PİRHA – 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî Davasının 53. Duruşma periyodu başladı. Siyasetçi Sebahat Tuncel yaptığı savunmada “YPG bir günah keçisi olarak değerlendiriyor ama o gün Şengal’e yaptıkları mücadele ile bir Êzidi soykırımını engellemiştir. Bütün dünya bunu ayakta alkışlıyor ama siz yargılıyorsunuz” diye konuştu.
IŞİD’in Rojava’ya yönelik saldırıları ardından 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protestolar gerekçe gösterilerek açılan davanın 53. duruşma periyodu başladı.
Dava kapsamında önceki dönem HDP Eş Genel Başkanları ve MYK üyelerinin de aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî Davası Sincan Cezaevi Kampüsünde görülüyor.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmayı, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü İbrahim Akın ve çok sayıda milletvekili de izledi.
“SİZ IŞİD BARBARLIĞINI SAVUNUYORSUNUZ”
Tutuklu siyasetçi Sebahat Tuncel, yaptığı savunmada yapılan yargılamanın, devletin Kürt politikasının özeti olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Kürtleri engellemek için bir kumpas davası açıldı. İki yıldır her bir arkadaşımız buraya çıktığında asıl meselenin gerçeği kapatmak olduğunu söyledi. Siz hakikati gizlemek istiyorsunuz, gerçeği açığa çıkarmak ise bizim sorumluluğumuzdur. Yarın 2 Ağustos, IŞİD çetelerinin Şengal’e dönük saldırılarının yıl dönümü. Biz bu dosyadan yargılanıyoruz, siz IŞİD barbarlığını savunuyorsunuz. Biz Kobanî halkının yanında olduğumuz için yargılanıyoruz. (Sözünün kesilmesi üzerine) Bütün bunlar bu dosyanın kapsamı ile ilgili.
IŞİD, bu dosyanın parçalarından biri değil midir? Dayanışmadan dolayı yargılanıyoruz, nasıl alakası yok? Şengal’e yönelik katliam Kürtlere karşı soykırımın başlangıcı olarak planlanmıştı. Verilen mücadele YPG’lilerin verdiği mücadele, bugün YPG bir günah keçisi olarak değerlendiriyor ama o gün Şengal’e yaptıkları mücadele ile bir Êzidi soykırımını engellemiştir. Bütün dünya bunu ayakta alkışlıyor ama siz yargılıyorsunuz. 21’nci yüzyılda IŞİD eliyle Türkiye’nin destek verdiği o örgüt, kız çocuklarını köle pazarlarında sattı. İlk hedefi kadın özgürlüğüneydi, bu IŞİD iki Türk askerini de yaktı. Buna karşı direnen halkın yanındayız diye bizi yargılıyorsunuz buda sizin ayıbınız olsun.
“KÜRTLER OLMASAYDI CUMHURİYET OLMAZDI”
Yargılama yapmıyorsunuz, gerçeği açığa çıkarmak için bir dirhem tutumunuz yok. Kürtleri ve Kürtlerin dostlarını yargılamak istiyorsunuz. Kürtler bununla şimdi karşılaşmıyor. 24 Temmuz Lozan Antlaşması’nın yıl dönümüydü. Lozan bugün Türkiye’de Kürt sorununun çıkmasının nedenlerden bir tanesidir. Kürtler olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti kurulmazdı. Ama İsmet İnönü Lozan’a gittiğinde Kürtleri dahi görmedi. Kürtler kurucu halk olmasına rağmen azınlık haklarını vermediler. Biz bugün bu yüzden yargılanıyoruz. Kürtlerin dili, kimliği inkar edildiği için. Bu şimdiki mesele değil. Neden burada olduğumuzun o kadar tarihsel boyutu var ki. İnkar, imha ve asimilasyon politikası Türkiye’nin genlerine işlemiş. Sorun Kürtlerden kaynaklanmıyor. Herkes kanun önünde eşit değil mi? Ama Kürtler değil. Kürtlere ‘terörle mücadele anayasası’ işliyor. Kürtler anadilde eğitim talep edince terörist oluyor. Her halkın kendi hakkını tayin etme hakkı vardır dediğimiz için siz ‘ülkeyi bölmek istiyorsunuz’ diyorlar. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne zihniyet aynı. Devlet tüm gücünü kullandı ama olmadı.
“CÜBBELERİNİZİ ÇIKARIP GELİN KONUŞALIM”
Tüm sorunların nedeni bu. Bu yargılamayı neden yapıyorsunuz? 37 insan yaşamını yitirdi, bunu mu açığa çıkarmak istiyorsunuz? Mili Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Jandarma neden burada? Onlar bizim daha fazla ceza almamızı istiyor. Onlar mı adalet istiyor? Kürtleri düşman olarak görüyorlar. Madem gerçeği açığa çıkarmak istiyorsunuz neden delilleri reddediyorsunuz? Bu davayla alakamız olmadığını siz de biliyorsunuz. Dayanışmanın suç olmayacağını bütün dünya biliyor. Türkiye Kobanî ile dayanıştı diye HDP’liler yargılıyor.
Burada itiraf attılar, siz onu bile araştırmadınız. Benim kadro olduğumu söylüyor, nereden, İmralı notlarından. İstedim onu dahi vermediniz. Bu ‘çamur at izi kalsın’dan öte bir durum. Legal demokratik siyaseti illegalize ediyorsunuz. Savcı boşuna o cübbeyi giyiyor. 3 bin küsür sayfada ne var? Bir tweet ki onu bile atamamışız. Gizli tanık ne diyor? Kurye getirmiş, Ankara’ya gelmiş, bize cümleyi yazdırmış. Mantığa bakar mısınız? Cübbenizi çıkarın gelin konuşalım. Bu iddianameyi kabul etmeniz yüz karasıdır. Kadın özgürlük mücadelemiz yargılanıyor, ekoloji mücadelemiz yargılanıyor, dayanışma yargılanıyor. Bütün bunlardan suç çıkarılabilir mi? Bütün suç Kürtlerin krimalize edilmesidir. Kürt sorunu mahkeme salonlarından çözülmez. Binlerce Kürdü yargıladınız. Yeni bir yasa çıkardınız. Bu iktidar tecavüzcüleri çıkarıyor ama Kürtleri cezaevinde tutuyor. Söz konusu Kürtler olunca, cezası bitmiş ama cezaevi önünde yeniden tutuklanıyor.
Gazetecileri, siyasetçileri tutukluyorsunuz. Merdan Yanardağ, tecrit var demiş. Yok mu? Can Atalay’ı vekil olmasına rağmen çıkarmıyorsunuz. Bu hukuksuzluğa karşı biz de burada mücadele ediyoruz. Usul dediğiniz şey nedir? Usulü ihlal eden sizsiniz. Özgürlüğümüzden yoksun bırakan sizlersiniz. AİHM kararlarını uygulamayan sizlersiniz. Bütün bunlar Kürt meselesine nasıl bakıldığını, Kürtlere hukukun nasıl uygulandığını gösteriyor. Taleplerimizi reddediyorsunuz sonra yargılama yapıyorum diyorsunuz. Siz burada yargısız infaz yapıyorsunuz.”
“ÇÖZÜM SÜRECİ GÖRÜŞMELERİ NEDEN DOSYAMIZA GİRDİ?”
Tutuklu siyasetçi Ayla Akat Ata ise “IŞİD zulmüne karşı çıktığımız için yargılanıyoruz” diyerek şöyle devam etti:
“Sayın Öcalan’ın Çözüm Sürecinde yaptığı değerlendirmelerde parti eşbaşkanlarının, Kandil’de ve devlet içerisinde görüşmeleri yürütenlerin isimleri var. Bu isimler dosyamıza neden girdi? Sayın Öcalan ile ilgili hiçbir şey tesadüf değildir. Bunca zaman sonra bunlar bizim dosyalarımıza neden girildi. 15 Temmuz’dan sonra durum farklılaştı. Haliyle bu süreci tek başına götüren biz değildik ama bu bir intikam dosyası haline geldi. Bu dosya Çözüm Sürecinin intikam dosyasıdır. Şu an bize tebliğ edilen görüşmeler kimlerle yapıldı? Biz de talep ettik görüşme notları ama tam da o süreçte Ahmet Türk üzerinden dosyamıza evrak geldi. Kobanî olayları yaşandı ama burada bizler değil gerçek failler yargılanmalıdır. O gün saldırıya uğrayan bir müşteki olarak söylemiyorum, gerçek failler yargılandığında bizler de burada olacağız.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.