PİRHA- Köln Alevi Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen “Suriye ve Ötesi: Alevilere Yönelik Soykırımlarla Yüzleşme ve Direniş Hafızası” çalıştayda, Alevilere yönelik tarihsel ve güncel tehditler ele alındı. Avrupa’daki Alevi kurumları tarafından organize edilen çalıştayda tüm dünyadaki Alevilerin bir araya gelmesi için Dünya Aleviler Birliği oluşumu amacıyla acil kongre çağrısında bulunuldu.
Almanya’nın Köln kentindeki Alevi Kültür Merkezi Cemevinde, “Suriye ve Ötesi: Alevilere Yönelik Soykırımlarla Yüzleşme ve Direniş Hafızası” başlıklı çalıştay gerçekleştirildi.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF), Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Dersim Tarih ve Kültür Merkezi (DKG) tarafınfan düzenlenen çalıştay, Alevi toplumunun belleğinde derin izler bırakan saldırı ve katliamlarda yaşamını yitirenlerin anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
AABK GYK üyeleri Arif Yeşilyurt, Deniz Kaşal ve DKG’den Canan Atalay’ın moderatörlüğünde devam eden çalıştay da, Alevi Kültür Merkezi – Cemvi Köln’ün başkanı Gökhan Berk kısa bir selamlama konuşması yaptı.
Açılış konuşmasını AABF Yönetim Kurulu Üyesi Gülay Kurtyiğit’in yaptığı “Suriye ve Ötesi: Alevilere Yönelik Soykırımlarla Yüzleşme ve Direniş Hafızası” başlıklı çalıştay da gazeteci, akademisyen, hukukçu ve kurum temsilcileri söz alarak sunumlar gerçekleştirdi.
Üç oturumdan oluşan programda, AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat, AAAF Eşit Başkanı Süleyman Serhan Narlı, FEDA Eş Başkanı Demir Çelik, DKG Temsilcileri Ahmet Canpolat ve Yaşar Kaya, gazeteci Hasan Sivri, Dr. Hakan Mertcan, Av. Seyit Sönmez ve Ali İbrahim (Suriye Alevi Topluluğu Sözcüsü) gibi isimler Alevi soykırımlarıyla yüzleşmenin yolları ve dayanışma stratejileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Son oturumda yapılan kapanışta AABK GYK üyeleri Arif Yeşilyurt, Deniz Kaşal ve DKG’den Canan Atalay moderatörlüğünde sonuç bildirgesi kamuoyuna sunuldu. Bildirgede, Suriye ve Türkiye’de Alevilere yönelik sistematik saldırıların belgelenmesi, uluslararası kamuoyunun harekete geçirilmesi ve soykırım tanıması için somut adımların atılması çağrısı öne çıktı.
Çalıştay sonunda yayınlanan sonuç bildirgesinde, Alevilere yönelik baskı, katliam ve soykırımı saldırılarının belgelenmesi, uluslararası kamuoyuna taşınması ve hukuki süreçlerin örgütlenmesi için ortak irade beyan edildi.
“ALEVİLERE YÖNELİK BASKI VE SOYKIRIMLARI KINIYORUZ”
Suriye Ve Ötesi: Alevilere Yönelik Soykırımlarla Yüzleşme Ve Direniş Hafızası Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi şöyle:
“Avrupa’daki Alevi kurumları olarak, özellikle Suriye’de ve Türkiye’de Alevilere yönelik sistematik baskı, ayrımcılık ve şiddet politikalarını en sert biçimde kınıyoruz. Geçmişte olduğu gibi son yıllarda da birçok şehirde katliamlar yaşanmış; bugün ise Suriye’de bu saldırılar soykırım boyutuna ulaşmıştır. Katliam ve soykırım suçları, bölgedeki köklü dini ve siyasi ayrımcılığın açık göstergesidir. Bu nedenle etnik kimliğimiz ve inancımız ne olursa olsun birlikte karşı durmalıyız.
Aleviler tarih boyunca otoriter rejimlerin, milliyetçi hareketlerin ve radikal dinci grupların hedefi hâline gelmiştir. Koçgiri, Dersim (1937-38), Maraş, Çorum, Sivas katliamları ve günümüzde Suriye’nin çeşitli bölgelerinde devam eden saldırılar, sessiz kalınamayacak yapısal bir soykırım zincirini oluşturmaktadır.
“AVRUPA’DA GÜÇLÜ BİR KAMUOYU VE DİPLOMATİK BASKI GEREKLİ”
Özellikle Suriye’deki Alevi topluluklarına yönelik son beş aydır Selefi silahlı gruplar tarafından yoğunlaşan tehdit ve saldırılar büyük endişe yaratmaktadır. Bu tehditlere uluslararası düzeyde kararlılıkla karşı konulmalıdır.
Avrupa medyası, parlamentoları ve sivil toplumu bilinçlendirilerek güçlü bir kamuoyu baskısı yaratılmalı; Avrupa’daki resmî temaslarda Suriye makamlarına Alevilerin korunmasına dair net mesajlar iletilmelidir. Suriye’de Alevilere yönelik son dönemde işlenen suçlar kapsamlı biçimde araştırılmalı ve bulgular uluslararası kamuoyuna açıklanmalıdır. Hedefimiz, Suriye’de yaşayan Alevi, Kürt, Arap, Türkmen, Dürzi, Hristiyan, İsmaililer gibi farklı dini ve etnik topluluklar arasında barış temelinde birlikte yaşamı geliştirecek politikaları güçlendirmektir.
“TÜRKİYE’DE KATLİAMLARLA YÜZLEŞME ŞARTTIR”
Türkiye’de ise Koçgiri, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas katliamları ile Alevi Soykırımının şeffaf biçimde aydınlatılması ve toplumsal yüzleşme sürecinin başlatılması zorunludur. Tüm etnik ve dini azınlıkların eşit haklara sahip olacağı kapsamlı bir demokratikleşme süreci, kalıcı barışın ön koşuludur.
TALEPLER
Bu tarihsel sorumluluğun bilinciyle, Avrupa’daki Alevi kurumları olarak Suriye ve Türkiye’de Alevilere yönelik soykırım niteliğindeki saldırıların ve inanca dayalı baskıların belgelenmesi, görünür kılınması ve uluslararası alanda karşılık bulması amacıyla taleplerimizi açıkça beyan ediyoruz:
1- Ortak İzleme Ve Belgeleme Merkezi Kurulmalıdır
Merkez, güncel olarak özellikle Suriye ve Türkiye’deki Alevilere yönelik suçları sistematik olarak izlemeli, belgeleri arşivlemeli ve hakikat temelli bir bellek oluşturmalıdır
2- Bilgi, Belge Ve Tanıklıklar Düzenli Biçimde Toplanmalıdır
Bu materyaller yalnızca tarihi kayıt değil; aynı zamanda uluslararası hukuka başvurular, soykırımın tanınması ve faillerin yargılanması için dayanak oluşturmalıdır.
3- Avrupa Kamuoyu Bilinçlendirilmelidir
Alevilere yönelik baskıların küresel bir insan hakları sorunu olduğu anlatılmalı; kampanyalar, konferanslar ve lobicilik faaliyetleriyle siyasi gündeme taşınmalıdır. Suriye’deki Alevi Soykırımının dünyaya etkin bir şekilde duyurulabilmesi için acilen bir Alevi Strateji Enstitüsü (düşünce grubu, think tank) kurulmalıdır.
4- Merkez Tarafından Hazırlanan Raporlar Düzenli Yayımlanmalıdır
Bu raporlar Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütlerine sunularak siyasi baskı aracı hâline getirilecektir.
5-Uluslararası Kurumlara Açık Çağrımız
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası kurumları, Alevilere yönelik saldırıların durdurulması ve inanç özgürlüğünün güvence altına alınması için derhal harekete geçmeye çağırıyoruz.
6- Hukuki Takip Ve Dava Stratejileri
Ayrıca saldırıların durdurulması, inanç özgürlüğünün güvence altına alınması ve soykırımın önlenmesi için diplomatik girişimler, bağımsız incelemeler ve hukuki süreçler başlatılmalıdır.
Hukuk Ve Davalar Birimi Kurulmalıdır
Bu birim, Suriye ve Türkiye’deki saldırılarla ilgili evrensel yargı başvurularını hazırlayacak, delil dosyalarını ulusal ve uluslararası mahkemelere sunacaktır. (Örneğin Koblenz davası emsal alınacaktır.)
Zincir-i Delil Protokolü Uygulanacaktır
Tanık ifadeleri, görsel materyaller ve diğer belgeler; mahkemelerin kabul edeceği saklama–aktar–doğrulama zincirine uygun biçimde arşivlenecektir.
Uluslararası İş Birliği Ağı Oluşturulacaktır
Sivil toplum kuruluşları, barolar, insan hakları örgütleri ve akademisyenlerle koordineli çalışılarak delil toplama ve başvuru dosyalarının ortak hazırlanması sağlanacaktır.
Dünya Aleviler Birliği Kongresi Çağrısı
Geldiğimiz süreçte, 72 milletin birliği öğretisiyle dünyanın her yerindeki ezilen halk ve inançlarla birlikte zulümlere karşı birlikte hareket etmek artık erteleyemeyeceğimiz bir sorumluluk olarak karşımızdadır. Bu vesile ile öncelikle tüm dünyadaki Alevilerin bir araya gelmesi için Dünya Aleviler Birliği gibi bir yapının oluşumu amacıyla acil kongre çağrısında bulunuyoruz.
Bizi yok etmeye, bölmeye çalışanlara inat, dayanışmamızı büyütecek; tarihsel sorumluluğumuzla umudu yeşertecek ve Avrupa’daki ile dünyadaki dostlarımızla birlikte insanlık için mücadele edeceğiz. Geçmişin acılarını unutmadan, geleceğin sorumluluğuyla birlikte hareket edeceğiz.
PİRHA/ALMANYA
Yoruma kapalı.