladılar. Onlarla tanıştık, gayet sıcak bir ortamla karşılaştık” dedi.
Cemevine ikinci kez semah için geldiklerini belirten Şahin, “Bu ikinci gelişimiz. Semah kursu vardı onu izledim harikaydı. Burada anı yaşamak çok farklı ve keyifli. İkinci gelişimiz olmasına rağmen kendimize adeta ev sahibi hissettik. Herkesi bütün canları buraya gelmeleri için davet ve tavsiye ediyorum. Çalışıyor olabilirsiniz, mesainiz bitince yoğun olabiliriz. Sokaklarda kafelerde zaman geçireceğimize kendi aramızda sohbet olsun, muhabbetiniz olsun. Bilgi ve kültürümüzün gelişmesi açısından çok önemli” şeklinde konuştu.
“BU YOLA HİZMET İÇİN HER TÜRLÜ GAYRETİ YAPIYORUZ“
Uzun yıllardır Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde hizmet yürüttüğünü belirten Semah Eğitmeni Turgay Satılmış da “Kızılarık’ta bulunan gerek Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) gerekse de Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde hizmet ediyorum. Yetişebildiğim kadar canların Hızır’ı olmak için çaba sarf ediyorum. Bu yolun hizmetkârı olmak için de elimden gelen gayreti gösteriyorum. Yeter ki Yolumuzu erkanımızı öğrenelim” şeklinde ifade etti.
“SEMAH KURSUNA GELENLERİN TAMAMI KADIN”
Konyaaltı’nda geldiğinde semah kursuna gelenlerin tamamının kadın olmasından dolayı çok duygulandığını da belirten Turgay Satılmış, “Burada anaları gördüm bundan da gurur duydum. Keşke her tarafta analar olsaydı. Bu ülkede analar, kadınlar ön planda olsaydı ne asgari ücret ne de kadın erkek eşitliği konuşulurdu. Onun için ben anaların burada olmasından dolayı gurur duydum.
Turgay Satılmış gençlerin semah kursuna katılımın az olmasını da şöyle değerlendirdi:
“Burada analar ön planda. Gençlerin gelmemelerinin nedeni anne baba ile olan ilişkilerinin zayıf olması. Oysa gençler daha zeki daha akıllılar. Ancak evlerde ana babalarla yeterli muhabbet olmadığından ya da eksik olduğundan çocuklar da gelmiyorlar.”
“ALEVİLİK DÜNYADA EŞİ BENZERİ OLMAYAN BİR İNANÇ”
Semah Eğitmeni Turgay Satılmış cemevlerine gelmeyen gençlere seslenerek, “Bugün dünyada eşi benzeri görülmeyen bir Yolumuz, bir erkânımız var. Burada muhabbetlerimiz var, saygı, sevgi eşitlik var. Cemevlerinin sosyal ilişkinin en yoğun yer olduğuna inanan biriyim ve yıllardır bu işlerin içerisindeyim. Hiçbir yerde bu anlamda sosyalleşme olduğunu zannetmiyorum. Çünkü buraya 3 yaşında da 70 yaşında da canlar geliyor. 3 yaşında olan çocuk konuşurken, 70 yaşında bir canımız onu can kulağı ile dinliyor. Bunu başka bir yerde göremezsiniz. Gençler kendilerini burada çok güzel ifade edebiliyorlar, başka yerde konuşamıyorlar. Burada özgürce davranabiliyorlar. Muhabbetin özü burada. Burada Yolumuzu erkânımızı, aynı zamanda felsefe, doğa, evren insan ilişkisi öğretiliyor” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZI KÜÇÜKKEN CEMEVLERİNE GETİRELİM”
70 yaşındaki Cemile Mertoğlu da eşinin asker olmasından kaynaklı ülkenin birçok yerinde görev yaptıkları için cemevine gitme şansının olmadığını belirterek, “25 senemiz İstanbul’da geçti. 20 senedir Antalya’da oturuyorum. Benim çocuklar hiç cemevi görmedi. 35-40 yaşına kadar hiç cemevi görmeyince onları buraya uyduramıyorsunuz. Antalya’ya geldikten sonra 1-2 sefer geldiler, ondan sonra gelmediler, gelmiyorlar. Bu çocukları küçükken alıştırmamız lazım. Soruyoruz, ‘biz sıkılıyoruz, artık bir sefer geldik, gördük yeter ‘diyorlar. Gerçekten benim olduğum yerde eğer cemevi olsaydı çocuklarımı götürebilseydim küçük yaşta alışırlardı” ifadelerini kullandı.
Babasının zakir olduğunu ancak 10 yaşındayken babasının Hakk’a yürüdüğünü belirten Mertoğlu, “Eşim 10 yıl önce emekli olduktan sonra cemevine geliyorum. Çocukluğumda elimizden tutup cemevine götürüyorlardı ama benim çocuklarım için öyle bir fırsatım olmadı” dedi.
“KADINLAR CEMEVLERİNE GELSİN ETKİNLİKLERE KATILSINLAR”
Kadınlara çağrıda bulunan Mertoğlu, şunları söyledi:
“7-8 yıldır semah dönüyorum. Kadınlar toplum içerisine girsinler cemevlerine gelsinler, etkinliklere katılsınlar. Evde boş oturmasınlar. Gelir burada muhabbete katılırlar. Burada koro, semah, saz kursları var, halk oyunları var, İngilizce kursları var. Burada etkinliklerimiz oluyor, gelip görsünler. Sahip çıksınlar, boş bırakmasınlar, etkinliklere katılsınlar, hizmet versinler.”
“ALEVİ DEĞİLİM ANCAK ALEVİ İNANCI VE KÜLTÜRÜNÜ ÇOK SEVİYORUM”
Mersin Mut’lu olduğunu ancak Alevi inancından olmadığını belirten Hatice Yılmaz ise “Bu kültürden değilim ama bu kültürü tercih ederek geliyorum. Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal ve Halacı Mansur’un, bu kültürün aşığıyım. Ben bu kültürü sonradan öğrendim” dedi.
“EMEKLİ HAYATIMI SONUNA KADAR CEMEVİNDE GEÇİRECEĞİM”
Emekli hayatını sonuna kadar cemevinde geçirmek istediğini belirten Hatice Yılmaz, “İzmir’de bir kamu kuruluşundan emekliyim. Buraya da saz ve semah kursu için geliyorum. Hepsini yapabildiğim kadar gelmek istiyorum ama en çok sevdiğim Semah. Çünkü semah dönerken aynı turnalar gibi havaya bürünüyorum adeta, semahta kendimi kaybediyorum” diye belirtti.
Cemevinin yöneticileri ve çalışanlarını çok sevdiğini belirten Hatice Aydın, “Ben daha önceleri semahı bir folklor zannediyordum, o kadar cahilmişim. Cahilliğimle savaşan biri olarak kendimden utandım” dedi.
“HACI BEKTAŞ VELİ’NİN EŞİNE “EŞİTİM” DEMESİ BENİ CEMEVİNE GİTMEMDEKİ EN ÖNEMLİ NEDENDİR”
Buraya gelmesinde Hacı Bektaş Veli’nin eşine ‘Eşitim’ demesinin bile yeterli olduğunu belirten Yılmaz, “Kendileri büyük bedel ödemişler. Nesimi’nin derisi yüzülmüş. Onların acısını içimde hissediyorum. Bir insanın derisi nasıl yüzülür? Cehalet ne kadar kötü bir şey. Alevilerin aydın insanlar olduğunu düşünüyorum. Cehaletten nefret ediyorum, cahil insanlara merhaba bile demek istemiyorum” diye konuştu.
Semahı ilk defa Kızıldeli Sultan Ocağı Yol yürütücüsü Mustafa Sazcı’dan öğrendiğini belirten Yılmaz, şunalrı kaydetti:
“Onu da çok seviyorum. Cemlere katıldım. Yapılan 2 cemde görev aldım, çok güzeldi. Ben Alevilerden ayrı bir insan olduğumuzu düşünmüyorum. İki çeşit insan vardır iyi ve kötüler. Ben bu kültürü çok seviyorum.”
“KADINLAR DÜNYAYI DEĞİŞTİRECEK TEK CANLIDIR”
Kadınlara mesaj göndermek istediğini de belirten Yılmaz, “Kadınlar dünyayı değiştirecek tek canlıdır. Kadınlar bu dünyayı değiştiremezse hiç kimse değiştiremez. Tek kelime cehaleti yenecek olan da kadındır. Bütün kadınları buraya (cemevine) davet ediyorum.
Uzun süredir cemevinde tiyatro, halk müziği ve semah eğitimi aldığını, aynı zamanda Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü ve Cemevi yönetiminde görev aldığını belirten Sevil Demir, “Yönetimdeki görevim kültür ve sanatı koordine etmek. Buradaki amacımız Alevi Kültür ve sanatını gençlere kadınlara tanıtmak. Burada saz, folklor, piyano, çocuklar için drama, büyükler için semah, tiyatro kurslarımız, halk müziği koromuz var” dedi.
“ALEVİ KÜLTÜR VE SANATINA DÖNÜK ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ”
Kültüre ve sanata dönük çalışmalar yürüttüklerini belirten Demir, “Projeler hazırlarken cemevi yönetimi olarak her zaman kadınlar çocuklar ve gençler için empati yöntemini kullanıyoruz” diye belirtti.
Emekli olana kadar gücünü ve enerjisini eşi için sarf ettiğini belirten Sevil Demir, “Emekli olduktan sonra cemevini ancak fark edebildim ve ondan sonra cemevine gelmeye başladım. Adeta burada kendimi resetledim” dedi.
Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü cemevine ilk geldiğinde semahla işe başladığını belirten Demir, “Daha sonra tiyatro, ardından koroya katıldım. O dönemler 2020 dönemi olan pandemi dönemiydi. Pandemi sonunda cemevinin bana çok büyük getirileri oldu. Tabii hiç bırakmadım, 4-5 yıldır gelip gittiğim için bütün kurslara katılma fırsatım oldu” şeklinde ifade etti.
“CEMEVİNE ÖĞRETMEN BULMAKTA ZORLANIYORUZ”
Demir, cemevi yönetimine aday olmasındaki gelişmelere ilişkin ise şunları ifade etti:
“Arkadaşlar nasıl olsa burada etkinliklere katılıyorsun, diyerek yönetim için bana teklifte bulundular. Ben de bu teklifi değerlendirdim ve kabul ettim. Gerçekten hayatım değişti. Hayatımla birlikte burada bir şeyler yapmak ve yenilikler getirmek istedim. Zaten var olan etkinlikler devam ediyordu. Üzerine birkaç katkıda bulunmaya çalıştım sağ olsun yönetimdeki arkadaşlar da destekledi ve her zaman arkamda oldular.
Cemevi yönetim olarak tüm canlara ve kurumlara her türlü yardımı yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca tüm kurum ve kuruluşlara, gruplara yönelik çalışmalar ve organizasyonlar yapmakla birlikte dışarıdan paneller, toplantılar, seminerler tiyatro gibi talepler de olursa bunlara da cevap oluyoruz.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.