İHD ve TİHV, ortak açıklamalarında, faaliyetleri durdurulan derneklerin çoğunun insan hakları ihlallerini önlemeye çalışan kurumlar olduğuna dikkat çekti. Dernek temsilcileri de çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) bugün İHD’nin Ankara’daki genel merkez binasında, faaliyeti durdurulan 370 dernekle ilgili açıklama yaptı.
Ortak açıklamaya, TİHV Genel Başkanı, Prof. Dr. Şebnem Koruru Fincancı, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı katıldı.
Açıklamaya ayrıca faaliyeti durdurulan şu derneklerden temsilciler katıldı: Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Gündem Çocuk, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu’nun (TUHAD-FED).
İçişleri Bakanlığı, Olağanüstü Hal (OHAL) Kanunu 11. maddesi kapsamında 39 ilde 370 derneğin faaliyetinin üç aylığına durdurulduğunu 11 Kasım’da açıklamıştı. Daha sonra derneklerin kapıları birer birer mühürlendi.
İHD ve TİHV’in hazırladığı ortak açıklamayı okuyan Şebnem Korur Fincancı, faaliyet durdurma için hiçbir somut gerekçenin gösterilmediğini dile getirdi:
“Bakanlığın açıklamasında, ‘genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak’ gibi genel geçer ve soyut kavramlar kullanılmış ancak söz konusu 370 dernek ile ilgili hiçbir somut gerekçe gösterilmemiştir.
“Ayrıca Bakanlığın kararına dayanak oluşturan 2935 Sayılı OHAL Kanununun 11. maddesinin ‘O’ bendinde ‘…her dernek hakkında ayrı ayrı karar almaktan’ söz edilmesine karşın 370 derneğe topluca bir tasarrufta bulunulmuştur.
“İlgili kanunda idari bir tedbir olarak faaliyet durdurma düzenlenmiş iken, İçişleri Bakanlığı bu dernekleri ağır bir şekilde yasa dışı örgütlerle ilişkilendirmek isteyerek, başta masumiyet karinesi olmak üzere bilinen bütün hukuk güvencelerini yok saymıştır.
“Haklarında ‘faaliyetlerinin durdurulması’ kararı alınan derneklere baktığımızda önemli bir kısmının insan hakları ihlallerini önlemeye ve insan eliyle oluşturulan travmaların sonuçlarını onarmaya çalışan kurumlar olduğunu görüyoruz.
“Hak, hukuk, kadın, çocuk, mülteci/sığınmacı/göçmenlerin ve yoksulların hakları için, insana yaraşır bir yaşam için hiçbir zorlama olmaksızın, gönüllü biçimde, akıl vicdan ve onurla yürütülen çalışmalara hiçbir şekilde mühür vurulamaz.
“İHD ve TİHV olarak bizler de hak savunuculuğuna en çok ihtiyaç duyulan böylesi bir dönemde dayanışmayı büyüterek bu kararlılığın bir parçası olacağız. Bu anti-demokratik uygulamalara karşı mücadele edeceğiz.
“Temel hak ve özgürlüklere saygı gereği derneklerin faaliyetini durdurma kararı derhal geri alınmalı, OHAL uygulamasına son verilmeli.”
Evrensel gazetesinden Birkan Bulut’un haberine göre, basın toplantısında faaliyetleri durdurulan kurumların temsilcileri de söz aldı, şu açıklamaları yaptılar:
Tanju Gündüzalp (Gündem Çocuk): “Bugüne kadar MEB ile de çalışan bir örgütüz. Devlet kendisiyle çalışan bir örgütü ‘terörist’ olarak ilan edip faaliyetlerini durduruyor.”
Şilan Aydın (ÖHD): “Biz binalara bağlı değiliz. Tüm günümüzü zaten adliyelerde, karakollarda geçiriyoruz. Bu kararı tanımıyor ve mücadelemize devam ediyoruz.”
Evin Konuk Can (ÇHD): “Biz bu faaliyetleri yürütürken devletten izin almadık ki, onların talimatıyla çalışmalarımızı durduralım.”
Mehmet Beyteke (TUHAD-FED): Çalışmalarımızla yıllardır cezaevlerindeki insan hakları ihlallerini teşhir ediyoruz. Mücadelemize devam edeceğiz.”
Yoruma kapalı.