Alevi Haber Ajansi

Köln’de Barış Akademisyenleri’nden Gülmen ve Özakça’ya destek-VİDEO

PİRHA- OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lar ile görevlerinden uzaklaştırılan ve 60 gündür Ankara Kızılay’da açlık grevinde olan öğretim görevlisi Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya destek olmak amacıyla bir grup Barış Akademisyeni, Almanya’nın Köln kentinde sembolik 10 saatlik bir açlık grevi yaptı.

Tarihi Dom Kilisesi önünde çadır açan akademisyenler basın bildirilerini Türkçe, Almanca ve İngilizce olmak üzere 3 dilde okudu. Yapılan açıklamada, “Bedenlerini 60 gündür açlığa yatırmış arkadaşlarımızın sesine ses katmak, açlığına ortak olmak için Türkiye’nin çeşitli kentlerinde Barış Akademisyenlerince başlatılan süreli-dönüşümlü açlık grevine, Berlin ve Köln’de destek veriyoruz” denildi.

Türkiye’de Temmuz 2016’dan bu yana devam eden olağanüstü hal döneminde çıkarılan KHK’lar ile 120 binin üzerinde akademisyen, öğretmen ve memurun, haklarında hiç bir soruşturma ya da yargılama yapılmadan görevlerinden ihraç edildiğine ve ömür boyu kamu görevinden men edildiklerine dikkat çekilen açıklamada, 452’si Barış Akademisyeni olmak üzere, 7 bin 916 akademisyenin, 33 bin 990 öğretmenin ihraç edildiği, Türkiye’de hukuki itiraz yollarının da kapatıldığı ifade edildi.

” TÜM KAMU EMEKÇİLERİ DERHAL İŞLERİNE İADE EDİLSİN”

Açıklamanın devamında şunlar belirtildi:

“Türkiye doğusundan batısına adeta bir açık hava hapishanesi ve yargısız infazlar coğrafyası haline gelmiştir. Yüzbinlerce insan işinden ve yerinden edilmiştir. Daha birkaç gün evvel, son KHK’yla işten atılan Dicle Üniversitesi’nden meslektaşlarımız 1.5 yıl önce attıkları bir barış imzası sebep gösterilerek kabul edilemez şekilde gözaltına alınmış, ülkenin her yeri adeta bir yıkım ve korku alanına dönüştürülmüştür. Tüm baskılara rağmen adalete ve özgürlüğe açlığımızın da had safhaya ulaştığı bu dönemde mücadelemizi çeşitli demokratik yollarla, bu zulme karşı direnenlerle ve onlardan da aldığımız güçle ortaklaşarak sürdüreceğimizi duyururuz. Arkadaşlarımızın açlığını paylaşarak, onların haklı taleplerine destek verdiğimizi, hiçbir baskıyı kabul etmediğimizi belirtmek istiyoruz.

İnsana yakışır, onurlu bir yaşam talebimizle, barış içinde bir arada olma isteğimizle, tüm demokrasi yanlısı güçlerle, bu ülkenin düşünen ve yaratan insanlarıyla, barış ve dayanışma isteğimizle dostlarımızın haklı talepleri için yanlarındayız.  Biz yaşamdan yanayız, ihraç edildiği için intihar eden insanları da görüyoruz. Bunun için haksız ihraçlara artık bir son verilmesini ve haksız bir biçimde işinden atılan tüm kamu emekçilerinin derhal işlerine iade edilmesini talep ediyoruz! Avrupa kamuoyunu bu duruma sessiz kalmamaya çağırıyoruz.”

“YENİ TÜRKİYE’NİN İNŞAASI İÇİN YAPILAN BİR TEMİZLİK OPERASYONU”

7 Mayıs Pazar günü Köln’de yapılan dayanışma eylemi, 14 Mayıs Pazar günü ise Berlin’de başka akademisyenlerin katılımı ile devam edecek. Köln’de eyleme katılan Barış Akademisyenleri  PİRHA’ya destek eylemlerini ve amaçlarını aktardı.

14 yıllık akademisyen olan ve “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atmasının ardından hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucunda 24 Şubat’ta işten çıkarılan Meral Camcı da Gülmen ve Özakça’ya destek için Köln’deydi. Camcı Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya destek olmak amacıyla, onların seslerini çoğaltmak ve duyurmak için süreli dönüşümlü bir açlık grevi eylemi yaptıklarını belirterek şunları söyledi:

“Onbinlerce insan bir gecede işlerinden oldular ve hakları ellerinden alındı. Bunlardan biri de benim. Bundan bir önceki KHK’dan, 1 yıl önce atılmış olduğum üniversiteden bir kez daha kamu görevlerinden men edilerek atılmış oldum. Bu sesi çoğaltmak ve haklı talepleri duyurmak için Köln’deyiz. Haftaya Berlin’de olacağız. Bu eylemlerin duyurmaya etkisi olduğunu düşünüyorum.

Biz Barış bildirisini Ocak ayında paylaştıktan sonra, hak ihlalleri başlamıştı. İşten çıkarılmaları, disiplin soruşturmaları vs. Ben cezaevinde bir süre kalmış olan 4 akademisyenden biriyim. İddianame barış bildirisi üzerine kurulmuştu. Temmuz 2016’da sonra da bütün muhalif güçlerin sesini kısmak, susturmak , kamusal alandaki varlık koşullarını yok etmek üzere bir gecede KHK’larla görevlerinden atıldılar. Bu da yeni Türkiye’nin, yeni üniversitelerin inşaası açısından yapılan bir temizlik operasyonu olarak görülebilir“

“SÜRECİN BAŞINDA TEPKİLERİMİZ BÜYÜK OLMALIYDI”

KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz aslında çok daha öncesinden başlayan bir sürecin ağırlaşarak devam etmesini izlediklerine dikkat çekerek, “On binlerce insan işlerinden, yerlerinden yurtlarından edildi. Biz de onlardan biriyiz. Bugün yüzümüzü Türkiye’ye döndük, çünkü Nuriye ve Semih 180 gündür bir direniş başlattılar. 60 gündür açlık grevi yapıyorlar. Onların sesine ses vermek için, yurtdışı kamuoyunu bilgilendirmek için Köln’de açlık grevi yapıyoruz”şeklinde konuştu.

Yaklaşık 1,5 yıldır  akademisyenlere yönelik uygulamaların yaşandığını dile getiren Akyüz, sürecin tüm muhalif kesimleri kapsayacak şekilde büyüyeceğini ön gördüklerini belirtti. Yeni KHK’larla imzacı olan tüm akademisyenleri ihraç edeceklerini düşündüğüne vurgu yapan Akyüz,  üniversite istemese bile yukardan gelen baskılarla atılmaların devam ettiğine dikkat çekti. Eleştirilmesi gereken noktaların olduğunu kaydeden Akyüz, “Sürecin en başında daha güçlü tepkiler verebilseydik, belki önüne geçebildik. Direniş ve dayanışma devam ediyor” dedi.

“İŞLERİNE İADE EDİLMELERİNİ TALEP EDİYORUZ” 

Barış Akademisyeni Meltem Gürle ise düşüncelerini şöyle aktardı :

“Açlık grevi gibi bir eylem hangi koşullarda bu kadar zorlu eziyetli ve en son koşullarda başvurulacak bir eyleme yöneldiklerini düşünmeleri gerekir. Böyle bir eylemi yapabilmek için diğer kanallardan ümitlerini kesmiş olmaları gerekir. Açlık grevleri başvurulmasını önereceğim bir eylem değil. Ölümden yana değil yaşamdan yanayız. Çıkışsızlık nedeni ile yapıldı bu eylem. Bu eylemin karşılık bulmasını ve işlerine iade etmesini talep ediyoruz”

“HOCALARIN YERDE SÜRÜKLENMESİ KANIMA DOKUNDU”

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen barış bildirisi imzacısı akademisyenlerden Betül Havva Yılmaz Tübingen de bir süredir devam eden eylemleri hakkında şunları söyledi:

“Şubat ayı başında KHK ile ihraç edildim. İhraç gerekçesi ise ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atmaktı. Bu metne 2016 Ocak ayında imza atmıştık. Bir sene soruşturma devam etti. Darbe girişimi sonrasında bildiriye imza atanlar ihraç edildiler. Bize de sıra gelecekti. Bir tercih yapmak gerekti. Akademik kariyerimi devam ettirmek için buraya geldim. İhracımın ardından Tübingen’de sokağa çıktım. Ankara Üniversitesi’nde hocaların yerlerde süreklenmesi, cübbelerin üzerine basılması kanıma dokundu. Sokağa çıktım. Başta endişeliydim. Başka bir ülkede başka insanlara bir şey anlatacaktım. Tübingen’de bir ses çıkana kadar her gün yaptım. 35 gün her gün yaptım. Ardından bir mitingte ilan ettim. Daha sonra haftada bir gün şehir merkezinde, bir gün de üniversitede yapıyorum. Buraya gelmek durumunda bırakalan bir çok doktorand var. Onlar için burs taleplerimiz var. İnsanların ilgisi çok fazlaydı. Alman basının da ilgisi çoktu. Almanlar beni çok cesur bulduklarını söylediler. Ben onlara asıl direnişin Türkiye’de olduğunu söyledim. Ben sadece dayanışma eylemi yapıyorum. Biz onların bir parçası olarak bir ucundan tutmaya çalışıyoruz. Umutsuz değilim bu düzeni değiştireceğiz.”

Elif SONZAMANCI

Haberin Videosu:

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak